KAMU Emekçileri
Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Manisa Şubeler Platformu adına, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Başkanı Canol Özleyen, Memur Sen ile hükümet arasında imzalanan toplu
sözleşmeye ilişkin bir açıklama yaptı. Şube binasında gerçekleşen basın
toplantısında konuşan Özleyen, “Gerçek
toplu sözleşmeyi gerçek sendika yapar. Yandaş yüzde 0,5 artışa imza atar. Tüm
kamu emekçilerini ‘ihanet-satış’ sözleşmelerine karşı birlikte mücadele etmeye
çağırıyoruz.2018-2019 yıllarını kapsayan 4. Dönem “toplu sözleşme”
görüşmelerinin yine fiyaskoyla sonuçlandı.” ifadelerini kullandı
“MİLLETİN ADAMINDAN BEKLEDİKLERİ CEVAP GELMEMİŞ”
Daha önceki üç toplu sözleşmede sahnelenen orta oyununun tekrarından ibaret görüşmelerde AKP ve yandaş konfederasyon yönetimi gece yarısı yeni bir satış sözleşmesine imza atmıştır diye konuşan Özleyen, “Bilindiği üzere hükümetin dün ‘revize ettiğimiz son teklifimiz” diyerek 2018 yılı için yüzde 3,5+ yüzde 3,5 2019 yılı için ise yüzde 4+ yüzde 5 maaş artışı teklifinde bulunmuştur. Maaş artışı teklifini bile iktidardaki partinin 16. kuruluş yıl dönümüne göre yüzde 10 + yüzde 6 olarak belirleyen yandaşlığı tescilli konfederasyonun genel başkanı söz konusu teklife karşı önce “milletin adamından cevap bekliyoruz” diyerek topu partili Cumhurbaşkanı’na atmıştır. Maaş aratışından medet umdukları ‘milletin adamından’ bekledikleri cevap gelmemiş olacak ki, akşam saatlerinde yapılan açıklamada aynı genel başkan “müzakereye yakın, imzaya uzağız, yeni adımlar bekliyoruz, bize göre, masaya gelmesi gereken 4-5 puan daha var” demiştir. Ancak yandaş konfederasyon yönetimi yine 3,1 milyon kamu emekçisini, 1,9 milyon kamu emekçisi emeklisini yanıltmamış, daha önceki sözlerini yutarak hükümetin 2018 yılı teklifinde sadece yüzde 0,5 puan artış yaptığı sözleşmeye imza atmıştır.”şeklinde konuştu.
“GÖZÜMÜZE BAKA BAKA SATIŞ SÖZLEŞMESİNİ
ÖVECEKLER”
Bugün ‘imza töreninde’ bir araya gelecek olan Çalışma Bakanı ve yandaş
konfederasyon başkanı milyonların gözünün içine baka baka bu yeni satış
sözleşmesini övüp, muhtemelen üstün gayretlerinden dolayı birbirlerini tebrik
edecekler ifadelerini kullanan Özleyen, “ Ancak ne kadar tozpembe tablolar
çizseler de, ‘tarihi başarı’ nutukları atsalar da güneş balçıkla sıvanmaz. Her
şey 80 milyonun gözleri önünde olmuştur.Fazla söze gerek yoktur, ayrıntılı
değerlendirmemizi daha sonra yapmak üzere bu noktada sadece birkaç temel noktanın
altını çizmek yeterlidir.Bu sadece adı “toplu sözleşme” olan gerçekte toplu
görüşmelerden hiçbir farkı olmayan sistem, Kamu emekçilerinin ve
emeklilerinin yaşadığı sorunların bu sorunların parçası olan, halkın değil,
siyasi iktidarın memurluğunu yapan, siyasal iktidarın memur kolları rolünü
üstelenen sendikamsı yapılar tarafından çözülemeyeceğini bir kez daha
ispatlamıştır.”dedi.
“MİLLETİN ADAMINDAN İCAZET BEKLEMİŞTİR”
Özleyen, “Nitekim yandaş konfederasyon yönetimi
kamu işvereni olan hükümetin, kamu emekçileri ile dalga geçen ilk teklifine
karşı bir haftadır beylik açıklamalar yapmanın “sizin teklifiniz kabul
edilmezse ne yapacaksınız?” soruları karşısında lafı eveleyip gevelemenin
ötesine geçememiştir. Daha sonra bir iki puanlık artış karşısında 3,1 milyon
kamu emekçisinin, 1,9 milyon kamu emekçisi emeklisinin gücünü arkasına almak
yerine her fırsatta kamu emekçilerinin iş güvencesini hedef alan açıklamalar
yapmayı görev edinen “milletin adamından” icazet beklemiştir. Dünyanın
neresinde olursa olsun, üyelerine, temsil ettiği kesimlere değil, pazarlık
yaptığı işverene dayanan, üstüne üstlük Cumhurbaşkanı’ndan medet uman yapılara
sendika demenin mümkün olmadığı nettir. Bu süreç bir milyon üyesi olan herhangi
bir kurum-kuruluş-örgüt olma ile sendika olma arasındaki farkı tüm açıklığı ile
ortaya çıkarmıştır. Nitekim KESK’i sadece masadan değil, işyerlerinden,
alanlardan uzak tutmak için her türlü hukuksuzluğun devreye sokulduğu bu son “toplu
sözleşme” sürecinde, sendika olmanın asgari koşullarını dahi taşımayanların
kamu emekçilerinin temel sorunlarına çözüm üretmekten ne kadar uzak olduğu bir
kez daha teyit edilmiştir. Bu süreç, KESK olarak en başından beri karşı
çıktığımız, gerçek evrensel toplu sözleşme sistemi ile uzaktan yakından ilgisi
olmayan, tekli sendikal rejim ve siyasal iktidarın son sözü söylemesinin
dayatıldığı “Türkiye Tipi Toplu Sözleşme Sisteminin” iflas ettiğini bir kez
daha ispatlamıştır.” şeklinde konuştu.
“YANDAŞ KONFEDERASYON ÇANAK TUTMUŞTUR”
Ülkenin kamu emekçilerinin ve emeklilerinin grev hakkının yasal güvence altına alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerin önünü açan, konfederasyon ve sendikaların demokratik bir şekilde temsiline imkan tanıyan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine olan ihtiyacının yakıcılığını ortaya çıkarmıştır ifadelerine yer veren Özleyen, “. OHAL-KHK rejimine sırtını dayayarak istediği kamu çalışanını sorgusuz sualsiz işinden eden, açığa alan siyasal iktidar toplu sözleşmede kamu emekçileri ile dalga geçen teklifler sunmuş, yandaş konfederasyon yönetimi ise bunu izlemekle yetinmemiş adeta çanak tutmuştur. Kısacası kamu emekçilerine ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikası sonuna kadar kullanılmıştır.”şeklinde konuştu.
“EMEKÇİLERE BİR KEZ DAHA İHANET EDİLMİŞTİR”
Bu ülkenin kamu emekçilerinin, emeklilerin sadaka değil, emeğinin karşılığı
olan onurlu bir ücret ve yaşam talep ettiğini kaydeden Özleyen, “ Bu insanlar
bunu fazlası ile hak etmektedir. Bu ülkenin fedakâr kamu emekçileri, emeklileri
insanca bir yaşama yetecek ücret, güvenli çalışma ve güvenceli geleceği fazlası
ile hak etmektedir. Bu son satış sözleşmesi ile yoksulluk sınırına uzak
açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi sürdürmeye terk edilen, kimseden
sadaka ya da fedakârlık değil, hakkını isteyen 3,1 milyon kamu emekçisine ve
1,9 milyon emekliye bir kez daha ihanet edilmiştir.”dedi.
“KAPI KULU DEĞİL EMEKÇİ OLDUĞUMUZU GÖSTERELİM”
KESK olarak sendikalı, sendikasız tüm kamu emekçilerini haklarının, özgürlüklerinin ihanet-satış sözleşmeleri ile yok sayılmasına karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz diyen özleyen sözlerini şöyle tamamladı: “ Gelin, hükümet ve sizleri unutup Cumhurbaşkanı’ndan icazet uman malum konfederasyon yönetiminin taleplerimize kulaklarını tıkamasına karşı ses verelim. Gelin, haklarımızı ve özgürlüklerimizi yok sayanlara kapı kulu değil emekçi olduğumuzu birlikte gösterelim. Gelin, insanca bir yaşam için taleplerimize sahip çıkalım ve bu talepler için mücadeleyi birlikte yükseltelim.”
Yorumlar
Kalan Karakter: