Çanakkale zaferini ve orada canı pahasına Gazi olan, şehid olan, yola çıkmadan önce kendi cenaze namazlarını kılan dedelerimizi anarken , üç oğlunu cephede toprağa vermiş , dördüncüsünü ve dahi sonuncusunu Çanakkale’ye uğurlayan anneyi de anmak- anlamak gerek.
Zira geldiğimiz noktada ; Türkiye başta olmak üzere bütün islam coğrafyası Haçlı ittifakının sürekli tehdidi altındadır.
Bir taraftan;
Netanyahu ;İsrail “tüm vatandaşlarının değil, Yahudi halkının ulus devletidir” diyerek o coğrafyada yahudi olmayanlara yaşam hakkı tanımayacağını deklere ediyor.
Diğer taraftan
Yeni Zelanda’da camiye saldırı düzenleyen terörist “Boğaz’ın doğu tarafında barış içinde yaşayabilirsiniz, fakat batısında herhangi bir yerde yaşayamazsınız. Sizi öldürür topraklarımızdan süreriz. Konstantinopolis’e gelecek ve bütün camileri yıkacağız. Ayasofya’yı minarelerden kurtaracağız” ifadelerini kullanıyor. yayınladıkları sözde manifesto da ise TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni tehdit ediyor. Ülkemizin Cumhur başkanının öldürmesi çağrısında bulunuyor.
Bilinsin ki!!!
Uzak çakal sesleri bu ülkenin yiğit evlatlarını ürkütemez. Bir ana değil bin ana çıkar son evladını toprağa verecek. Bir nefer değil bin can koşar cepheye günü geldiğinde son namazını kılacak.
Gün gelir,
Namus bildiği silahının alnı kadar pak kabzasını sımsıkı tutarak ölümüne dayar kafanıza Çanakkale’de olduğu gibi.
Türker YAĞMUR