Devletin yürüttüğü kararlı operasyonların demokrasi sorunu olarak algılanmasının akla mantığa sığmayacağını kaydeden Özen, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti askeri, polisi, kundaktaki bebeği gözünü kırpmadan öldüren terör örgütü ile kararlı bir mücadele yürütmektedir. Terörle kararlı bir mücadele yürütülürken sırf iktidara olan kin ve düşmanlığından dolayı bazı gruplar Türkiye´yi dünya kamuoyu önünde katliam yapıyormuş gibi gösterme gaflet ve ihanetine düşmüşlerdir. Bu ihanetin bedeli ise hukuk çerçevesinde belli olup yapılan açıklamalara ya da açıklama yapanlara destek çıkmak, arkasında durmak büyük bir hatadır” dedi.
1128 akademisyenin imzasını taşıyan bildirinin Kandil´de yazılıp Üniversite´de okunduğuna dikkat çeken Demokrat Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Hakan Özen, PKK terör örgütü ve işbirlikçileriyle yürütülen mücadele bir parti meselesi değildir. Türkiye´nin birliği, vatanımızın bütünlüğü için kesin bir kararlılık mücadelesidir” dedi. Açıklamasında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı´nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti´ni katliam yapmakla suçlayan bildiride imzası bulunan bin 128 akademisyene arka çıkmasını ise sert bir dille eleştiren Özen, “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı yapmış olduğu açıklamada demokrasilerde sorunların müzakere ve mutabakat gözetilerek toplumsal uzlaşma ile çözüleceğini ifade etmiş. Evet demokrasi bir hoşgörü sanatıdır. Farklı fikirlere tahammül etmektir. Ama şu an yaşadığımız süreç bir demokrasi sorunu değil, terörle mücadele kararlılığıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ‘analar ağlamasın, şehitler olmasın, akan kan dursun, kardeşlik hakim olsun´ düşüncesiyle 3 yıllık süre zarfında hiç olmadığı kadar hoşgörülü davranmış, terör örgütüne, “Gelin silahları bırakın” çağrısında bulunmuştur. Bu süreci baltalayan ise yine terör örgütünün ve işbirlikçilerinin kendisi olmuş, bu sürece hiç inanmadıkları gibi silahıda asla bırakmamışlardır. Hal böyle olunca devletimiz bu süreçten sonra terörle kesin ve kararlı bir mücadele yürüterek terör örgütünün belini kırmıştır. Beli kırılan sadece PKK, KCK değil aynı zamanda Türkiye´nin güçlenmesini istemeyen, başımıza terör belasını musallat eden emperyalist egemen güçlerdir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece terör örgütleriyle değil aynı zamanda onlara desteğini sunan egemen güçlerle de kararlı bir mücadele yürütmektedir. Yürütülen bu mücadeleye siyasi görüşü, partisi ne olursa olsun, Devletimizin birliğinden ve vatanımızın bütünlüğünden yana olan herkesin destek vermesi bir vatandaşlık ve namus borcudur” dedi.
GAFLET VE İHANETİN HESABINI HUKUK SORACAK
Terörle kararlı bir mücadele verilirken sırf iktidara olan kin ve düşmanlığından dolayı bazı grupların Türkiye Cumhuriyeti Devleti´ni dünya kamuoyu önünde katliam yapıyormuş gibi gösterme gaflet ve ihanetine düştüklerini belirten Özen, “Bu ihanetin bedeli ise hukuk çerçevesinde belli olup yapılan açıklamalara ya da açıklama yapanlara destek çıkmak, arkalarında durmak ise affedilemez büyük bir hatadır” diyerek sözlerine şöyle devam etti;
DEVLET MİLLET DAYANIŞMASI TERÖRÜ YENECEK
“Terörle kararlılıkla mücadele yürütülürken esnafımızdan, öğrencisine, ev hanımından köylüsüne kadar vatandaşlarımız, türlü yalan ve karalama haberlerine, bildirisine ve açıklamalarına rağmen, Mehmetçiğimiz ile gönül gönüle bir tutum sergilemektedir. Güneydoğu´dan yükselen bu ses, PKK´yı iyice pervasızlaştırmakta ve daha canice yöntemler ortaya koymasına yol açmaktadır. Ayrıca, kirli oyunlarını ve terörü yurdumuzun batısına ve Türkiye´nin üniversitelerine taşıyabilmek için çeşitli adımlar atmaktadırlar. Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde 1128 öğretim üyesinin imzası ile yayınlanan bildiridir. Bu bildiride sözde barış ifadeleri ile PKK´yı ve eylemlerini masumlaştırma ve TSK´yı terörle mücadele ettiği için katliamcı olarak suçlama amacı yer almaktadır. Halbuki öğretim üyesi olmanın gereği, bilgiyi sunarken nesnel olmak, gerçeği ortaya çıkarmak ve bununla birlikte toplumsal sorumluluk ve vicdan ile hareket etmektir. Ancak Kandil ağzıyla hazırlanmış bildiri bir şekilde Üniversiteye sokulmuş ve okunarak 1128 akademisyenin bir gaflet içerisine nasıl düştüğünü açık ve net olarak ortaya koymuştur.”
BARIŞ SÖZCÜĞÜ ALTINDAN DEVLETİ HEDEF ALIYORLAR
Bildiride barış sözcüğü adı altında Türkiye Cumhuriyeti Devleti´ni dünya kamuoyunda küçük düşürme ve katliamcı olarak gösterme hedefi taşınmaktadır. 1128 Akademsiyen demokrasi çerçevesinde adlandırılacak bir belge yayınlamamışlar, imza atmamışlar aksine toplumsal sorumluluktan ve nesnellikten uzak, yalana, katliama ve teröre kalkan olmaya cüret etmişlerdir. Ancak, bu ülkenin vatansever, milliyetçi insanları vardır. Bu aziz millet kendi canını dün olduğu gibi bugünde gerekirse devletinin bekası, milletin huzur, birlikteliği için fedakarca verecek kahraman bir millettir. Demokrat Gazeteciler ve Yazarlar Derneği olarak tavrımızı milli birlik ve beraberlikten yana ortaya koyuyor, devletimizin terörle mücadele konusunda yanında kesin bir kararlılıkla durduğumuzu ifade ediyor, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak ve resmi dil Türkçe ´den asla taviz vermeyeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: