-İki Sendika üyemiz hukuksuz olarak idari görevinden alındı,
-Maddi ve Manevi tazminat davası açacağız.
Değerli basın mensupları;
Celal Bayar Üniversitesinde yine bir skandala şahit olduk. Tüm dünya da olduğu gibi Ülkemizde de
büyük bir savaş halinde olduğumuz pandeminin hemen başlarında, Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan
Hastanesinin büyük bir skandala imza attığını ve yaklaşık seksen kişiye “Neden Pozitifsiniz” soruşturması
açtığını kamuoyuyla paylaşmış ve açıklamamızı;
Test sonucu pozitif çıkan sağlık çalışanları hakkında idari işlem başlatıldı,
Risk grubu kabul edilen sağlık çalışanları adeta sorguya çekiliyor,
İdari izinli olması gereken personeller çalışamaya devam ettirildi,
Çalışanlar korku içerisinde ve motivasyonunu kaybetti.
Şeklinde özetlemiştik.
O günden beri sendikamıza karşı olumsuz bir tutum içine giren Üniversite yönetimi, sistemli bir
şekilde Sendikamızı cezalandırma yoluna gitmiştir. Üyemiz olan bir müdür yardımcısı, yakın zaman önce
usule uygun olmadan görevden alınmış, döner sermaye performans toplantılarına sendika temsilcilerimizin
katılma talebi karşılıksız bırakılmış ve birkaç gün önce de üyemiz olan Hastane Başmüdürü “hakkında
açılacak bir disiplin soruşturmasının selameti gerekçe gösterilerek görevinden üç ay süre ile
uzaklaştırılmıştır.”
Sayın Rektör Ahmet Ataç’ın sendikamız üyesi olan Hastane Başmüdürünü; hukuka tamamen aykırı
olarak, sıradan bir soruşturmaya dahi konu edilmesi kanaatimizce mümkün olmayan bir takım hususları
bahane göstererek, insan onurunu zedeleyecek bir şekilde açığa almak kaydıyla görevden uzaklaştırması,
görevi kötüye kullanma suçunun işlenmesinin yanı sıra büyük bir skandal niteliğindedir.
Kurum içi anket sorularını andıran, her yönü ile şahsi husumetten kaynakladığını açık eden ve
“Genel Sekreterle aranız nasıl” tarzında soruları içeren bir incelemeye müteakip daha yapılmamış olan bir
soruşturmanın bahanesiyle yapılan bu işlem, aynı zamanda bir mobbingdir.
Ardı ardına yapılan bu hukuksuz işlemlerle kanun tanımazlığını ortaya koyan veya kanun nedir
bilmeyen Üniversite yönetimine, bir devlet memurunun görevi başında kalmasında sakınca ortaya çıkaran
durumların, 657 sayılı Kanun’un 140 ve 145. maddeleri arasında düzenlendiğini hatırlatmak zorunda kalmak
bizim için utanç verici bir durumdur.
Bahsi geçen Kanun ve maddeler yapılan uzaklaştırma işlemini geçersiz kılarken, Başbakanlığın
2005/14 sayılı Genelgesi'nin 3. Maddesinde de “Kamu görevlisi hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri,
ancak ilgili personelin yürütmekte olduğu görevin yürütülen soruşturmayı etkileyeceği yönünde açık ve
güçlü bir ihtimal bulunması halinde uygulanacaktır.” Denilmektedir.
Celal Bayar Üniversitesi gibi ülkemizin en köklü üniversitelerinden biri için kamu gücünün bu
şekilde keyfi kullanılması oldukça vahim bir durum olmakla beraber üzüntü vericidir.
Açıkça merak ediyor ve kamuoyu nezdinde sormak istiyoruz;
Şehrimizin en büyük değerlerinden bir olan Celal Bayar Üniversitesini yöneten Rektör Ahmet
ATAÇ, yaptığı uygulama ile insan haklarına, insan itibarına, insan onuruna ve özgürlüklere savaş açtığının
farkında mıdır?
Üniversite yönetimi, bir sendikanın üyelerine yönelik sistemli olarak yapılan bu türden yaptırımların
eski yasak zihniyetlerden miras kaldığını, yeni Türkiye vizyonuna uygun olmadığını ve dahi bu
uygulamaların suç olduğunu bilmiyor mu?
Hastane personellerine “Neden Covid Oldunuz” soruşturması açan Sayın Rektör, Hâlihazırda
görevden aldığı sendikamız üyesi Hastane Başmüdürü ve müdür Yardımcısını ağır bir şekilde Covid
olduklarında, bırakın ziyaret etmeyi, bir kez olsun bile durumlarını sormuş mudur?
Hastane Başhekimliği maaş mutemedi eliyle göreve yeni başlayan personele, işe başlama evrakları
tamamlanma sürecinde, diğer sendikalara üye formu imzalatan ve hatta bu konuda personelin
bilgilendirilmeden adeta gizli kapaklı işlemlerine de müsaade eden eski yönetimin mirası korunmakta mıdır?
Bahsi geçen personel hakkında zimmet sebebiyle soruşturma açan Hastane Başmüdürü, kanunsuz
talimatlarınıza uymadığı için, görevinden uzaklaştırılarak cezalandırılmakta mıdır?
Zimmet suçu dolayısıyla hakkında açığa alınma teklifi olan personeli 23 günde açığa alan Üniversite
yönetimi, Hastane Başmüdürünü hukuka uygun olmadan, uydurma bahanelerle, soruşturma dahi açılmadan,
alelacele ve bir saat içerisinde neden açığa almıştır?
Daha birkaç gün önce demokrasinin, adaletin, İnsan Haklarının ve özgürlüklerin önemine değinen
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; İnsan Hakları Eylem Planını açıkladı. Sayın
Cumhurbaşkanımızın imzası ile göreve gelen Sayın Rektör, Cumhurbaşkanımızın kendisine verdiği
sorumluluğun ve kendisinin yaptığı uygulamaların bu misyona uymadığının bilincinde midir?
Bu soruların ardından, çağımızın Erdemliler hareketi olarak nitelendirdiğimiz sendikal hareketimize
karşı, Üniversite yönetimi tarafından girişilen bu tutum şayet bir meydan okumaysa, açıkça ifade etmek
istiyorum ki; bugün bu makamları işgal edenler bir an evvel bulundukları makamlardan çekilmelidirler.
Zira Sağlık Sen İnsana Saygı, Emeğe Değer’ anlayışı ile kamu sendikacılığına yeni bir soluk getirmiş
ve ortaya koyduğu sendikacılığın yanı sıra toplumsal olaylara karşı duruşuyla da ilgi odağı olmuştur. Yaptığı
çalışmaları takdirle karşılanan sendikamız İlimizde de, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hafsa Sultan
Hastanesinde de çözüm odaklı yaklaşımı ile sorunların çözümüne önemli katkılar sunmuştur.
Fakat üzülerek ifade etmek istiyorum ki; Celal Bayar üniversitesi Rektörü Ahmet Ataç ve Hastane
yönetiminin sergilemiş olduğu sendikamız üyelerine yönelik hukuki olmayan bir takım iş ve işlemler,
demokratik ve sosyal hukuk devlet ilkesini hiçe sayılması ve sendikal hak ve özgürlükleri de yok sayacak
nitelikte olması bakımından düşündürücüdür.
Net olarak ifade ediyoruz ki, sendika olarak yapılanlara asla müsaade etmeyeceğiz. Memur Sen ailesi
büyük bir ailedir ve Türkiye’nin en büyük emek hareketidir. Şayet bu tip tavırlar devam eder, tek bir
üyemizin dahi hukukuna zarar verilirse Sağlık Sen olarak örgütlü gücümüzü sahaya çekerek bu konuda asla
sessiz kalmayacağımızı ve hukukun bütün yollarını kullanarak ortaya konulan haksız uygulamalara boyun
eğmeyeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz.
Bu hukuksuz işlemler neticesinde, Sayın Rektörün şahsına karşı maddi ve manevi tazminat davaları
ikame edilecek olup, Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulunulacaktır.
Hiç kimse, her türlü vesayetle mücadele etmeyi ilke edinmiş bir yapı olarak, üyelerimizin hür iradesi
üzerinde kurulmaya kalkışılan vesayete seyirci kalacağımızı aklından bile geçirmemelidir. Biz, kurucu
Genel Başkanımız Merhum Mehmet Akif İnan’ın, 'Türkümüz dünyayı kardeş bilendir, gökleri insanın ortak
tarlası’ mefkûresiyle bu milletin her türlü ferdinin, her türden görüşüne saygı duyan bir hareketi temsil
ediyoruz. Fakat bizim varlığımıza saygı duyulmayan bir yerde de tevazu göstermememiz mümkün değildir.
Sendika olarak yapılanların takipçisi olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: