Üzüntümüz Nefrete Dönüştü! (Instagram Erişim Yasağı Saçmalığı)
Son zamanlarda Türkiye'de sosyal medyaya erişimin kısıtlanması, özellikle Instagram gibi popüler platformlarda getirilen yasaklar, toplumun geniş kesimleri tarafından anlaşılmaz ve kabul edilemez bulunuyor. Erişim engellerinin gerekçesi olarak sunulan pek çok açıklama, aslında halkın yaşadığı sıkıntıları ve endişeleri göz ardı ediyor.
Son olarak İsrail tarafından İran'da düzenlenen suikast sonucunda hayatını kaybeden İsmail Haniye’nin ardından AKP iktidarının aldığı kararlar, ülkemizde sosyal medya özgürlüğünün ne kadar tehlikede olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İktidar, bu tür olayları bahane ederek sosyal medya platformlarını hedef alarak özgürlükleri kısıtlamakta bir beis görmüyor. Oysa ki, sosyal medya kullanıcıları olarak bizler, ülkedeki bu tür yasaklardan duyduğumuz üzüntüden daha fazlasını hissetmeye başladık.
İsmail Haniye'nin ölümüne ilişkin duyduğumuz üzüntü, iktidarın uyguladığı sosyal medya yasakları ve kısıtlamalar nedeniyle, zamanla öfkeye dönüştü. Sosyal medyaya erişimimizin kısıtlanması, yalnızca haberleşme ve ifade özgürlüğümüzü değil, aynı zamanda demokratik haklarımızı da ihlal ediyor.
Sonuç olarak, iktidarın bu uygulamaları karşısında sadece üzüntü değil, artık derin bir nefret hissediyoruz. Sosyal medya, demokratik ve özgür bir toplumun temel taşlarından biridir ve bu tür baskılar karşısında sesimizi duyurmakta zorlanmamız, bizi daha da endişelendiriyor. Gerçekler karşısında sesimizi kısıtlamak, bizleri sadece daha fazla üzüntüye değil, aynı zamanda öfkeye de sürüklüyor.
Umarız, gelecekte sosyal medya üzerindeki bu kısıtlamalar kaldırılır ve toplum olarak ifade özgürlüğümüz yeniden sağlanır. Özgür ve demokratik bir Türkiye için bu adımların atılmasını dört gözle bekliyoruz.