2025 yılında derinleşen geçim sıkıntısı, yurttaşların bankalara olan borçlarına da sert biçimde yansıdı. Yüksek faiz oranları, reel ücretlerdeki düşüş ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını ödemekte zorlananların sayısı hızla artarken, yasal takip dosyaları da katlandı.
Açıklanan verilere göre, 2025 yılının Ocak-Ekim döneminde bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artarak 1 milyon 810 bin kişiye çıktı. Böylece, her geçen ay büyüyen borç yükünün, hane halkı bütçelerinde ciddi bir baskı unsuru haline geldiği bir kez daha ortaya kondu.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verileri, bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısının söz konusu dönemde yüzde 17,2 artışla 1 milyon 96 bine ulaştığını gösteriyor. Aynı dönemde bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe düşenlerin sayısı ise daha da hızlı artarak yüzde 24,4 oranında yükseldi ve 1 milyon 381 bin kişiye çıktı. Bu tablo, kredi kartı borcunun özellikle dar ve orta gelirli kesimler için giderek daha büyük bir risk alanına dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş, borcu halen devam eden gerçek kişi sayısı da dikkat çekici seviyelere ulaştı. 2025 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla bireysel borçları nedeniyle takipte bulunan kişi sayısı 4 milyon 179 bin 933 olarak kayda geçti. Bu rakam, Türkiye’de milyonlarca kişinin bankacılık sisteminde “riskli” konumda yer aldığını, dolayısıyla yeni krediye erişimde de güçlüklerle karşılaşabileceğini gösteriyor.
Risk Merkezi verilerine göre, Ekim 2025 itibarıyla bireysel kredi kartlarını da kapsayan bireysel kredilerde “tasfiye olunacak alacaklar” kalemi, bir önceki yıla göre yüzde 142 artışla 261 milyar liraya yükseldi. Tasfiye olunacak alacaklardaki bu artış, finansal sistemde sorunlu kredi hacminin hızla büyüdüğüne işaret ederken, hem bankalar hem de tüketiciler açısından yakın takibi gerektiren bir risk alanına işaret ediyor.
Uzmanlar, hane halkı borçluluğundaki artışa dikkat çekerken, yüksek enflasyon ve yükselen faiz ortamında gelirlerin aynı hızla artmamasının, kredi borcu çevirmeyi zorlaştırdığını vurguluyor. Kredi kartının, günlük harcamaları finanse etmede zorunlu bir araç haline geldiği; buna karşın gecikme faizleri ve ekstre tutarlarının yurttaşlar için ağır bir yük oluşturduğu ifade ediliyor.
Bireysel kredi borcu ve kredi kartı borcu nedeniyle takibe düşenlerin sayısındaki artış, önümüzdeki dönemde hem sosyal hem ekonomik açıdan önemli tartışma başlıklarından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: