"Haset gururla savaşta;
Gurur, Kafdağı'nda derebeyi...
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği.
İyiliğin türbesine
Türbedar oldu iyi! "
Arif Nihat Asya
Son günlerde hali ahvalimiz oldukça buruk. Muhteşem Na'atın yukarıya aldığım satırları anlatıyor herşeyi. İçinde bulunduğumuz ahir zaman hengamesinde, bu hale gelmemizde, salgınlar, yangınlar, savaşların yanında; insanoğlunun gaflet hali daha büyük etken sanki. Gerek sosyal medyada, gerekse gerçek hayatta, çevremde gördüğüm bu gaflet hali, buruklukdan da öte, hatta ağlama sebebi boyutunda.
Neredeyse bir yıldır, dünyada, ülkemizde olanlar, yaşananlar, avaz avaz alarm veriyor ancak pek çoğumuz adeta kör-sağır mesabesinde bihaber. Bildiğini zannedenlerin de çoğu kasti yanlış bilgilere, tuzak çare alternatiflerine körü körüne inanmış, uygular durumda.
Hala haset, gurur, hırs gibi helak nedeni hasletler doruklarda. Sahibi olduğumuzu, garanti olduğunu zannettiğimiz herşeyi, her an kaybedebileceğimizi, o an geldiğinde dahası hiç bir anlamlarının olmayacağını göremiyoruz. Sanki olanlar, yaşananlar bir tiyatro; oyun bitecek ve önceki hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. O kadar hafife alıyoruz.
Oysa bütün bu olanlar, yaşananlar ciddi bir uyarı. "Ey insanoğlu! Gafletten uyan, uçuruma doğru gidiyorsun!" diyor. Olayların dilini anlayamayanlar çok şey kaybedecek Sabri Tandoğan Hoca'mızın dediği gibi.
Bir an önce bol tefekkür, samimi bir özeleştiriyle hatalarımızı idrake, tevbe ve mücadeleyle telafiye gayret etmek zorundayız. Zaman imanı kurtarma zamanı. Malı, mülkü, saltanatı değil. Tabii iman etmiş olanlar için. Değilse bir an önce gereklerini yerine getirmek. Sağlıklı kalabilmek ve imanı, vatanı kurtarmak; bu sebeple ne yapabileceğimize odaklanmak zorundayız. Tek doğru yol, illa maneviyat...
Öncelikle dünyaya kasti salınan korku enerjisinden korunmamız şart. Bunun için de televizyon ve sosyal medyadaki bilgi kirliliğinden uzak durmamız, okuma ve ibadetlerle manevi gelişimle, imanımızı güçlendirmekle; bir şekilde huzuru, morali sağlamamız, bağışıklık sistemini, zihinsel sağlığımızı bu tehlikeden korumamız gerek.
Aylardır, defalarca ilettiğimiz önerilere uymaktan başka çare yok. İman üzere yaşamak; Koruma âyetlerini gün doğumu ve batımı öncesinde düzenli okumak, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimizle, salatı selam ve salavat ile gönül bağımızı güçlü tutmak. Onun yüzü suyu hürmetine bağışlanma dilemek. Sadece suçluları cezalandır, masumlarımızı koru Allah’ım diyerek, hepimiz için bol bol dua etmek...
Elbette bu arada, bu hengamede de hangimizin daha güzel iş yapacağına bakıldığı gereği, imtihanlarımızı, sadece Allah'ın rızasını kıstas alarak en doğru şekilde verebilmeye çalışmak. Birlik içinde imanımıza, evlatlarımıza, geleceğimize, vatanımıza sahip çıkabilmeye ölümüne gayret etmek.
Niyet, gayret bizden; rahmet, merhamet ve muvaffakiyet Allah'tan.
Amin Ya Rab'bi!.
Adevviye Şeyda Karaslan
09 Eylül 2020