Denge İnsanı
Dengesi olmayan dik duramaz.
Dengesi olmayan omurgalı olmanın hakkını veremez.
Dengesi olmayan düşer.
Düşen değer kaybeder.
Dengesi olmayan ya sağa düşer savrulur ya da sola düşer kaybolur.
Dengeli olmak için her şeyden önce doğru yerde konumlanmayı ve hep daha ileriyi hedeflemeyi gerektirir. Tıpkı bisiklet sürmek gibi. Doğru bir şekilde binmek, ileriye bakmak ve sürekli her iki pedalı da doğru ve dengeli bir şekilde çevirmek gerekir. Bu işler doğru bir şekilde yapıldığında hem dengede durur hem ileriye doğru yol alır hem de varacağımız yere hızlıca varırız. Vardığımız yerde de amaçlarımızı gerçekleştirme fırsatları yakaladığımız gibi en çok ihtiyaç duyduğumuz, telafisi olmayan ve nakitten daha değerli olan vakti yakalama imkânına kavuşuruz.
Denge bu kadar önemliyken denge insanı olmak daha değerlidir.
Rabbimiz Allah, dengeli ve ölçülü hareket etmemizi isteyerek denge insanı olmamızı bekler. Dolayısıyla kitabımız Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz Allah Rasulu Hz. Muhammed (asv) ve dinimiz İslam bizlerin doğru ve itidal üzere dengeli olmamızı isteyip bekler.
Doğru ve dengeli insan olmak, salt bir söylemden ziyade duygu, düşünce ve tüm davranışlarımızda olması gereken bir takım niteliklere sahip olmayı gerekli kılar:
Mutedil olmak,
Meşrutiyet,
Aşırılıklardan uzak olmak,
Dosdoğru bir çizgide bulunmak,
Ölçülü hareket etmek vb…
Bu niteliklere sahip olmayan her duygu, düşünce ve davranıştaki sapmalar zamanla çok büyük savrulmalara ve telafisi mümkün olamayacak ifrat ile tefritlere sürüklenmeye sebebiyet verebilir.
Rabbimiz Allah, dolayısıyla Kur’an-ı Kerim, Allah Rasulu Hz. Muhammed (asv) ve dinimiz İslam’ın isteyip beklediği doğru ve denge insanı olmak; bir anlık, bir durumluk veya hayatımızın belirli bir döneminde olmaktan ziyade her zaman ve her anımızda olması gereken bedenimizle birlikte ruhumuzu da kuşatan bir hal ve bir davranış modelidir.
Doğru ve denge insanı olmak:
Bir söz değil davranış biçimidir.
Söylem değil eylemdir.
İddia edilmesi gereken değil ispatlanması gereken bir hal üzere olmaktır.
Rahman Allah yarattığı kâinatı ve içindeki her şeyi bir ölçüye ve dengeye göre düzenlediği gibi yeryüzünün halifesi kıldığı insanı da dosdoğru hayatını sürdürme ve her işte denge üzere olma kabiliyetiyle donatmıştır.
Biz, insanı en güzel şekil ve en mükemmel kıvamda yarattık. Tîn Suresi 4. Ayet
Allah, O'dur ki yeryüzünü sizin için bir yerleşme yeri,
göğü de (onun üzerinde emniyet kalkanı gibi) bir kubbe yapmıştır.
Ayrıca, sizi şekillendirmiş, hem de size en güzel, en uygun şekli vermiştir.
Dahası sizi helâl, temiz ve sağlıklı nimetlerle rızıklandırmıştır.
Bütün bunları yapan Rabbiniz olan Allah'tır.
Âlemlerin Rabbi olan Allah, gerçekten en yüce bereket kaynağıdır!
Rahman Allah’ın yeryüzü halifeliği sorumluluğunu alan kullarına yakışan da en güzel şekil ve mükemmel kıvamının gereği olarak donanımlarını ve potansiyelini iyi, güzel, hayırlı, dengeli ve doğru işler için kullanmaktır.
Çünkü Rabbimiz Allah şöyle buyurur:
Biz doğru yolu gösterdiğimiz gibi,
sizi de, Kur'ân'ı bilen ve bütün insanlara tebliğ eden,
çözüm getiren,
güvenilir, örnek, önderler
ve doğruları konuşan şâhitler olmanız,
ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara,
dünyada adil bir düzen kurmaya ve adaleti sağlamaya memur,
çözüm getiren güvenilir önder,
Hakk'ın şahitleri (örnekleri) olasınız ve resul de sizin hakkınızda şahit/örnek olsun diye,
doğru ve dengeli, âdil, hayırlı, makul, seçkin, ahlâkî değerleri, itidali ve adâleti belirleyici güç kabul eden açık bir toplum, bir millet haline getirdik.
Rahman Allah, bizleri yolunda ve rızasında her anı en iyi şekilde değerlendirenlerden eylesin…
Selam, dua ve muhabbetlerimle...
A.Erkan FURKANOĞLU
11.10.2024 / 03.45