Üç ay sonra eskiye döneceğiz.
Bizim çocukluğumuzun o muazzam dönemine yani, mahallenin bir ucuna, mahallenin imece usulü kullanıp ekmek yaptığı fırınlar tekrar kurulacak. Hala bazı taşra mahalellerimiz de var olsalarda bir çok mahallemiz bu geleneği bir kenara koymuştu. Şimdi tekrar yapılacak. Mesela "eskici geldi hanımlar" diye seslenen eskicinin o gür sesine tekrar şahit olacağız. Hatta eskisini verene "mandal, çamaşır ipi, gügüm, bakraçı" takas bile edeceğiz. Şaka gibi geliyor değil mi ?
Devam edelim "yumurtacı geldi, sütçü geldi" sesini de duyacağız. Ev ekonominisine katkı koymak isteyen bireyler köyünde tavuğunun altından yumurtayı alıp sokaklara dağılacak yumurtasını daha ucuza satıp para kazanmak için, belki yanında süt. Kentten köye doğru sessizce bir akım başlayacak. Komşuluk ilişkileri tekrar tuza, kahve soğana, bulgur takası karşılığı tekrar yeşerecek. Her bir komşu ayrı bir gün çay ve kahve yaparak toplu halde yanında çiğdem çitleterek ev önünde oturup kahkahalar eşliğinde sohbet edecekler. Çok değil yakın zamanda bunları yaşamaya başlayacağız.
Herkes evinde bakraçla yoğurt yapamayacak belki ama evinde yoğurt yapanlar çoğalacak. Küçük ev aleti satan seyyar satıcılar yine o meşhur küçük arabalarıyla sokak aralarında gezip satış yapacak. O sohbeti bol pazarlığa açık ve muhakkak bir ürün satmadan "bohçacı geldi hanımlar" diyen roman kadınlar, genç kızların düğüm bohçasını ve çeyiz ürünlerini tekrar her eve satar hale gelecek. Çocukların masal kahramanları elma şekerciler, pamuk şekerciler hikaye ve masallarıyla beraber tekrar ortaya çıkacak. Kaçak türün gibi kaçak çaylar da çoğalacak.
Seyyar züccaciyeler size tekrar görünecek. Ucuz stokta kalan ürünler size fiyatıyla cazip gelecek bugün aldığınızı haftaya ödeme şansınıda size sunacak ya da başka bir eski ürününüze karşılık size satacak. Sokaklar güzelleşecek anılarınız canlanacak en önemlisi çocuklarınız sizin geçmişte yaşadıklarınızla büyümeye alışacak belki on parayla değil ama 5 lirayla nasıl ekonomi ayakta tutulur bunu öğrenecek. Teknolojiden uzaklaşırlar mı bilinmez ama teknolojiyle bu yaşam şartlarını pekiştiren yeni bir nesil ortaya çıkmasının önüde açılmış olacak. Nasıl hoşunuza gitti, nasıl da heyecanlandınız anılarınız gözünüzün önünde geçti.
Hepinize bir ütopya olarak geldi yazdıklarım farkındayım peki niye yazdım bunları değil mi ?
Çünkü her dönem tekrar dönüp, dolaşıp başa sarar. Biz bunları yine baştan yaşayacağız. Hemde hiç yaşamamış ilk kez yaşar gibi yeni bir dönem olarak elinden tutup eşlik edeceğiz. Ve bir daha hiç değişmemesi için çok çaba sarf edilecek. Bu dönemin yaşananları yurttaşlara çok acı çektirip hep öncesine özlem duyuldu. 3 ay sonra belki çoğu olmasada bir kısmını yaşacağız. Doğa kendini nasıl yeniliyorsa tıpkı o şekilde sıfırlanacağız.. Yeniden doğuşu bekleyin ve ona kucak açın.