Manisalı yazar ve düşünce insanı Dr. Faruk Çetin, 2025 yılı sona ererken kaleme aldığı köşe yazısında toplumsal hafıza, milli şuur ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerine dair çarpıcı analizlerde bulundu. Özellikle bu yıl uygulamaya konulan ve "kapı vizesi" olarak bilinen 7 günlük vize uygulamasını sert bir dille eleştiren Çetin, bu durumun bir "jest" değil, Yunanistan ekonomisi için bir kurtuluş reçetesi olduğunu savundu.
Dr. Çetin, yazısında öncelikle yer isimleri üzerinden yürütülen algı yönetimine dikkat çekti. Türk milletinin "İstanköy" dediği adaya "Kos", "Kilimli" dediği adaya "Kalimnos" diyerek kendi tarihinden koptuğunu belirten Çetin, Yunanistan'ın ise İstanbul için ısrarla "Constantinapolis" ifadesini kullandığını hatırlattı. Yunanistan'ın kendi topraklarında tek bir Türkçe isme dahi tahammül edemediğini vurgulayan yazar, Türkiye'de ise bu durumun bir "ilkesizlik" örneği olarak normalleştiğini ifade etti.
"Yunanistan’a Hediye Edilen F-16’lar"
Yazının en dikkat çekici bölümü ise turizm harcamalarının savunma sanayisine etkisi üzerine yapılan hesaplama oldu. Türk turistlerin Yunanistan’da yılda yaklaşık 250 milyon Euro harcadığını belirten Dr. Faruk Çetin, bu rakamın Yunanistan savunma bütçesinin yüzde 3’üne tekabül ettiğini vurguladı. Çetin, "Yunanistan’a giden Türk turistlerin oraya hediyesi, yılda en az 3 adet F-16 savaş uçağı parasıdır" ifadelerini kullanarak, harcanan paraların Türkiye'ye tehdit olarak dönebileceği uyarısında bulundu.
Rus halkının Ukrayna savaşı sürecinde Yunanistan'a karşı sergilediği tutumu örnek gösteren Çetin, Rusların "Yunanistan'a giden her Euro, Rus askerine sıkılan kurşundur" bilinciyle hareket ettiğini ve turizmi kestiğini hatırlattı. Türk halkının ise benzer bir milli duruş sergilemekte zorlandığını belirten Çetin, ekonomik kriz veya iç piyasadaki pahalılık gerekçesiyle Yunan adalarına akın edilmesini eleştirdi.
"Çözüm Milli Eğitim ve Ahilik Kültürü"
İç turizmdeki fahiş fiyatlar ve hizmet kalitesindeki düşüşe de değinen Dr. Faruk Çetin, çözümün Ahilik geleneğine uygun, ahlaklı ve denetlenebilir bir turizm anlayışında yattığını belirtti. Ancak bu sorunların, vatandaşın parasını Yunanistan'a akıtması için bir mazeret olamayacağını savundu. Toplumsal şuurun yeniden kazanılması için eğitim sisteminin baştan aşağı yenilenmesi gerektiğini ifade eden Çetin, Köy Enstitüleri ve Halk Evleri modeline atıfta bulunarak, eğitimin yeniden milli bir karakter kazanması gerektiğinin altını çizdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: