Anadolu Gençlik Derneği(AGD) – Milli Gençlik Vakfı(MGV) Genel Başkanı Salih
Turhan, 15 Temmuz Darbe girişiminin 5 yılı münasebetiyle basın açıklamasında
bulundu.
Turhan açıklamasında şunlara değindi:
15 Temmuz 2016’da yapılan darbe girişiminin üzerinden 5 yıl geçti. 5 yıl önce Türkiye, kanlı,
karanlık bir geceye tanıklık etti.
Bu kalkışmaya karşı mukavemet gösterirken yaşamını yitiren tüm kardeşlerimize bir kez daha
Cenabı Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabırlar diliyoruz. Tüm yaraların sarılması, tüm
yetimlere sahip çıkılması hepimizin asli görevlerindendir.
Merhum Başbakan ve Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın vurguladığı
gibi; “Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği değil inançlı ve imanlı gençliğidir.”
Bu söz milletimizin o gece verdiği mücadeleyi en güzel şekilde anlatan sözdür.
O gece millet iradesi ortaya konularak darbelere karşı milletimiz göğüs göğse çarpışmış ve
FETÖ ile iş birliği içerisindeki Siyonist güçlerin darbe girişimlerine dur demiştir.
Ancak geçen 5 yıla rağmen 15 Temmuz Darbe Girişimi, henüz tam olarak aydınlığa
kavuşmamış, birçok soru cevapsız kalmıştır. Biz, ilerleyen zaman içerisinde bu kalkışmayla
ilgili çok daha net bilgilere ulaşılacağına inanıyoruz.
15 Temmuz Kalkışması öncesi ABD’li generallerin Türkiye’de cirit atması ve kalkışmada
İncirlik Üssü’nün oynadığı rol unutulmayacaktır.
ABD’li General John Campbell, 15 Temmuz öncesi iki kez gizlice Türkiye’yi ziyaret etmiş,
Erzurum’da ve Adana’da darbecilerle gizli görüşmeler yapmıştır.
CIA tarafından oluşturulan bir ekip, Nijerya ile Türkiye arasında en az 6 ay süren para trafiği
gerçekleştirmiştir.
15 Temmuz Kalkışmasında adı geçen isimler hala ABD tarafından himaye edilmektedirler ve
iade edilmemektedirler.
Gayet net bir şekilde görülüyor ki, 15 Temmuz Kalkışmasını da, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül,
28 Şubat gibi müdahaleleri planlayan merkezler organize etmişlerdir.
15 Temmuz Kalkışmasını değerlendirirken, kalkışmanın küresel planlayıcılarının ve
taşeronlarının neyin peşinde olduğunu doğru bir şekilde analiz etmek gerekir.
Üzerinde yaşadığımız topraklar dünya tarihine yön vermiş düşüncelere ve savaşlara ev
sahipliği yapmıştır.
Dünyaya egemen olmak ya da dünya egemenliğini sürdürmek isteyen her gücün gözü bu
topraklarda olmuştur.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile tamamen tarihin dışına itilmek istenen Müslümanlar,
küresel güçlere bu topraklarda mukavemet göstermiştir.
15 Temmuz Kalkışması da yine bu coğrafyanın mukavemeti ile karşılaşmıştır.
Bu topraklarda yaşamanın ne olduğunun farkına varmış herkes bilir ki bu coğrafya zor bir
coğrafyadır.
Türkiye, son derece yüksek bir stratejik öneme sahiptir. Çünkü;
1-İki okyanus, üç kıta ve sekiz deniz arasındaki ticaret yollarına en yakın noktadadır.
2- Enerji kaynaklarının ve enerji nakil yollarının denetimi için ideal bir coğrafyadır.
3-İklim ve coğrafik özellikleri açısından tarım ve hayvancılığa son derece elverişli bir
bölgedir.
4-Endemik bitki türleri ve biyolojik çeşitlik açısından yaşamın devamında avantajlı bir
ülkedir.
5-Genç nüfusu ve tarihi birikimiyle İslam coğrafyasının potansiyel lideri olan bir toplumun
yurdudur.
6-Emperyalizmin ileri karakolu İsrail’in küstahlıklarına en sert cevabı verebilecek
yeterliliktedir.
İşte küresel güçler tüm bunların farkındadır ve Türkiye’nin sürekli olarak kendi kontrollerinde
olmasını istemektedirler.
15 Temmuz Kalkışmasını planlayan güçlerin hedefleri ve çıkarları iyi analiz edildiğinde, 15
Temmuz Kalkışması;
1-Türkiye’nin ABD’ye bağımlılığını kuvvetlendirmeyi hedeflemiştir.
2-Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerini normalleştirmeyi ve her alanda Türkiye-İsrail iş
birliğini hedeflemiştir.
3-Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyelik hedefinin haricinde bir başka hedefin ardından
gitmesini engellemeyi hedeflemiştir.
4-Etkinleştiğinde tüm insanlığa umut olabilecek D-8 gibi bir projenin âtıl durumda
bırakılmasını hedeflemiştir.
5-Sapkın bir proje olan Dinlerarası Diyalog çalışmalarının sürdürülmesini hedeflemiştir.
6-Türkiye’nin faize dayalı küresel sömürü sistemin içerisinde tutulmasını hedeflemiştir.
7-Siyonizm’le, emperyalizmle, faizle, İsrail ile barışık bir İslam yani Ilımlı İslam modelinin
tüm zihinlerde yer bulması hedeflenmiştir.
8-Türkiye’yi başta İran olmak üzere İslam Ülkeleri ile çatışır hale getirmeyi hedeflemiştir.
15 Temmuz Kalkışmasında ABD’nin, AB’nin ve İsrail’in tavrı çok açık bir şekilde
göstermiştir ki Batı’nın ipi ile kuyuya inilmez.
Yine aynı şekilde sırf Batılı ülkeler istiyor diye komşu ve kardeş İslam ülkeleriyle
uzaklaşmamamıza yol açacak politikalar izlenemez.
Bu ülkede toplumun refahı ve güvenliği için Batı’ya olan bağımlılık süreci mutlaka
sonlandırılmalıdır.
Diğer taraftan bu kalkışma göstermiştir ki hakkı hak bilip haktan yana saf tutmamanın, batılı
batıl bilip batılın karşısında durmamanın çok sıkıntılı sonuçları olmaktadır.
İslam’ın temel prensipleriyle çelişen bir takım düşünce ve davranışlar, İslam’danmış gibi
gösterilmiş, kitleler bu fikirler etrafında toplanmış, ancak tüm bu olup bitenler karşısında
çıkar ilişkileri yüzünden kayıtsız kalınmıştır. İşte bu da ayrı bir felakettir.
Hangi siyasi görüşten olursa olsun biz bu ülkeyle, bu ülke insanıyla sevgi bağları olan
herkesin bu ülkenin iyiliği ve güzelliği için gayret ettiğine inanıyoruz.
Bu ülke hepimizin, bu ülkenin geleceği hepimizin çocuklarının geleceğidir.
Türkiye, tüm insanlığa saadet getirecek bir medeniyet projesini yüklenebilecek potansiyele
sahiptir.
Tüm gücümüzle, gayretimizle, samimiyetimizle bunun için çalışmalıyız.
İnsanlığa saadet getirecek bir medeniyeti inşa edebilmek için;
Hem toplum hem de devlet olarak ahlakı öncelemeliyiz.
Herkes için adaleti tesis etmeliyiz.
İnsanlara aslı astarı olmayan gerekçelerle telafisi mümkün olmayan mağduriyetler
yaşatmamalıyız.
Herkes için emin bir ortam tesis etmeliyiz.
Herkesin refahı için çalışmalıyız.
Herkesin geleceğe umutla bakabildiği bir ortam oluşturmak için çalışmalıyız.
Birbirimizle kardeşliğimizi yeniden tesis etmeye, sevgi bağları oluşturmaya, haksızlıkları
gidermeye, yaraları sarmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
Allah bu milleti Siyonist İsrail’in, ırkçı emperyalizmin ve onların vicdansız kuklalarının
şerrinden korusun.
Bu vesileyle bu vatan uğruna şehit düşmüş tüm askerlerimize, tüm vatandaşlarımıza Cenab-ı
Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı dileriz. Allah, milletimize bir daha
böyle bir karanlık gece yaşatmasın.
Yorumlar
Kalan Karakter: