ÇANAKKALE'DE BAŞARILARIYLA ve PROJELERİYLE ÖNE ÇIKAN OKUL (Proje I.H. Lisesi) (2)
Imam-Hatip okulu mezunu olarak öğretmenlik ve idareciliğim hep orta derecili okullarda geçmesine rağmen bu okullara olan aidiyetimi hiç kaybetmedim. 1962 yılında Izmir Imam-Hatip de okurken öğretmenlerimiz " oğlum bu okula niye geldiniz? Okuyacak okul mu bulamadınız? Bu okulun sonu yok. yarın cami kapılarında modern dilenci olacaksınız!" sözleri, 24 kişilik sınıfımızda ne beni ne de diğer arkadaşlarımı etkileyip psikolojik travmaya uğratamadı. Sınıfımızdan tek kişi okulu bırakmadı.
O yıllarda Lise mezunu sayılmamıza rağmen aynı yıl okulu bitirir bitirmez arkadaşlarımızın bir kısmı dışarıdan lise bitirmelere girerek üniversiteye girdiler, diğer bir kısmımız da ben dahil öğretmen okullarını dışarıdan bitirerek öğretmen olduk. Bitirmeyenler de diyanette görev aldılar. Allah'a şükür hepimiz de bulunduğumuz yerlerde yüzümüzün akıyla başarıyla görevler ifa ettik... Bu okullar iki kişiye haklanını ödeyemezler. 1-Rahmetli Erbakan,(Lise mezunu sayılmasına vesile oldu) diğeri de malum 28 Şubat olarak bilinen post modern darbeden önce Anadolu Imam- Hatip Lisesi ismiyle okullar açan, bakanlıkta önemli icraatlara imza atan eski bakanımız Mehmet Vehbi DİNÇERLER'dir. (Allah sağlık ve uzun ömürler versin.) Sınavla öğrenci alan Anadolu Imam-Hatip Liseleri mezun vermeye başlayınca Imam-Hatiplerin başarı grafiği öyle bir ivme kazandı ki ülkemizde genel liselerin başanı ortalaması % 21 iken, Imam- hatiplerin başarı ortalaması % 27 küsur olmuştu. Bu başarı karşısında o günün anlı şanlı hukuk profesörlerinden biri, günlük makalesinde "Bizim burjuva çocukları, yazın sahillerde kısa şortla kız peşinde koştururken (Kullandığı tabiri kendine bırakıyorum.) Imam-Hatipler Siyasal Bilgilerle, Hukuk Fakültesinin sınıflarını doldurdular." diye yazmıştı. Bu yazıyı okuyunca bir İmam-Hatipli olarak sevinmiştim. Ama maalesef sonradan Kemal Gürüz, öyle bir gürz vurdu ki bu gürzden imam-Hatipler büyük darbe alarak nerde ise kapanma noktasına geldiler. Ama Seminer için gittiğim Biga Imam-Hatip Proje ile Çanakkale Proje Imam-Hatip Liselerini gördükten sonra bu okulların 28 Şubat öncesi başanlarını yakalayacağına dair umudum tazelendi. Hele Çanakkale Proje Anadolu Imam-Hatip Lisesi'nin görkemli fiziki yapısı ile eğitim alt yapısı hakkında bundan önceki yazımda ayrıntılı bir şekilde anlatmıştım. Bu yazımda da eğitim faaliyetlerinden kısaca söz edeceğim.
Okulun başında donanımlı bir okul müdürü var. 1968 Lapseki doğumlu bu genç meslektaşım genç yaşına rağmen on parmağına sayısız hünerler sığdırmış. Vakıfçılık, Kulüp yöneticiliği İzcilik,Okçuluk antrenörlüğü, Satranç antrenörlüğü Bedesten dergisi editörlüğü, Merzifon Basın Tarihi,Iskender Haki Engin Divani Merzifon Ermeni ve Rum Olaylanı, Çanakkale AIHL Tarihçesi,
Nacakçı'dan Mecidiye'ye Bir Muhacir Köyünün Hikayesi. Sportif, sosyal faaliyetlerinin yanında edebi kişiliği de öne çıkan bir idareci, 11 sayıya ulaşan Okulun çıkardığı "TARASSUT" edebiyat dergisinde de edebi kişilik hissedilmektedir. Bugün Türk milletinin en büyük zaafi BAŞARILI insan yetiştirmeye odaklanmıştır. Elbette başarılı insan yetiştireceğiz ama "INSAN" yetiştirmeyi de ihmal etmememiz lazım. İşte Proje IM.Hatip bu eksiği fark eden okullardan biri. Universiteye gönderdiği başarılı öğrenciyi, aynı zamanda " INSAN olarak yetiştirerek gönderme azmi ve gayreti içindedir. Bugün genelde okul idarecileri üniversiteye gönderdiği sayı ile öğünmektedir. Maalesef insan unsuru ihmal edilmektedir. Bunun acı örneğini 12 Eylül Öncesi ülkemiz 5.000 gencini toprak altına vermekle yaşamıştır. İşte devlet arşivine girmiş bir belge:
12 Eylül'ün hemen sonrasında Başbakanlığın yayınlamış olduğu bir kitap: Ismi: "Türkiye'de Terör Hareketleri ve Kaynakları." Demirbaşa kaydedilmek üzere bütün devlet dairelerine ve okullara gönderilen bu kitabı, o kadar yoğun işimin arasında üç günde bitirdim. Sonraları da tekrar tekrar okudum. Kitapta dikkatimi çeken bir hayli olay var, Ben onlardan birini siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Üniversite öğrencisi bir genç, üstelik de gençlik liderlerinden biri, üniversiteyi işgal etmiş, Devlet malına zarar vermiş, banka soymuş, cinayet olaylarına adı karışmış, kimliği tespit edilmiş, sıkıyönetim tarafından her yerde aranmakta. Bu delikanlı, bir Anadolu çocuğudur, Anadolu kasabalarından birinde, o yörenin sıkıyönetim komutanı, delikanlının köye, babasının evine geldiği ihbarını alır ve bir gece bu gencin babasının evine baskın yapar. Genci arar, ama genç evde yoktur. Bu ihbar da asılsız çıkmıştır. Komutan, bu gencin babasını karakola çağırır ve babaya:
-Nedir bu senin oğlundan çektiğimiz? Derhal oğlunu bul! Nerede ise yerini söyle! der. Gencin babası:
-Komutanım, ben size bağıracağım yerde siz bana bağırıyorsunuz? Çocuğumu ben sizden
istiyorum, diye cevap verir.
Komutan:
-Sen ne demek istiyorsun? Oğlan, benim oğlum mu? diye, çıkışınca gencin babası: -Komutanım, benim beş tane çocuğum var. Biri tarlada çift sürüyor, biri bakkal dükkanında,biri dağda çobandir.Diğeri kız kocadadır. Bunlardan şikâyetin varsa hemen kendi elimle tutup getirip size teslim edeyim; ama siz, benim devlet'e teslim ettiğim oğlumdan şikayetçisiniz. O konuda asıl ben sizden şikayetçiyim, devlet'imden şikâyetçiyim. Ben oğlumu, okusun,bu memlekete ve devlet'ine faydalı olsun,diye devletime ve devletimin okullarına teslim ettim. Anarşist olsun, diye teslim etmedim. Benim oğlumu devlet anarşist yaptı. Ben sizden şikâyetçiyim. Çocuğum, diğerleri gibi benim dizimin dibinde olsa idi, bu suçları işleyemeyecek ve devletime zarar vermeyecekti. Ben de baba olarak bu durumlara düşmeyecektim. Oğlumu ben sizden istiyorum" dediğinde komutan, babaya söyleyecek bir söz bulamaz Evet bu durum eğitimimiz açısından nakısa bir durum değil mi? Hala da bu nakisalik devam etmiyor mu? Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız hendek olaylarında okulunu yakan, o okulda okuyan öğrenci değil miydi? Necmettin, Aybüke öğretmenimizle, nice güvenlik kuvvetlerimiz şehit edilmedi mi? Yaralılara giden ambulanslar taşlanmadı mı? Bu menfur cinayetleri işleyenlerle günümüzde hastane basan, doktor döven, okul basan öğretmen ve müdür dövenler bu ülkemin okullarında okumadılar mı? Bu olaylar da gösteriyor ki öğretimde değil, ama eğitimimiz hala problemlidir. İşte Çanakkale Proje Imam-Hatip Lisesi'nin " Üniversiteye kaç öğrenci değil, kaç insan gönderdin?" sorusunu bir eğitimci olarak oldukça manidar buldum. Bu soruyu soran Çanakkale Proje Imam-Hatip Lisesi camiasını özellikle kutluyorum.
www.kadirkeskin.net
(Yazım devam edecek)