14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
"Sevmek, sevilmek, sevildiğini hissetmek, sevdiğini hissettirmek, sevilmeyi beklemek, sevdiğini görmek, sevildiğini görmek, sevdiğine güvenmek, sevildiğine güvenmek" bu gibi sevgi kaynaklı kelimeleri çoğaltmak mümkün, ancak sevgiden kim ne anlıyor, bu konuya herkes kendi penceresinden bakryor. Sevgiye herkes kendi penceresinden bakınca da herkese göre durum değişiyor. Birkaç insana sorarsan, sen en çok kimi seviyorsun diye, çok değişik cevaplar alacağın mümkündür. Biri der, ben eşimi çok seviyorum, bir diğeri, ben annemi çok seviyorum, bir diğeri; ben evladımı çok seviyorum, birileri de ben sevgilimi çok seviyorum diyebilir. Demek ki sevgi herkese göre değişebilir. Hatta ben Allah'ı çok seviyorum, ben Peygamberimi çok seviyorum, ben dinimi çok seviyorum, ben okulumu çok seviyorum diyebilir. İnsanlar hatta sevgilinin karşılığında halk arasında en çok kullanılan "yar" kelimesi de çok kullanıldığını biliyoruz. Sevgili yarim diyerek ikisi aynı anda kullanılan deyimlerin de olduğunu biliyoruz. Sevgili Peygamberimiz (sav) efendimiz için söylenen "methü senalarda bile sevgili habibin sevgili yåri halk etti bir anda bu kadar varı" diyerek, sevginin sevgili yar kelimelerinin yaratılmış olan insanoğlunun en tabandaki avamdan en yüce mertebelerdeki zatı muhteremlere kadar kullanılan evrensel bir duygu olduğu anlaşılıyor. Yani aşıkın maşukuna ulaşma gayret ve hitaplarında ve arayışlarında kullanılan his- lerini hissettirmede duygularını anlatmada anahtar sözcük olarak kullanmaya çalışılan filtreden yıllarca geçmiş, herkesin üzerinde mutabık olduğu sevgi veya sevgili kelimesi tartışılmayacak şekilde geniş kitleler tarafımdan hüsnü
kabul görmüştür. Insanlara sevgiyle yaklaşmak, sevgiyle yaklaştığına inanılır ve de güvenilir ise bu yaklaşımlar yeni dostlukları oluşturur. Maalesef günümüzde güven bunalımı yaşanmaktadır, kimse kimseye inanmamakta ve de güvenmemektedir. Beklemediği derecede iyi niyetle bile yaklaşıldığında insanlar bu yaklaşımın altında hemen başka şeyler arayabiliyorlar. Çünkü defalarca istismar edilmişler de ondarı insanlar birbirini iyice tanımadan, tartmadan güvenemiyorlar. Sevginin, saygının ve de güvenin olmadığı bir topluma doğru gidiyoruz ve bu gelişmeyi milletimiz adına çok tehlikeli görüyorum. Eskiden insanlarımız alış verişlerinde birbirlerinin sözlerine inanıyor ve de güveniyorlardı. Senet sepet ve de çek olayı bile yoktu. İnsanlar satın aldığı herhangi bir malın ücretini şu tarihte ödeyeceğim dedimi şartlar ne olursa olsun kar zarar demez günü geldiğinde muhakkak öderdi. Şimdi öylemi? Maalesef o güven kalmadı.. İki kardeş bile alış verişlerinde birbirlerinin sözlerine güvenmiyor, vadeli ödemelerinde muhakkak kefilli senet veya çek alıyorlar. Bunlara şahit oluyoruz çok acı da olsa gerçek, bu güven olmayınca saygı da olmuyor, sevgi de olmuyor, huzurda olmuyor. Okuyucularımın aklıma gelebilir, sevgiden, sevgili- den başladın ta borç ödemelerine geldin, maalesef bunlar hayatımızda hep bir- birine bağlı şeyler. Eğer bir toplumda güven zayıflamışsa, orada senin sevgine de, sevdiğine de inandırman zorlaşıyor. Yani ilk etapta yapmacık olarak değerlendiriyor ve seni tanıdıkça güven geliyor, ancak senin adam gibi adam olduğun ortaya çıkarsa o zaman saygı duyulan bir sevgili olmaya hak kázanırsın.
Evet değerli okuyucular, bu gün beşeriyetin tarih olarak kabul ettiği 14 Şubat Sevgililer Günü münasebetiyle bir şeyler aktarmaya çalıştım. Bu konuda son olarak diyorum ki; millet olarak birbirimize karşı hoşgörülü, farklılıklarımıza karşı tahammüllü, birbirimize karşı saygıda kusur etmemeye gayret eden, seviyeli insanlar olarak hayatı huzurlu ve de mutlu yaşamamız dileğiyle tüm insanlığın 14 Şubat Sevgililer Günü'nü kutluyor, okuyucularıma saygılar sunuyorum