SEViYORUM… Çünkü
Sağlıklı olmanın iki koşulu vardır.Bunlardan bir tanesi eksikse o insanın sağlığı bozuk demektir. Bu iki koşul: Çalışmak ve Sevmek …
Bir insan çalışabiliyor ve sevebiliyorsa , sağlıklıdır.
Çevremize bir bakalım, bazı insanlar işlerini nasıl severek ve kendilerini vererek yapıyorlar, ben hayran oluyorum. Ör; temizlik personeli , temiz olmayı seviyorsa, temizliği de iyi yapıyor …Bizim mesleğimizde de ; sağlıklı olmayı , sağlığın kavramını ne kadar benimsiyorsak o kadar içten ve hastamızı sahiplenerek , ona sağlık hizmetini sunabilen “iyi hekimler,, olabiliyoruz.
Ne kadar yorgun olursak olalım, iyileşmek için bize gelen hastamıza ancak doktor olarak çalışmayı sevdiğimiz kadarıyla şefkatle bakabiliyoruz, kabul eyorum…
Her insanın hayatının ve hayatının her anının anlamlı olduğunu düşünüyorum…
İnsan , hayatının anlamını gerçekleştirmek için bu doğrultuda çalışır ve ilerler .Böylece hayatımızın amacına ulaşmak için yapmamız gerekenleri yapabilecek becerilere ulaşmak yolunda kendimizi geliştiririz.Kendi hayatımızın anlamını gerçekleştirme yolunda olduğumuz zaman içimizde yaşama sevinci hissederiz.Bu aynı zamanda işimizi ve hayatımızı sevmemizi de sağlar .
O nedenle insanın hayatının amacını ve anlamını fark etmesi önemli bir yer tutar.
Öğrencilere bakalım ; bazı öğrencilerin içlerinden gelen bir istekle derslerine çalıştıklarını , bazı öğrencilerin ise anne -baba ve öğretmenlerin zorlaması gibi algılanmasıyla çalıştıklarını görebiliriz .Eğitimciler , birinci gruptaki öğrencileri iç motivasyonu olan öğrenciler olarak nitelendirirler ve asıl etkili olanın bu olduğunu belirtirler.Bu öğrencilerin iç motivasyonu nedir peki ? Çünkü bu öğrenciler hayattaki amaçlarını fark etmiş ya da kaybetmemiş öğrencilerdir.
Hayattaki amacını bilinçli olarak görebilen insan bu konuda çalışmaktan yorulmaz, tüm zorlukların üstesinden gelebilir , hatta çalıştıkça mutlu olur ve sağlıklı olur.Bu insanlar çevrelerine de ışık saçarlar, çünkü hayatın anlamı onları aydınlatmaktadır.
Sevgi konusuna gelince , ben biliyorsunuz ki duramıyorum, çünkü “Seviyorum,,
İnsanın hayatını anlamlı kılan ve sağlıklı olmasını sağlayan sevgi anlama ulaşabileceğimiz yollardan yaşantısal yolu oluşturur.
Sevgi, hayatın kaynağı, bana göre …
Dünyaya gelen bir bebeği yalatan şey de sevgidir.Kucağa alınarak , beslenen bebeğin , gülümsemesini hepimiz biliyoruz .
Sevilmek ve dokunulmak bütün canlıların yaşamsal ihtiyacıdır.
Seven ve sevileni geliştirir ve sağlıklı olmasını sağlar.
Sevgi , acıları da hafifletir.
Küçükten düştüğümüzde , “neresi acıyor, öpeyim annecim,, diye annelerimizin öpmesiyle, sanki acımızın hafiflediğini hatırlıyor muyuz ?
Tam bu yazımızı yazarken, güzel kızım geldi “ Annecim, beni öper misin ,, diyerek , çünkü ben yazılarımı genelde pazar sabahları erken yazıyorum, sessizce … Sabah “ günaydın öpücüğü,, yani … Tabi ki dedim, sevgiyle…
Ancak sağlık bozulduğunda insan sevemez olur. Hiç bir şey , hissedemez .Fakat sevgi öylesine önemli bir ihtiyaçtır ki sevemeyen ya da sevildiğini hissedemeyen insan bu ihtiyacını giderebilmek için başka yollara başvurur ; haz arayışı içinde …Haz, o an mutluluk vb …Hazzı oluşturan durum değiştiğinde mutluluk da kaybolur. Tekrar haz arayışı devam eder.
Bu insanlar, mutlu olamazlar genelde, çünkü haz sevgi gibi sürekli değil, geçici …
Bağımlılıkların oluşmasının bir nedeni de sevememek ya da sevgiyi hissedememektir.Bu insanların tedavileri için çeşitli yöntemler vardır ancak sevginin yerini alabilecek bir tedavi yoktur .
Sevgi aranmakla bulunamıyor, ancak hissedilebiliyor ..
Sevdiğiniz bir kişiye sarılmak istemek gibi …
Sevdiğiniz bir çiçeği koklamak gibi …
Sevgi , insanda yaklaşma isteği uyandırıyor…
Nefret ve öfke ise yıkıcı duygulardır; kaynaklandığı kişiye de taşıtan kişiye de zarar verir.
Tüm duyguların, hayatımızda yeri vardır; ancak asıl olan nefreti ve öfkeyi sevgiye dönüştürebiliyor olmaktır.İşte o zaman mutlu ve güçlü hissedebiliriz.
Sağlık ve Sevgi dileklerimle,