SP lideri Karamollaoğlu teşkilata seslendi
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Manisa’da 5. Olağan Kongresinde teşkilata seslendi. Karamollaoğlu, “Hepimizin parti teşkilatları olarak üzerine düşen görevle mükellefsiniz. Bazı ilçelerde teşkilatlarımız yok. Kabul edilebilir bir şey değil. Onun için Manisa’da oluşacak yeni yönetim kurulumuzun üzerine büyük görev düşüyor. Mecburuz biz ilçelerimizi ayağa kaldırmaya. İnsanları tek tek ziyaret edip talep götürmeye mecburuz. Teşkilatlarımıza büyük görev düşüyor. Herkese ulaşmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu. Tek listeyle gerçekleşen seçimde mevcut başkan Zekayi Yılmaz yeniden başkanlığa seçildi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, SP Manisa 5. Olağan İl Kongresine katıldı. Karamollaoğlu, kongre öncesinde lk olarak tarihi Hatuniye Camii’nde namaz kılan daha sonra SP Lideri Karamollaoğlu, esnaf ziyareti yaptı. SP Genel Başkanı Karamollaoğlu esnaf ziyaretinin ardından partisinin il kongresine geçti.
TÜRKİYE’DE ZİHNİYET DEĞİŞMELİ
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu kongrede yaptığı konuşmada ilk olarak, Türkiye’nin en önemli probleminin siyasi partilerin bir araya gelerek ülkenin çözümleri için ortak bir platform oluşturamaması olduğunun altını çizdi. SP lideri Karamollaoğlu konuşmasında Türkiye’de zihniyetin değişmesi gerektiğine dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi; “Bugüne kadar biz ülkemizde bu problemleri siyasiler olarak konuşacak bir platform oluşturamadık. Şuanda biz Türkiye’mizde aslında problemlerimizi çözmeye talip olan siyasilerle farklı görüşlere sahipseler bir araya gelip meselelerimizi konuşmakta zorluk çekiyoruz. Büyük bir kısmı söze başlarken en büyük ithamla başlıyor. Onunla aynı fikirde değiliz, aynı talimatları paylaşmıyoruz ya. Hemen kavga yapmayı kendi vazifesi olarak görüyor. Türkiye’nin temel problemi zihniyet problemi. Bir arada yaşayamama problemi. Benim gibi düşünmüyorsan, inanmıyorsan ve yaşamıyorsan tabiri caizse ‘Allah senin belanı versin’ deniyor. Böyle yola çıkılmaz. Böyle konuşulmaz ki. Böyle problem teşhis edilemez. Önce biz bunun farkına varacağız. İşte bu zihniyeti değiştirmek için çaba sarf edeceğiz. Bunu milletimiz yapacak. Oy vermeye çağına gelmiş insanlar yapacak. Yoksa siyasiler herkes kendine göre bizler bir yol tutturmuşuz o yolda yürür gideriz. Ama seçim dediğimiz şey halkın tercihi neticesinde bu siyasi partiler iktidara geliyor. Seçime artık 2 yıl kalmadı. Her geçen gün 2 yıldan da yemeye başladık. Mutlaka seçim sandığı gelecek. Seçim sandığında seçmenimizin oy veren insanların mutlaka ciddi bir düşünce neticesinde oy vermelerini talep ediyorum. Aksi takdirde bu ülke düzelmez, problemler çözülmez.”
FARKLI GÖRÜŞLERİN OLDUĞUNU KABUL ETMELİYİZ
Karamollaoğlu, farklı görüşteki siyasi partilerin bir araya gelerek görüşlerini demokrasi çatısı altında fikirlerini beyan etmesi gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Zihniyet değişecek. Biz bir masanın etrafına oturup konuşurken birbirimize hakaret etmeden sözümüzü tamamlayacağız. Olmazsa olmaz diye gördüğümüz şart bu. Bu olmadan olmaz. Bu olmadan konuşamayız, barış ve huzur olmaz. Bunu nezaket diye de tabir edebiliriz. Bunun hemen arkasında da şunu kabulleneceğiz. Arkadaş bizler siyasi partiler olarak veya toplumun farklı kesimleri olarak, birbirimizden farklı inanca ve düşünceye sahip olabiliriz. Zaten hepimiz her şeyi aynı açıdan gözlemlemiş olsak aynı parti içinde yer alırdık. Halbuki öyle değil. Türkiye’de 100’den fazla parti var. Ama önde görünen hadi diyelim 15 tane parti var. Mecliste temsil edilenlere baktığımız zaman bir avuç. O zaman bizim farklı olacağımızı kabul ederek söze başlamamız gerekir. Buna fikir, düşünce ve inanç hürriyeti denir. Demokrasi dediğimiz yönetim tarzının temelinde bu yatar. Adına demokrasi demesek bile bu olmadan olmaz. Kraliyet dönemlerinde bile eskiye dönersek, eğer bir hükümdar danışmanlarını sadece kendisine yağ yapacak adamlardan seçerse o ülkeyi yönetememiştir. Hep problemlerle karşı karşıya sokmuştur. Yeri geldiği zaman ‘Bu karar yanlıştır’ diyecek adama ihtiyacımız var bizim. Mertçe söyleyecek adamlara ihtiyacımız var bizim. Yönetimde bunu dikkate alacak ki ülkenin problemleri çözülsün. Doktor hastasını muayene ederken, tedaviye geçmeden önce vücudun farklı yerlerine parmakla basar. Bastığı yerde feryat geliyorsa orda bir problem var demektir. Şuanda bizim vücudumuzun sağlam kalan yeri yok. Nereye bassan feryat çıkıyor.”
ADALET MEKANİZMASINI DOĞRU ÇALIŞTIRMALIYIZ
Konuşmasında Türkiye’de adaletin iktidarın baskı altında olduğunun altını çizen SP Lideri Karamollaoğlu, adaletin olmadığı yerde huzur olmadığını dile getirdi. Karamollaoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Bizim bir en önemli meselemiz konuşabilmek, fikir ve düşüncelerimizi rahatlıkla ifade edebilmek. İnanç, fikir, düşünce özgürlüğü. Bunu adalet mekanizmasının doğru çalışmasını sağlayarak teminat altına alacağız. Adalet yönetimin baskısı altında olduğu zaman o ülkede adalet olmaz. Hakimler yöneticilerin gözünün içine bakarak ‘Verdiğim karar bunları tatmin eder mi etmez mi’ diye düşünerek karar vermeye kalkarsa o ülkede adalet yok demektir. İster arkadaşlar kabul etsinler veya etmesinler şuanda bu tehlike ve endişe toplumun her kesiminde var. Aynı suçla itham edilen, birisi iktidara yakın birisi aleyhinde ise ona yapılan muameleye bak. O zaman çok açık görürsün söylediğimin ne kadar doğru olduğunu görürsün. Adaletin mülkün temelidir. Adalet olmadan olmaz. Huzur olacak, fikir inanç ve hürriyeti olacak ve buda adaletle teminat altına alınacak.”
EKONOMİ ÇOK PERİŞAN HALDE
Türkiye’nin ekonomik yönden büyük bir sıkıntı içerisinde olduğunu söyleyen SP Lideri Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığını alınan tasarruf tedbirleri üzerinden eleştirdi. Tasarruf tedbirlerinin öncelikle Cumhurbaşkanlığı’nda başlaması gerektiğinin altını çizen Karamollaoğlu şöyle konuştu; “Dış borcumuz aldı başını gidiyor. 600-700 milyar dolar. Nasıl ödeyeceğiz. Her sene dikkat edin dış ticaretimiz açık veriyor. Bu ne demektir, her sene borcumuz artıyor. İhracatımız fazla olacak ki bu azalsın. Böyle imkan şuanda yok. Merkez Bankası’nın dibi delindi. ‘Eksi şu kadar para var’ diyorlar. Sanki eksi diyince para varmış gibi oluyor. Eksi demek dibi delindi para yok demek. 150 milyar dolar açık varsa, bırak eksiyi 150 milyar dolara daha ihtiyaç var ki sıfıra gelebilmek için. Böyle bir ekonomi nasıl yürütülür. Böyle bir ekonomide ülke nasıl ayağa kalkar. Sayın Cumhurbaşkanından memnuniyet duydum ben. İsrafı önlemek için bir kara çıkardı. Hay Allah razı olsun. Ama arkasından da sükutu hayale uğradım. ‘Bu kararı çıkartıyorum. Ama ben hariç’ diyor. Öyle bir şey olmaz. Herkes tasarruf yapacak, mecliste Cumhurbaşkanlığı bu tasarruf tedbirlerine uymayacak. İsrafın çoğu oraya gidiyor zaten. Yaklaşım yanlış. Ekonomi bu yönüyle çok perişan.”
İLÇELERDE TEŞKİLATLARIN OLMAMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL
SP Lideri Karamollaoğlu konuşmasında son olarak partili teşkilatına çağrıda bulunarak şu ifadelere yer verdi; “Unutmayalım kararı biz veriyoruz. Tercihi biz yapıyoruz. Onun için başkasını kötülemeye hakkımız yok. Tercihte bulunan biziz. Hepimiz. Yarın sandıktan çıkacak. Gökten zembille inmeyecek ki sandıktaki oylar. Sizin, benim, başka bir vatandaşımızın verdiği oylarla hükümetler seçilecek. Onun için tercih önemli. Hangi zihniyeti, düşünceyi, hakikaten sadece hissi bağlardan dolayı ‘Şuna mı destek vereyim. Yoksa gerçekleri söyleyen bunlara mı destek vereyim’ demek mecburiyetindeyiz. Doğru tespitte bulunacağız. Hepimizin parti teşkilatları olarak üzerine düşen görevle mükellefsiniz. Bazı ilçelerde teşkilatlarımız yok. Kabul edilebilir bir şey değil. Onun için Manisa’da oluşacak yeni yönetim kurulumuzun üzerine büyük görev düşüyor. Mecburuz biz ilçelerimizi ayağa kaldırmaya. İnsanları tek tek ziyaret edip talep götürmeye mecburuz. Teşkilatlarımıza büyük görev düşüyor. Herkese ulaşmak mecburiyetindeyiz.” Konuşmanın ardından SP Lideri Karamollaoğlu’na parti teşkilatları tarafından çeşitli hediyeler takdim edildi. Saadet Partisi Manisa İl Teşkilatı’nın 5. Olağan kongresinde tek liste ile başkan adayı olan mevcut başkan Zekayi Yılmaz delegelerin oylarıyla tekrar başkan seçildi. CÜNEYT HASÇELİK