Ben duruşmaya gitmeden hakkımda ceza verilmiş bu nasıl olabilir..? Bu ve benzer sorular her meslektaşımıza sürekli olarak sorulmakta ve çözüm yolu aranmaktadır. Vatandaş sürekli olarak duruşmadan haberi bile olmadan hakkında hüküm verildiği iddiasıyla avukatlara başvurmakta ve hakkında verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu iddia etmektedir. İşte bu durumda, iddia edildiği üzere, hakkında hüküm verilen kişinin gerçekten hukuka aykırı bir duruma maruz kalıp kalmadığının tespiti önem arz eder. Peki sanığın yokluğunda duruşma ve hüküm kurma hangi hallerde mümkün olabilecektir? Sanığın duruşmada hazır bulunmaması halinde verilebilecek kararlar nelerdir?
Sanığın Duruşmada Hazır Bulunmaması
Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 193
Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.
Madde metninden de görüleceği üzere hazır olmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacaktır. Kanun bunu kural olarak belirtmiş ve istisnai halleri ayrık tutmuştur. O zaman sanık duruşmada yoksa ve kanunda sayılı istisnai hallerden de biri uygulanamıyorsa, duruşma yapılmayacak ve sadece zorla getirme kararı verilecektir. Zorla getirme kararı yönünden hakime takdir hakkı tanınmamış ve emredici bir ifadeyle bu hükmün tatbik edilmesi belirtilmiştir.
Yine kanun maddesinde yer aldığı üzere, sanığın gelmemesi geçerli bir nedene dayanıyorsa artık zorla getirme kararı çıkarılmayacaktır. Sanığın duruşma salonuna gelemeyecek derecede hasta olması, bulunduğu bölgede yaşanan bir doğal afet sebebiyle hareket kabiliyetinin olmaması vs. gibi durumlar bu hale örnek verilebilir.
Aynı kanun maddesinin 2. Fıkrasında istisnai hallerden birine değinilmiştir. Buna göre; “ Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir”. Burada yer alan sorgu ifadesinin ne olduğu, aynı kanunun “Tanımlar” başlıklı 2. Maddesinde “Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini” ifade edilmektedir.
Madde metninde de görüleceği üzere, sanık hakkında mahkumiyet dışında bir karar verilebilecekse bunun takdiri hakim veya mahkemededir. İlk fıkrada yer alan emredici durum bu fıkrada yer almamakta ve hakime isterse davayı devam ettirme yetkisini vermektedir.
Sanığın Mahkemeden Uzaklaşması
Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 194
Mahkemeye gelen sanığın duruşmanın devamı süresince hazır bulunması sağlanır ve savuşmasının önüne geçmek için mahkeme gereken tedbirleri alır.
Kanun maddesinin birinci fıkrası, sanığın duruşmada hazır bulunmasını ve savuşmasının önüne geçilmesini sağlama görevini mahkemeye vermiştir. Buna göre mahkeme gerekirse kolluk marifetiyle bunu sağlayacak ve gereken önlemleri alacaktır.
Yine aynı kanun maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir” hükmüne göre, duruşmada sanığın hazır bulunmasını sağlama görevi sadece mahkemeye bırakılmamış, bu konuda sanığın bizzat kendisine de sorumluluk yüklenmiştir. Buna göre, sanık duruşma sırasında savuşursa veya ara verilmiş olan duruşmanın devamına gelmezse, bu durumda artık dava yokluğunda bitirilebilecektir. Bu maddede, 193. Maddeden farklı olarak, davanın bitirilmesini sanığın sorgusunun yapılmasına bağlı tutmuştur. Sanığın sorgusu yapılmamışsa, sanık duruşmadan savuşmuş veya sonraki oturuma gelmemiş olsa dahi, hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacaktır. Madde metni emredici olarak, mahkumiyet için sanığın sorgusunu şart koşmuştur.
Mahkeme savuşan sanık hakkında hüküm kuracaksa, hazır bulunmasına gerek olmadığı yönünde de bir karar vermelidir. bu kararında sanığın hazır bulunmasına neden gerek olmadığını gerekçeleriyle birlikte açıklamak zorundadır. Aksi halin varlığı keyfiyeti doğuracaktır.
Sanık duruşmadan savuşmuş veya sonraki oturuma gelmemişse aynı zamanda sorgusu da yapılmamışsa, 193. Madde kapsamında “mahkumiyet dışında hüküm kurularak” dava yokluğunda bitirilebilir.
Sanığın Yokluğunda Duruşma
Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 195
Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.
Sanığın duruşmada olmadığı durumlarda, hakkında hüküm kurulup kurulamayacağı, kurulabilecekse hangi hallerde kurulabileceği 193 ve 194. Maddelerde belirtilmiştir. Bu madde metninde ise sadece sanık olmaksızın duruşmanın yapılmasında bahsedilmiştir. Suç yalnızca adli para cezasını veya adli para cezasıyla birlikte müsadereyi veya yalnızca müsadereyi gerektirmesi halinde, 195. Madde hükmü gereğince sanığın yokluğunda duruşma yapılabilir. Madde lafzından hareket edildiğinde, sanığın yokluğunda sadece duruşma yapılabileceği yazmakta ancak yoklukta hüküm verilip verilemeyeceği belirtilmemektedir.
İlk derece ve yüksek mahkeme uygulamalarının tamamında bu maddeye göre hüküm kurulabileceği anlamı çıkarılmakta ve sanığın yokluğunda kendisine davetiye çıkarılmış olması şartıyla hüküm kurulmaktadır.
Sanığın Duruşmadan Bağışık Tutulması
Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 196
Sanığın mahkemece sorgusu yapılmışsa, kendisinin veya bu konuda yetkili kıldığı avukatının talebi varsa, sanık duruşmalardan bağışık/vareste tutulabilir. Bağışık tutma talebe bağlı olarak gerçekleşebilir. Talebin olmaması halinde duruşmadan bağışık tutulma mümkün değildir. Yine mahkeme böyle bir talep olsa dahi aksi yönde bir karar verebilir. Takdir yetkisi mahkeme veya hakimdedir.
Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Bu husus, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısına bildirilmek zorundadır ancak bu kişilerin katılma zorunluluğu yoktur. Alt sınırı beş yıldan fazla olan suçlarda şüpheli veya sanığın müdafii olmadan ifadesi alınamaz veya sorguya çekilemez.
Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim (SEGBİS) tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir. Bu hususta takdir yine mahkeme veya hakimdedir ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, hakim veya mahkemenin SEGBİS yoluyla sorgu yapması ancak “zorunlu görülen hallerde” mümkündür. Bu husus keyfiyet haline getirilemez ve her halde SEGBİS sistemi kullanılamaz. Hakim veya mahkeme zorunluluğun gerekçesini açıklamak zorundadır. Salgın hastalık, kişinin sağlık durumunun iyi olmaması, güvenliğinin sağlanmasından endişe edilecek halin varlığı vs. gibi hallerde zorunlu halin varlığı kabul edilebilir. Sanığa öncelikle mahkeme huzurunda ifade verme hakkı tanınmalıdır, bu mümkün değilse ve zorunluluk arz ediyorsa SEGBİS sistemi ile ifade alınmalı veya sorgusu yapılmalıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 20.10.2015 tarihli, 2015/2520 E. ve 2015/4962 K. ).
Sanık hastalık veya disiplin önlemi sebebiyle başka bir yargı çevresindeki hastane veya tutukevindeyse, sorgusunun yapılmış olması şartıyla hakim veya mahkeme duruşmalardan vareste tutabilir.
Sanık hazır olmaksızın yapılacak işlemlere karşı CMK’nın 197. Maddesinde yer alan hükme binaen “eski hale getirme usulünü” işletebilir. Bu durumda kendi istemi üzerine duruşmadan bağışık tutulmuş veya müdafii aracılığıyla temsil edilmek yetkisini kullanmamış olması şartıyla, yokluğunda yapılan karar veya işlemlerin kendisine tebliğinden sonra 1 hafta içerisinde, mahkemenin karar ve işlemlerine karşı eski hale getirme usulünü işletebilir.
Çalışmanın mahiyeti ve uzun tutmamak adına gaipler ve kaçaklar hakkında duruşma ve hüküm hangi hallerde mümkün olabilecektir konusu bir başka yazımızda incelenecektir.
Konuyla İlgili Yargıtay Kararları
Sanığın Yokluğunda Duruşma Yapılması ve Hüküm Verilmesiyle İlgili Yargıtay Kararları
12. Ceza Dairesi 2019/11030 E. , 2019/12102 K.
Sanığa gelmediği takdirde hakkındaki hükmün açıklanacağına yönelik davetiye tebliği sağlanmadan veya savunması alınmadan, CMK’nın 195. maddesine göre yapılan tebliğe rağmen gelmeyen sanığın yokluğunda hakkında verilen hükmün açıklanmasına karar verilerek savunma hakkının kısıtlanmak suretiyle CMK’nın 193. maddesine aykırı hareket edilmesi.
17. Ceza Dairesi 2019/10271 E. , 2019/13665 K.
Sanığın CMK’nın 195/1. maddesine göre yokluğunda karar verilebileceği ihtarını içeren davetiye yerine, CMK 176/2, 206/1, 98/3. maddeleri gereğince davetiye çıkarılarak sanığın savunması alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, bozmayı gerektirir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015/8301 E. , 2015/26958 K.
Yerel Mahkemenin yargı yetkisi dışında bir yerde hükümlü bulunan sanık, istinabe yoluyla yapılan sorgusunda, duruşmalara katılmak istediğini, kararın yüzüne karşı okunmasını, hazırda bulunmak veya SEGBİS sistemi ile mahkemede savunma yapmak istediğini açıkça talep etmesine rağmen, duruşmadan vareste tutulmadığı halde yokluğunda hüküm kurulmuştur. Sanığın savunma hakkının kısıtlandığı diğer yönlerden incelenmesine gerek görülmeksizin bozulması gerekir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/6387 E. , 2020/855 K.
Sanık hakkında kurulan hükmün temyizine gelince;
Başka suçtan farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan sanığın, 24/06/2014 tarihli celsede alınan ifadesinde, duruşmadan bağışık tutulma talebi bulunmaması karşısında; hükmün verildiği 24/10/2014 tarihli son oturumda SEGBİS yoluyla duruşmada hazır bulundurulması sağlanıp, yüzüne karşı karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yokluğunda mahkumiyetine hükmedilmesi suretiyle, CMK’nın 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması bozmayı gerektirir.
Av.Ali Bayram YILDIRIM
www.alibayramyildirim.av.tr