Savaş günümüzde dünyanın dört bir yanında rastladığımız, geçmişten günümüze varlığını devam ettiren bir olaydır.
Savaşın ekonomik, sosyal, psikolojik birçok etkisi bulunmaktadır. İnsanlık tarihinde en büyük travmatik olayların yaşanma sebebide savaştır. Savaş sonrası yetişkin bireyler ve çocuklar travma gerçeğiyle yüzleşmektedir. Ne yazık ki çocuklar yaşadığı travmayı aktarmakta yetişkinler kadar şanslı değildir.
Çocukların savaş sırasında maruz kaldığı silah ve çatışma sesleri , yakınlarını kaybetmeleri, ölüm gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmeleri dünyanın kendileri için güvenilmez bir yer olduğu düşüncesini hakim kılmaktadır. Peki sadece savaşı yaşayan çocuklarda mı travma etkileri görülmektedir? Günümüzde sosyal medyada tanık olduğumuz savaşın görüntüleri yetişkin ve çocuklarda psikolojik olarak derin bir iz bırakmaktadır. Çocuklar için savaş, ölüm, katliam gibi kelimeler soyut bir kavramdır ve anlamakta zorlanmaktadırlar. Çocuklar gördükleri olayları ve duydukları haberleri içselleştirdikçe savaşın kendi evlerinde ve ülkelerinde acaba yaşanacak mı korkusu stres ve kaygı düzeylerinde artış meydana getirebilmektedir. Bu süreçte ebeveynlerin dikkat etmesi gereken durumlar bulunmaktadır. Çocuklarımızı oldukça bu tür haberlerden uzak tutmalıyız . Çocukların savaş ile ilgili sorduğu soruları cevapsız bırakmayıp, çocukların yaş ve gelişim düzeylerine göre cevaplamaya çalışmalıyız. Savaş, ölüm vb. kelimeleri çocukların yanında çok fazla kullanmamaya özen göstermeliyiz. Çocukların bu süreçte oynadığı oyunları, arkadaşları ve çevresiyle olan diyaloglarını, çizdiği resimleri gözlemlemeliyiz.
Çizdikleri resimlerde, oynadıkları oyunlarda ve çevresiyle olan iletişimlerinde savaş ve ölüm figürlerinin olup olmadığına dikkat etmeliyiz eğer bulunuyorsa önemli bir işaret olabilir. Bu süreçte çocukların düşünce ve hisleri çok önemlidir, çocuklarımızı dinleyelim ve onların düşüncelerini önemseyelim .