Kalenin bulunduğu alanda güvenlik önlemlerinin yetersiz olması nedeniyle bölgedeki bira ve içki şişeleri kötü görüntü oluşturuyor. Önceleri ailelerin çocuklarıyla gelip oturduğu, temiz hava aldığı Manisa Kalesi, olumsuz görüntüler nedeniyle rahatça gezilebilecek yer olmaktan çıktı. Kalenin olduğu bölgede Şehzadeler Belediyesi tarafından restore edilen Fetih Mescidi bulunuyor.
Vatandaşlar Manisa Kalesi bölgesinde kötü görüntülerin yaşanmaması için gerekli güvenlik ve temizlik önlemlerinin alınmasını istiyor. Halk, bölgenin daha temiz ve güvenli hale getirilmesi için yetkililerden acil müdahale bekliyor.Manisa kent merkezinin hemen güneyinde yükselen Spil Dağı’nın (Manisa Dağı) kuzey yamacında kalıntıları görülen Manisa Kalesi, “İç Kale” ve “Dış Kale” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Hellenistik Dönem'de kentin Akropolü olan Sipylos Dağı üzerinde bir kale bulunuyordu. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapılmış olduğu bilinmese de Magnesia Kenti'nin bir sur ile çevrildiği bilinmektedir. M.S. 17 depreminde kalenin de yıkıma uğradığı sanılmaktadır. Bizans Dönemi'nde iç kalenin (Sandıkkale) önemli derecede yenilendiği, dış surla çevrildiği anlaşılmaktadır. Arap akınlarına surlar sayesinde göğüs gerildiği belirtilmektedir. İç kale İmparator III.Joannes Dukas Vatatzer devrinde, 1222 yılında yapılmıştır. 14. yüzyılın başlarında surlar takviye edilmiştir. Saruhanoğulları kaleyi onarıp kullanmışlardır. Dış kalenin içinde kalıntıları bulunan Hacet Mescidi Saruhan Bey tarafından yapılmıştır. Manisa Kalesi'nin Osmanlılar Dönemi'nde de onarımdan geçirildiği anlaşılmaktadır. 15. yüzyılda surlar çok fazla tahrip olduğundan önemi kalmamış, yerleşme sur dışına çıkmış, kent dini yapılar çevresinde yayılmaya başlamıştır. 17. yüzyılda kale içinde eşkiyalık hareketleriyle ilgili önemli olaylar meydana gelmiştir. Bu yüzyılın başlarında Polonyalı Simeon şehri görmüş, seyahatnamesinde dağ üzerinde ahşap bir Ermeni Kilisesi olduğunu yazmıştır. 1654’te Kâtip Çelebi, dış surların harap olduğunu belirtmiştir. 1671’de Manisa’yı ziyaret eden Evliya Çelebi kale hakkında detaylı bilgiler vermektedir.
Vatandaşlar Manisa Kalesi bölgesinde kötü görüntülerin yaşanmaması için gerekli güvenlik ve temizlik önlemlerinin alınmasını istiyor. Halk, bölgenin daha temiz ve güvenli hale getirilmesi için yetkililerden acil müdahale bekliyor.Manisa kent merkezinin hemen güneyinde yükselen Spil Dağı’nın (Manisa Dağı) kuzey yamacında kalıntıları görülen Manisa Kalesi, “İç Kale” ve “Dış Kale” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Hellenistik Dönem'de kentin Akropolü olan Sipylos Dağı üzerinde bir kale bulunuyordu. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapılmış olduğu bilinmese de Magnesia Kenti'nin bir sur ile çevrildiği bilinmektedir. M.S. 17 depreminde kalenin de yıkıma uğradığı sanılmaktadır. Bizans Dönemi'nde iç kalenin (Sandıkkale) önemli derecede yenilendiği, dış surla çevrildiği anlaşılmaktadır. Arap akınlarına surlar sayesinde göğüs gerildiği belirtilmektedir. İç kale İmparator III.Joannes Dukas Vatatzer devrinde, 1222 yılında yapılmıştır. 14. yüzyılın başlarında surlar takviye edilmiştir. Saruhanoğulları kaleyi onarıp kullanmışlardır. Dış kalenin içinde kalıntıları bulunan Hacet Mescidi Saruhan Bey tarafından yapılmıştır. Manisa Kalesi'nin Osmanlılar Dönemi'nde de onarımdan geçirildiği anlaşılmaktadır. 15. yüzyılda surlar çok fazla tahrip olduğundan önemi kalmamış, yerleşme sur dışına çıkmış, kent dini yapılar çevresinde yayılmaya başlamıştır. 17. yüzyılda kale içinde eşkiyalık hareketleriyle ilgili önemli olaylar meydana gelmiştir. Bu yüzyılın başlarında Polonyalı Simeon şehri görmüş, seyahatnamesinde dağ üzerinde ahşap bir Ermeni Kilisesi olduğunu yazmıştır. 1654’te Kâtip Çelebi, dış surların harap olduğunu belirtmiştir. 1671’de Manisa’yı ziyaret eden Evliya Çelebi kale hakkında detaylı bilgiler vermektedir.