Enflasyon
2020 yılsonu enflasyon tahminimizi %9,6’dan %7,5’e; yıllık ortalama enflasyon tahminimizi de %10,7’den %9,2’ye indirdik. Temel ihtiyaç ürünlerine yönelik öne çekilen talebin yanı sıra toplam talep koşullarında beklediğimiz (ki ilk sinyalleri görülmekte olan) sert daralma ile kur ve petrol fiyatlarına ilişkin yaptığımız güncellemeler tahminimizdeki değişiklikte temel belirleyiciler oldu. Önümüzdeki süreçte kur ve emtia fiyatlarının seyrine ek olarak, toplam talep koşulları, mevsimsel etkiler ile ihracat-ithalat tarafında gözlenecek ivme yeni revize ihtiyacına neden olabilir. Mevcut durumda, yıllık enflasyonun ilk yarı sonuna kadar (muhtemelen Mayıs ayında) tek haneli seviyelere gerilemesi ve yılın geri kalanında tek haneli seviyelerde kalmasını bekliyoruz.
Grafik 17: 2019 – 2020 Enflasyon Görünümü
: TÜİK, Gedik Yatırım
Cari Denge
Grafik 18: Cari Denge / GSYH
: TCMB, Gedik Yatırım
Bütçe
2020 yılı bütçe açığı tahminimizi -144,7 milyar TL’den 205,2 milyar TL’ye (2019: -123,7 milyar TL, 2020 Bütçe Hedefi: -138,9 milyar TL); -%2,9 seviyesindeki bütçe dengesi / GSYH tahminimizi de -%4,5’e revize ediyoruz (2019: -%2,9, 2020 Bütçe Hedefi: -%2,9). Salgının olumsuz etkilerini sınırlamak adına Mart’ta açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketiyle bazı vergi ve prim ödemeleri 3-6 ay ötelenirken, kısa çalışma ödeneği ve ücret teşvikleri açıklandı. Buna ek olarak, özellikle 2. ve 3. çeyrekte görülecek yavaşlama/daralmanın 4. çeyreğe kadar bütçe görünümünü baskılayacağını değerlendiriyoruz. Son çeyrek itibariyle, eğer uzatma olmazsa, ertelenen vergi-prim ödemelerinin başlayacak olması ve salgın sonrası iktisadi faaliyette toparlanmanın bu dönem itibariyle güçlenme olasılığı söz konusu baskının azalmasını sağlayabilir. Salgın hastalık kaynaklı ilk olumsuz etkileri Mart 2020 dönemine ilişkin sonuçlarda görmeye başladık. Hazine nakit dengesi, geçen yılın aynı dönemine göre 25,5 milyar TL artışla 40,4 milyar TL açık verirken; 12 aylık nakit açığı 94,3 milyar TL’den, 119,8 milyar TL’ye ulaştı. Bütçe dengesi, geçen yılın aynı dönemine göre 19,2 milyar TL artışla 43,7 milyar TL açık verirken; 12 aylık bütçe açığı 97,9 milyar TL’den 117,1 milyar TL’ye ulaştı (GSYH’ye oran %2,7) Eylül 2019’da yayınlanan 2020-2022 Orta Vadeli Programı’nda bütçe / GSYH oranın -%3’ü aşmaması ile bütçe disiplininin sürdürüleceği iletişimi yapılmıştı. Bütçe / GSYH oranı 1999-2019 dönemi için ortalama %3,8; 2001 krizi sonrası mali disipline yönelik atılan adımların etkisiyle 2005-2019 dönemi için ortalama %1,8 seviyesinde. İhtiyaç duyulması hâlinde açıklanabilecek yeni teşvik paket/önlemleri bütçe açığını artırıcı etki yapabileceği gibi; küresel çapta salgının olumsuz ekonomik etkilerinin sınırlandırılmasına yönelik olarak alınan likidite önlemleri dikkate alındığında iç ya da dış borçlanmada görülebilecek artışlar bütçe açığını sınırlandırıcı etkide bulunabilir. Yıllar itibariyle Türkiye’nin en güçlü ekonomik metriklerinden olan düşük kamu borçluluğu ve emsal ülkelere göre görece düşük seviyelerde olan bütçe açığı / GSYH oranı, maliye politikası tarafında bu tarz dönemler için manevra alanı oluşturmakta. Ancak, özellikle bütçe tarafındaki manevra alanının 2018 yılı sonrasındaki dengelenme sürecinde bir miktar kullanılmış olmasının durumu hassaslaştırdığını not edelim. Ayrıca, 2009 küresel kriz döneminde büyümenin desteklenebilmesi adına bütçe / GSYH oranını -%5’i aşması; 2010-2011 yıllarında hızlı bir büyümeyle birlikte cari açığın 2011 yılında 74,4 milyar dolara (GSYH’ye oran -%8,9’a) ulaşıp kırılganlığın artmasına neden olduğunu da hatırlatalım. Mevcut koşullar dikkate alındığında bütçe açığında bu yıl özelinde görülecek artış/bozulma eğer geçici nitelikte olur ve/veya görece kabul edilebilir sınırlar içinde kalır ise çok büyük bir sorun yaratmayacağını düşünüyoruz. Grafik 19: Bütçe Dengesi / GSYH : HMB, TÜİK, Gedik Yatırım
İşsizlik
• 2019 yılında %13,7 olan, salgın öncesinde 2020 yılı için %11,7 seviyesinde olan 12 aylık ortalama işsizlik oran tahminimizi, %16,2 olarak değiştiriyoruz.
• 2019 yılının ikinci yarısı itibariyle iktisadi faaliyette dengelenmeden toparlanmaya geçiş eğilimi görülmeye başlamış olsa da; işsizlik bu anlamda en gecikmeli olarak toparlanmanın görülmeye başladığı göstergelerdendi. Dolayısıyla, her ne kadar salgın öncesindeki süreçte bir miktar iyileşme görülmüş olsa da, salgın hastalığın, işsizlik oranının tarihsel ortalamaların üzerinde seyretmeyi sürdürdüğü ve bu taraftaki toparlanma eğiliminin çok başlarında ortaya çıktığı söylenebilir.
• Normal koşullarda şubattan yıl ortasına kadar mevsimsel etkilerin işsizliği olumlu yönde etkilemesi beklenirdi. Ancak, özellikle 2Ç ile 3Ç’de beklediğimiz ekonomik daralma, bu dönemde turizm ve ilişkili sektörlerinde yaşanmakta olan zorluklar ile sosyal mesafe tedbirlerinin etkilerinin görülmeye devam edecek olması gibi nedenlerle tarihsel ortalamaların işaret ettiği olumlu mevsimsel etkilerin bu yıl görülmeyebileceğini ya da oldukça sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz. İstihdamın korunmasına yönelik, bir kısmı geçici olan, adımların işsizlik oranı üzerinde ne ölçüde etkili olacağını tahmin edebilmenin mevcut aşamada oldukça zor olduğunu da not edelim.
: Gedik Yatırım
Hibya Haber Ajansı
Yorumlar
Kalan Karakter: