Manisa Tabip Odası ve SES, Manisa Sağlık İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Manisa Tabip Odası Başkanı Şahut Duran, ““1 yıldan beridir sahadan olan ve pandemiyle mücadele eden Tabip Odası olarak Manisa’nın pandemi durumu Türkiye ile paralellik gösteriyor. Vaka sayıları hızla artıyor. Geçen haftalara göre bu hafta vaka sayılarında yüzde 100’lük bir artış var. Günlük ortalama 500-600 civarında vakalar söz konusu” dedi.
Manisa Tabip Odası ve SES ortaklaşa Manisa Sağlık İl Müdürlüğü önünde “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” temalı basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Şadiye Uysal, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca, SES Manisa Şube Başkanı Figen Pehlivan, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
VAKA SAYILARI TÜRKİYE İLE PARALELLİK GÖSTERİYOR
Manisa Tabip Odası Başkanı Şahut Duran, Manisa’nın pandemi durumundan bahsederek, “1 yıldan beridir sahadan olan ve pandemiyle mücadele eden Tabip Odası olarak Manisa’nın pandemi durumu Türkiye ile paralellik gösteriyor. Vaka sayıları hızla artıyor. Geçen haftalara göre bu hafta vaka sayılarında yüzde 100’lük bir artış var. Hastanelerde Covid için ayrılan yataklar doludur. Hasta sayısında, yoğun bakımda yatan hasta sayısında artış var. Günlük ortalama 500-600 civarında vakalar söz konusu” diye konuştu.
PANDEMİ YOKSULLARI VE İŞÇİLERİ VUR
Duran, “Pandemi yoksulları ve işçileri vurmaktadır. Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün yurttaşların on binlercesini hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız. Baştan beri yaptıkları gibi hala salgını yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar; “aşı umudu tacirliği” yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da “Maske, Mesafe, Hijyen” tekerlemesiyle suçu vatandaşlara atıyorlar. Bir yıldır her zaman olduğu gibi mesleğimizin ve meslek örgütümüzün üzerimize yüklediği sorumlulukla söylenmeyeni söylemeye, görünmeyeni görünür kılmaya çalıştık. Halk sağlığını önceleyen bilimsel bilgiler ışığında salgının ilk gününden itibaren Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler talep ettik, randevu taleplerimize yanıt gelmedi. Bugün geldiğimiz noktada, eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi neticesinde kontrol altına alınamayan COVID-19 pandemisi üçüncü ve en büyük pikini yapıyor. Günlük vaka sayıları 60 bine dayandı, can kayıpları gerçek rakamların ancak üçte birini yansıtan resmi rakamlarda bile 250’yi aştı. Hastanelerimiz COVID-19 hastalarıyla doldu, yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor, yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Her gün çaresizlik içinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bu tablodan sadece COVID-19 hastaları değil, COVID-19 dışı hastalarımız da mağdur oluyor, ertelenemez sağlık sorunları için gereken hizmete ulaşamıyorlar” diye konuştu.
BU KÂBUSU HEP BİRLİKTE DURDURALIM
“Yeter! Bin defa yeter! Bu kâbusu hep birlikte durduralım” diyen Duran, “Türkiye’nin bütün illerinde de Sağlık Müdürlükleri önündeyiz. Her gün yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz son durumda acil adımlar atılmalıdır: Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır. Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir. Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır. Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır. Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır. Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir. Bilim insanlarına çağrımızdır: Verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığı, bağımsız bilimsel çalışmaların engellendiği şartlarda sınırlı sayıda da olsa eldeki mevcut verileri ile ülkenin, bölgelerin, risk gruplarının özgün durumlarının gösterilmesi gerekir. Topluma çağrımızdır: Sosyal haklarımızın korunması; temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Hareketliliği azaltıp bulaşı önlememiz için ekonomik destek, zamanında aşılanma, şeffaf bilgi edinme yurttaşlık haklarımızdır. Uyarılarımıza rağmen yanlış sağlık politikalarında ısrar edilmesi, sosyal cinayettir. Toplumun ve sağlık çalışanlarının canını ve sağlığını riske atan vurdumduymazlığına daha fazla tahammülümüz kalmamıştır. Siyasi ve ekonomik çıkarları değil insanı önceleyin! Artık tükendik, söylenecek sözümüzü tükettik. Çığlığımızla buradayız! Bu çığlık hepimizin!” diye konuştu. CÜNEYT HASÇELİK