“Hayatta her şey bizler için o yüzden ertelemeyelim. Hayallerimizi, hedeflerimizi, sevgimizi, sevdiğimizi olduğu gibi kutlamayı bekleyen nice başarı öykülerini yazmayı ertelemeyin” diyen Dr. Hülya Yurttaş Pirinççi, “Kadın zekası, bir başka çalışıyor inanın. Ben en acil, en ihtiyaç durumlarda en doğru şekilde insan sağlığına hizmet üzerine kodlanmış gibi gördüğüm için Manisa’ya geldim. Daha çok hayatlarına dokunacağım insanlar vardı hissediyorum. Bu defa daha fazla ne olabilirdi. Adrenalin, üretmenin yansıyacağı tüketimle yansımalıydı. Derken Manisa organize Sanayi ile tanıştım. Üretim, emek, ekip çalışması ve ürün. Derken 24 saat çalışan kadın /erken fark etmeyecek iş gücüne ben nasıl katkıda bulunabilirim. Nasıl fiziksel olarak çok yorgun ama ruhsal olarak mutlu ve huzurlu bir çalışan kadınlar olabilirizi çalıştım. İşte derken ''Organize'den Gelen Topuk sesleri Projesi” oluştu. Anlamı şu; biz 24 saat çalışıyor olabiliriz, evimizde yemeğimiz, temizliğimiz, ev işlerimizi de yapar, fabrikaya gelerek, üretime dahil olabiliriz. Farkımız şu; biz gece mesaileri sonrası uyumayıp, bu işlerimizi de yapabilecek kadar zorlanabiliriz; çünkü üretime, işverenimize, evimize, mutfağımıza katkıda bulunuyoruz. Çünkü östrojenimize güveniyoruz” dedi.
FİZİKSEL OLARAK BEDENLERİNE DOKUNARAK EMPATİ KURDUM
Projeye nasıl öncülük ettiğinden bahseden Dr. Hülya Yurttaş Pirinççi, “2012 yılından itibaren başladığım yaşam koçluğu atölyeleri ile renk katarak ve paylaşacak bilgi hazinemi artık biraz daha kalben hitap edebilerek onlarla oldum. Hekimliğim, işyeri hekimliğim ile iş güvenliği mühendislerimizle, üretimdeki her bir çalışana dokunup, insan kaynakları, genel müdür, hatta işvereni de dahil eden ekipler kurarak ilerledim. Ayrı yerlerde değil, aynı yemekhanede, aynı yemekten yiyerek ayrımı kaldırdık. Dolayısıyla yemekler daha özenli, daha hijyenik ve işveren de burada yiyor, demek ki bize değer veriliyor imajını yaratmaya çalıştım. Çay molalarındaki küçük sohbetlerle, aslında eğitimleri sohbet ve onların diline indirgedik. Akıl, beden, zihin ve kalben dokunabilmek; hekimlik kariyerimin üzerine öyle bir oturdu ki, artık çok daha bütünsel çok daha çözümcül, çok daha pozitif bakabiliyordum. Ve artık Ben, Ben’den Biz’e, Biz’den bütüne fayda sağlamak üzere artık hazırım. 21 yıllık meslek hayatımda en çok sevdiğim, insanların sağlıklarına hizmet etmek yanısıra, onların fiziksel olarak bedenlerine dokunarak, yapabildiğim en iyi şekilde empati kurarak, poliklinikten kafalarında hastalık ve yazdığım reçete ile ilgili en ufak bir soru işareti kalmayacak şekilde hayatta bana göre en büyük değer olan sağlığımıza hizmet etmekti, bunun çok daha fazlasına erişebildim” diye konuştu.
TİYATRO OYUNLARI KURDUK
Pirinççi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde, 2003 yılından bugüne, her bir mavi çalışanı, işe girmeden önce tek tek sağlık muayenesi yaparak, yapacağı iş tanımına göre ‘Sağlıklı ve o işe uygun çalışabilir’ raporu verip, iş güvenliği ile ilgili eğitimlerini de alarak, iş kazası öncesi bilgilendirmeyi yaparak, bilinçli bir şekilde işe başlamasını sağladık. Herhangi bir meslek hastalığı ya da işe bağlı hastalıktan önlemek için tüm risk analizi çalışmalarımızı iş güvenliği mühendislerimizle yaparak, önlemleri aldık. Onlara onların anlayacağı eğitim dilinden anlatarak, bazen çay sohbetlerinde bazen yemek molalarında takım çalışması oyunları ile aslında işten çok daha öncelikli kendi sağlıklarının olduğunu defalarca anlattık, öğrettik. Tiyatro oyunları kurduk. Sağlıklı işe gönderen eş, çocuk ve ailelerinin, işten çıkıp, eve tekrar giderken kendilerini yine sağlıklı dönmelerini beklediklerini tiyatro sahnesinde kendi oyuncu kimlikleriyle sergileterek, iyice işledik. Yetmedi; ailelerine dokunduk, tarama tetkiklerinden bazılarını laboratuvarımızda onlara da tetkik aldırarak çalıştık. Çünkü aile, her bir çalışan için öncelikli hayat değeri biliyoruz. Onlara şunu söyledik; Sizi önemsiyoruz, sizin için önemli olan ailelerinizin de sağlığını sizin gibi düşünüyoruz. Öyle bir ses getirdi ki; önemli olan sadece bunu hissettirebilmekti. Hastalıkları olmadan önce önlemenin önemini böyle bir 24 saat üretim yapan fabrikalarda anlatmak için çok çalıştık.”
PROFESYONEL BİR TAKIM KOÇU OLARAK, DAHA BÜYÜK KİTLELERE YAYMAYI HEDEFLİYORUZ
2013 yılında eğitimleri daha fazla kitleye açmak adına Manisa Eğitim ve Koçluk Akademisi(MEKA )’yı kurduklarını aktaran Prinççi, “MEB onaylı Mesleki Eğitimler, Mesleki Yeterlilik Sınavları yanı sıra Sağlık Bakanlığı Sertifikalı İlk yardım eğitimleri, mutfak ve temizlik işlerinde çalışanlarımız için Hijyen Eğitimleri ve tabi ki Kişisel Gelişimlerini de düşünerek Koçluk Eğitimlerini oluşturduk. Eğitimleri her gün aynı saatlerde düzenli yaparak, ulaşımı da Manisa Organize Sanayi Bölge’mizin ring araçlarını kullanarak her zaman gönüllük, gelişim ve oryantasyon odaklı yaparak bir İş sağlığı ve Güvenliği kültürü oluşturmaya çalıştık. Ve bunu gerçekten başardık. İnanın ki başardık. 16 yıl boyunca her bir işçiye, ayrı ayrı ve özenli olarak hayatlarına dokunduk, sağlıklı, güvenli ve huzurlu çalışmaları için elimizden geleni işverenle, insan kaynaklarıyla, bölge müdürlüğümüzle, hatta İl Sağlık Müdürlüğü, SGK İl Müdürlüğü gibi kamu birimleriyle iş birliği yaparak, ilk defa önleyici sağlık hizmetlerinde Kamu &Özel ekibi oluşturarak, aynı hedefe aynı pencereden bakmaya çalıştık. Ve biliyor musunuz, bunu da tüm çalışanlara tek tek anlatarak, işvereni ikna ederek, kamuya ‘Size ihtiyacımız var, yönetmelikler Bakanlık nezdinde çıkıyor, uygulamakta, öğretmekte haydi gelin perifere birlikte anlatalım, onların dilinden konuşalım ve onlarla bütünleşelim ‘’diyerek sağladık. 1 Ekim 2015 yılında Sağlık Bakanlığı onaylı MOSB-MED Tıp Merkezi şirketini kurduk. Bu defa hasta olduklarında, mevcut hastanelerde bekleme olmasın, iş kazalarında ilk ve çok yakın merkezi acil servis hizmeti yapılabilsin düşüncesiyle kurduk.24 saat Sağlık Hizmetini sunarak, üretimdeki vardiyalarda biz sağlık alanında destek verdik. İş gücü kaybını önlemek için ‘Sağlıklı Olmak, Hasta olmadan önlem almak’ gibi mevsimsel seminer, duyurular, aşılamalar yaptık. İzin alamadığı için istirahat raporu almak için bize başvuran kişilerle, tek tek ilgilenerek, İnsan Kaynaklarıyla iletişim kurduk. İlimizdeki Üniversite Hastanesi ile işbirliği yaparak Ergonomik çalışmaları, her sabah işe başlamadan spor yapabilecek kadar üretime yansıtıp, hatta uygun olan fabrikalarda spor salonları gibi sosyal faaliyetlerin başlangıcını oluşturduk. Kısacası çok yönlü ve çok istekli hayatlarına dokunmak istedik. Bundan sonra, Organize Sanayi’de dokunarak yarattığımız tüm güzel bedensel ve ruhsal enerjileri, Profesyonel bir Takım Koçu olarak, daha büyük kitlelere yaymayı hedefliyoruz. Çünkü üretmek için, çalışmak için, başarmak için her şeyden önce kendimizin önemli olduğunu ve kendimizi keşfetmemizin önemini biliyoruz. Sonra hayat değerlerimizi, yaşamımızın bir klavuzu olarak almayı sonra da öz saygımızı yükseltmeyi istiyoruz. O yüzden “Organize'den Gelen Topuk Sesleri'ne kulak verin, daha birçok toplumsal başarılara yayılabilmek için yürüyoruz. Şimdiden tanışmayı ertelemeyin. Bir kez daha söylüyorum, hayallerinizi, hedeflerinizi, sevginizi, sevdiğinizi olduğu gibi kutlamayı bekleyen nice başarı öykülerinizi yazmayı ertelemeyin” dedi
FİZİKSEL OLARAK BEDENLERİNE DOKUNARAK EMPATİ KURDUM
Projeye nasıl öncülük ettiğinden bahseden Dr. Hülya Yurttaş Pirinççi, “2012 yılından itibaren başladığım yaşam koçluğu atölyeleri ile renk katarak ve paylaşacak bilgi hazinemi artık biraz daha kalben hitap edebilerek onlarla oldum. Hekimliğim, işyeri hekimliğim ile iş güvenliği mühendislerimizle, üretimdeki her bir çalışana dokunup, insan kaynakları, genel müdür, hatta işvereni de dahil eden ekipler kurarak ilerledim. Ayrı yerlerde değil, aynı yemekhanede, aynı yemekten yiyerek ayrımı kaldırdık. Dolayısıyla yemekler daha özenli, daha hijyenik ve işveren de burada yiyor, demek ki bize değer veriliyor imajını yaratmaya çalıştım. Çay molalarındaki küçük sohbetlerle, aslında eğitimleri sohbet ve onların diline indirgedik. Akıl, beden, zihin ve kalben dokunabilmek; hekimlik kariyerimin üzerine öyle bir oturdu ki, artık çok daha bütünsel çok daha çözümcül, çok daha pozitif bakabiliyordum. Ve artık Ben, Ben’den Biz’e, Biz’den bütüne fayda sağlamak üzere artık hazırım. 21 yıllık meslek hayatımda en çok sevdiğim, insanların sağlıklarına hizmet etmek yanısıra, onların fiziksel olarak bedenlerine dokunarak, yapabildiğim en iyi şekilde empati kurarak, poliklinikten kafalarında hastalık ve yazdığım reçete ile ilgili en ufak bir soru işareti kalmayacak şekilde hayatta bana göre en büyük değer olan sağlığımıza hizmet etmekti, bunun çok daha fazlasına erişebildim” diye konuştu.
TİYATRO OYUNLARI KURDUK
Pirinççi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde, 2003 yılından bugüne, her bir mavi çalışanı, işe girmeden önce tek tek sağlık muayenesi yaparak, yapacağı iş tanımına göre ‘Sağlıklı ve o işe uygun çalışabilir’ raporu verip, iş güvenliği ile ilgili eğitimlerini de alarak, iş kazası öncesi bilgilendirmeyi yaparak, bilinçli bir şekilde işe başlamasını sağladık. Herhangi bir meslek hastalığı ya da işe bağlı hastalıktan önlemek için tüm risk analizi çalışmalarımızı iş güvenliği mühendislerimizle yaparak, önlemleri aldık. Onlara onların anlayacağı eğitim dilinden anlatarak, bazen çay sohbetlerinde bazen yemek molalarında takım çalışması oyunları ile aslında işten çok daha öncelikli kendi sağlıklarının olduğunu defalarca anlattık, öğrettik. Tiyatro oyunları kurduk. Sağlıklı işe gönderen eş, çocuk ve ailelerinin, işten çıkıp, eve tekrar giderken kendilerini yine sağlıklı dönmelerini beklediklerini tiyatro sahnesinde kendi oyuncu kimlikleriyle sergileterek, iyice işledik. Yetmedi; ailelerine dokunduk, tarama tetkiklerinden bazılarını laboratuvarımızda onlara da tetkik aldırarak çalıştık. Çünkü aile, her bir çalışan için öncelikli hayat değeri biliyoruz. Onlara şunu söyledik; Sizi önemsiyoruz, sizin için önemli olan ailelerinizin de sağlığını sizin gibi düşünüyoruz. Öyle bir ses getirdi ki; önemli olan sadece bunu hissettirebilmekti. Hastalıkları olmadan önce önlemenin önemini böyle bir 24 saat üretim yapan fabrikalarda anlatmak için çok çalıştık.”
PROFESYONEL BİR TAKIM KOÇU OLARAK, DAHA BÜYÜK KİTLELERE YAYMAYI HEDEFLİYORUZ
2013 yılında eğitimleri daha fazla kitleye açmak adına Manisa Eğitim ve Koçluk Akademisi(MEKA )’yı kurduklarını aktaran Prinççi, “MEB onaylı Mesleki Eğitimler, Mesleki Yeterlilik Sınavları yanı sıra Sağlık Bakanlığı Sertifikalı İlk yardım eğitimleri, mutfak ve temizlik işlerinde çalışanlarımız için Hijyen Eğitimleri ve tabi ki Kişisel Gelişimlerini de düşünerek Koçluk Eğitimlerini oluşturduk. Eğitimleri her gün aynı saatlerde düzenli yaparak, ulaşımı da Manisa Organize Sanayi Bölge’mizin ring araçlarını kullanarak her zaman gönüllük, gelişim ve oryantasyon odaklı yaparak bir İş sağlığı ve Güvenliği kültürü oluşturmaya çalıştık. Ve bunu gerçekten başardık. İnanın ki başardık. 16 yıl boyunca her bir işçiye, ayrı ayrı ve özenli olarak hayatlarına dokunduk, sağlıklı, güvenli ve huzurlu çalışmaları için elimizden geleni işverenle, insan kaynaklarıyla, bölge müdürlüğümüzle, hatta İl Sağlık Müdürlüğü, SGK İl Müdürlüğü gibi kamu birimleriyle iş birliği yaparak, ilk defa önleyici sağlık hizmetlerinde Kamu &Özel ekibi oluşturarak, aynı hedefe aynı pencereden bakmaya çalıştık. Ve biliyor musunuz, bunu da tüm çalışanlara tek tek anlatarak, işvereni ikna ederek, kamuya ‘Size ihtiyacımız var, yönetmelikler Bakanlık nezdinde çıkıyor, uygulamakta, öğretmekte haydi gelin perifere birlikte anlatalım, onların dilinden konuşalım ve onlarla bütünleşelim ‘’diyerek sağladık. 1 Ekim 2015 yılında Sağlık Bakanlığı onaylı MOSB-MED Tıp Merkezi şirketini kurduk. Bu defa hasta olduklarında, mevcut hastanelerde bekleme olmasın, iş kazalarında ilk ve çok yakın merkezi acil servis hizmeti yapılabilsin düşüncesiyle kurduk.24 saat Sağlık Hizmetini sunarak, üretimdeki vardiyalarda biz sağlık alanında destek verdik. İş gücü kaybını önlemek için ‘Sağlıklı Olmak, Hasta olmadan önlem almak’ gibi mevsimsel seminer, duyurular, aşılamalar yaptık. İzin alamadığı için istirahat raporu almak için bize başvuran kişilerle, tek tek ilgilenerek, İnsan Kaynaklarıyla iletişim kurduk. İlimizdeki Üniversite Hastanesi ile işbirliği yaparak Ergonomik çalışmaları, her sabah işe başlamadan spor yapabilecek kadar üretime yansıtıp, hatta uygun olan fabrikalarda spor salonları gibi sosyal faaliyetlerin başlangıcını oluşturduk. Kısacası çok yönlü ve çok istekli hayatlarına dokunmak istedik. Bundan sonra, Organize Sanayi’de dokunarak yarattığımız tüm güzel bedensel ve ruhsal enerjileri, Profesyonel bir Takım Koçu olarak, daha büyük kitlelere yaymayı hedefliyoruz. Çünkü üretmek için, çalışmak için, başarmak için her şeyden önce kendimizin önemli olduğunu ve kendimizi keşfetmemizin önemini biliyoruz. Sonra hayat değerlerimizi, yaşamımızın bir klavuzu olarak almayı sonra da öz saygımızı yükseltmeyi istiyoruz. O yüzden “Organize'den Gelen Topuk Sesleri'ne kulak verin, daha birçok toplumsal başarılara yayılabilmek için yürüyoruz. Şimdiden tanışmayı ertelemeyin. Bir kez daha söylüyorum, hayallerinizi, hedeflerinizi, sevginizi, sevdiğinizi olduğu gibi kutlamayı bekleyen nice başarı öykülerinizi yazmayı ertelemeyin” dedi