Hepimizin işyerinde stresli zamanlar geçirdiği oluyor fakat stres aşırı seviyelere çıktığında ya da kronikleştiğinde hayatımızı altüst edebiliyor. Uzun süreli stres iş hayatında oldukça yaygın. Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) araştırmasına göre Amerikalıların yüzde 65’i işlerinin bir numaralı stres kaynağı olduğunu, 3’te 1’i kronik stres yaşadıklarını söylüyorlar. Amerikan Stres Enstitüsü’nün tahminine göre iş stresi, işe gelmeme, sirkülasyon, verimlilik düşüşü, sağlık kesintileri gibi nedenlerle yılda 300 milyar dolara mal oluyor.
Dying for a Paycheck (Maaş Çeki için Ölmek) kitabının yazarı, Stanford Üniversitesi’nden Prof. Jeffrey Pfeffer, Amerika’da her yıl 120 bin kişinin stres, kötü yönetim gibi işyeri kaynaklı sorunlar sebebiyle öldüğünü söylüyor. Bu rakamın da işyerlerini en çok ölüme yol açan sebepler arasında beşinci sıraya koyuyor, ki bu da demek oluyor ki işyerleri diyabet ve Alzheimer’dan bile çok kişiyi öldürüyor.
STRES HASTA EDİYOR
VM Medical Park Pendik Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Bakım, stresin sebep olduğu hastalıkları şöyle sıralıyor: “İş stresi uzayıp, arttıkça kişiler bazı fiziksel belirtiler yaşayabiliyor. Başlangıçta yorgunluk hissi, baş ağrısı, uyuşukluk, uyku bozuklukları gözlenebilmekte, iyileşmeyen hastalıklar, bağışıklık azalması (kanser riski), kilo kaybı/artışı, nefes darlığı, teşhis konamayan ağrılar, çarpıntı, tansiyon, kolesterol yüksekliği, kas gerginliği, kalp-damar, mide-bağırsak ve cilt hastalıkları oluşabilir. Psikolojik sorunlar arasında unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü, başarısızlık hissi, sinirlilik, huzursuzluk, tedirginlik, sabırsızlık, özgüvende azalma, kendine ya da çevredekilere yönelik eleştirel bakış açısı, düşmanlık, enerji kaybı, ümitsizlik, ilgisizlik, ağlama nöbetleri, yalnız kalma isteği, alınganlık ve takdir edilmediğini düşünme, tatminsizlik, hayata karşı olumsuz tutumlar geliştirme, nezaket ve saygı davranışlarında azalma görülebilir. Kişiler alkol ya da madde kullanımına başlayabilir, sigara tüketimlerini arttırabilir. Panik bozukluğu, depresyon gelişebilir. Depresyon ilerlediği takdirde intihar da söz konusu olabilir. Davranışsal sonuçlar arasında aile içi çatışmalara eğilim, dürtü kontrol sorunları (bağırıp çağırma, eşya kırma), düşük iş performansı, diğer çalışanlara karşı alaycı ve suçlayıcı olma, iş değiştirme çabaları, işi yavaşlatma, işe geç gitme ve sık rapor alıp, işe gitmeme sayılabilir.”
Birleşik Krallık’ta Sağlık ve Güvenlik Kurumu, 2016-2017 yıllarında 12.5 milyon çalışma gününün iş stresi, depresyon ve anksiyete sebebiyle kaybedildiğini rapor etti. Uzun çalışma saatleri, düşük ücret, iş-özel yaşam dengesinin bozulması, aşırı iş yükü, kötü yönetim en büyük stres nedenleri.
UYUM SAĞLAYAN HAYATTA KALIR
Prof. Dr. Zuhal Baltaş, stresin yönetilebilir olduğunu söylüyor: “Kişi, işinin özellikleri, kendi özellikleri, yaşam ortamını ayrı ayrı değerlendirerek tanımalı ve eylem planı geliştirmelidir. İş stresleriyle başa çıkabilmek, kişisel özelliklerimizle işin özellikleri arasındaki uyumla ilişkilidir. Bu uyum bilgi, beceri ve yetkinliklerle tanımlanan kişisel özelliklerle zorlanmaları içeren iş özellikleri arasında sağlanan dengeye bağlıdır. Hangi meslekte çalışırsanız çalışın önemli olan stres altında olmak değil, dayanıklılık özelliklerine sahip olmaktır.
İş hayatında dalgalanma, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklıkla tanımlanan VUCA dönemi yaşanmaktadır. Bu yeni ortamda dış şartlar sabit değildir ve değişim hayatın gerçeğidir. Unutmayalım güçlü olan değil uyum yeteneği olan hayatta kalır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: