Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Kandemir, aileleri tedirgin eden ‘ Mavi Balina’ oyununa yönelik önemli açıklamalar yaptı.
KURBANLARA ŞANTAJ YAPILIYOR
Mavi Balina adlı platformda yönetici konumunda
olan kişilerin, kişisel bilgilerini ele geçirdikleri kurbanlarına şantaj yaptığı ve bu şekilde onları oyunda kalmaya zorladıkları ortaya çıktı. Temas kurdukları kişilerin bilgisayarında bulunan bilgileri ele geçiren bu sözde yöneticiler “ Ailene, kardeşine zarar veririz” diyerek insanları tehdit ettiği açıklandı. Yaklaşık 2 yıl önce Rus sosyal medyası üzerinde ortaya çıktığı belirtilen Mavi Balina oyunu, 50 gün boyunca giderek şiddeti aratarak devam eden 50 görevden oluşuyor. Kendini sakatlayabilecek görevlerden oluşan oyunda son olarak sözde yöneticiler, gençlerden intihar etmelerini istiyor. Çıkmaza düşen kişilerse maalesef ki bu tuzaklara düşüyor.“MAVİ BALİNA OYUN DEĞİL”
Günümüzde çocukların internet üzerinden ya da CD üzerinden birçok oyuna ulaşabildiklerini ve Mavi Balina diye tabir edilen platformun ise aslında bir oyun olmadığının altını çizen Doç. Dr. Hasan Kandemir, “ Genellikle sosyal arkadaşlık sitelerinde bazı gruplar üzerinden sözde yöneticiler, kişilere bir link göndererek bağlantı kuruyorlar. İnternet üzerinden Mavi Balina yazdığınızda karşınıza onunla ilgili bir link çıkmaz. Karşınızdaki kişinin size bir link göndermesiyle dahil olabildiğiniz bir platform. İnternet üzerinden araştırarak bu platforma ulaşamazsınız. Bu “Mavi Balina” platformu bir oyun değil, aileler özellikle bunun bilincinde olsunlar” dedi.
“50. BÖLÜM ÖLÜMLE SONUÇLANIYOR”
Mavi Balina’nın 50 bölümden oluştuğunu ve her bir üst basamağa geçildiğinde şiddet derecesinin artırıldığını ifade eden Kandemir, “ Söz konusu platforma dahil edilenlere, birinci basamakta şunu yapacaksın ikinci basamakta da bunu yapacaksın gibi telkinler yapılıyor. Gittikçe basamaklar zorlaşıyor. Bir yöneticinin sizi yönlendirmesiyle günlük olarak yapılması gerekenler söyleniyor. Örneğin mezarlığa gideceksin öz çekim yapacaksından tutunda kesici bir aletle kendine zarar vereceksin. Sonra onun fotoğrafını çekmeye kadar ve en son aşamasında yani 50. bölümde, artık ciddi anlamda kendinize zarar vereceğiniz yani intihar etme, atlama, asma şeklinde direktifler veriliyor. Sonucunda da insanlar bu tuzağa düşüyor” diye konuştu.
“OYUN OLMADIĞINI ÇOCUKLARA ANLATIN”
Mavi Balina platformu hakkında çocukların bilinçlendirilmesi gerektiğini anlatan Kandemir, “Aileler, çocuklarla Mavi Balina hakkında konuşulabilirler. Çocuklar bu oyunu duymasa daha iyi olur diye aileler düşünebilir ama öyle değil. Çocuğumuz sorabilir bu oyun nedir diye. Televizyonlarda artık bununla ilgili bir sürü haberler çıkıyor. Mavi balinanın bir oyun olmadığını aileler çocuklarına anlatabilirler. Seçilen kurbanlara baktığımızda verilen görevler yerine getirildiğinde pozitif anlamda bir destek “ süpersin, çok iyisin” gibi çocuklara geri dönüşler oluyor. Ama verilen görevler yerine getirilemediğinde ise çocuğa aşağılayıcı hakaretlerde bulunuyorlar. Bunlar öncesinden çocukla paylaşılabilir ve çocukta bununla ilgili bir farkındalık yaratılabilir. Bütün bunlara dikkat ederek bu sıkıntılar azaltılabilir” dedi.
“YÖNLENDİRİLMEYE AÇIK KİŞİLER TERCİH EDİLİYOR”
Kandemir, arkadaşlık sitelerindeki platformlarda, yönlendirilmeye açık kişilerin tercih edildiğini belirterek, “ Çoğunlukla yönlendirilebilecek kişileri tercih ediyorlar. Belki de bazı kurbanlarla daha önceden temas kurulmuş ama kurban farkında değil. Kurbanın bu tarz özellikleri fark edildiyse bunlar daha çok tercih sebebi oluyor. Yani dış dünyasıyla bağlantısı biraz daha az ama sosyal platformlarda çevrimiçi. İnternet üzerinden daha çok arayışta olan insanların tercih edildiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.
“HER YAŞTAN İNSANI İLGİLENDİREN BİR SORUN”
İlk etapta öncelikle 18 yaş altı çocukların ve ergenlerin hedefte olduğunu söyleyen Kandemir, son dönemlerde yetişkinlerinde bu platformlara dahil edildiklerini ve kendilerine zarar verici davranış içerisinde olduklarını kaydetti. Kandemir, “ Aslında bu platformu sadece çocuklarla ilgili değil, her yaştan insanları etkileyebilecek bir sorun olarak görebiliriz” dedi.
“AİLELERE ÇOK BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR”
Ailelerin yapması gerekenler hakkında bilgi veren Kandemir, “Öncelikle çocuklarımızın farkında olacağız. Onu tanıyacağız, gözlemleyeceğiz. Davranışların da bir değişiklik oluyorsa, okul başarında düşüş varsa, arkadaş çevresiyle kurduğu ilişkilerde bozulma olabilir. Bu gibi değişiklikleri ailelerin gözlemlemesi gerekiyor. Her anlamda çocuğu tanımak ve iyi gözlemlemek çok önemli. Çünkü bunu yapabildiğiniz zaman ondaki değişiklikleri çok kolay bir şekilde keşfedebilirsiniz. Ama görüyoruz ki birçok aile çocuğundan çokta haberdar olmadan aman böyle oyunlara bulaşmasın, bulaşmasını nasıl engelleyebiliriz? diye düşünüyor. Çocukları bu tür oyunlardan korumanın yolu onları iyi tanıyıp, zaman geçirip ve onları gözlemlemekten geçer” dedi.
“İNTERNETE HAKİM OLUNMALI”
İnterneti ailelerin çok iyi bilmesi gerektiğini belirten Kandemir, “ Şu dönemde çok küçük çocukların bile akıllı telefon ve tabletler aracılığıyla bizim hiç tahmin edemeyeceğimiz yerlere girip, hiç hayal bile edemeyeceğimiz şeyler yapabildiklerini görüyoruz. Anne ve babalara baktığınız zaman da çocukların internette nelerle karşılaşacağının farkında değiller. İnternete hakim olmak gerekiyor. Bizim internete hakim olmamız gerekiyor ki çocuğumuzu takip edebilelim. Çocuğumuz bilgisayar başına geçtiğinde hangi sitelere girdi ne yaptı bunları kontrol etmemiz gerekiyor” dedi.
ERGENLİK DÖNEMİNE DİKKATİ ÇEKTİ
Çocukları bu tür tehlikeli platformlara iten çeşitli sebeplerin olduğunu ifade eden Kandemir, “ Aile ilişkileri kötüyse, çocuğumuzla yakın bir temasımız yoksa, biz çocuğumuzu duygusal ve ruhsal anlamda doyuramıyorsak, çocuk dış dünyadan uyaranlara ihtiyaç duyuyorsa bu tarz yerlere girme ihtimali çok daha yüksek oluyor. Bunun için ailelerin çocuklara zaman ayırması, onları tanıması ve onları duygusal anlamda doyurması gerekiyor. Bunları yapamadığımız zaman çocukların arayışları çok daha fazla oluyor. Ergenlik dönemi, arayışların çok fazla olduğu bir dönem. Çocukların bir kimlik arayışında olduğu, dış dünyayı gözlemlediği, evden biraz daha kopup dışarıyla temasını artırdığı dönem. Çağımızda da bunun sosyal ortam üzerinden daha fazla yapılığını görüyoruz” diye konuştu. Leyla DOĞAN
Yorumlar
Kalan Karakter: