Dünya düşünce tarihi insanı bu dünyada huzura kavuşturmak için birçok ideolojiler ve felsefi görüşler üretmiştir. Ben bu görüşlerin ve ideolojilerin ayrıntısına girerek yazımı uzatmak istemem. Ancak bizim kuşak ülkemize “ komünizm gelecek “ korkusuyla ürkütüldük.. Hatta umur görmüş ünlü devlet adamımız müteveffa Celal Bayar da: ” Bu kış bu ülkeye komünizm gelir” kehanetinde bile bulunmuştu. Onun için gariban çocukları olarak sağ- sol diye ayrıldık. İnadına, kıyasıya dövüştürüldük. Her iki kesimden de henüz bıyığı terleyen beş bin tane genç toprak altına girdi. Sanıyorduk ki “ Tanrıyı gezegenden kovup yok edeceğiz” diyen marksizmi savunan kardeşlerimizi Rusya, komünist ideolojiye karşı duran cenahı da Amerika destekliyor biliyorduk. Amerikan elçisinin ifadesiyle bizim çocukların başardığı 12 Eylül sonrası anladık ki her iki cenahı da destekleyip, her iki cenahın da eline silahı veren Amerika imiş. Yeni nesil bunu anladı mı bilmiyorum. İranlıların deyimiyle büyük şeytan nereye girerse orayı kan gölüne çeviriyor. Bu şeytan yok olmadıkça bu dünyaya huzurun gelmesi çok zor görünüyor. Dünyada yıkılmadık imparotorluk yoktur. Bizim nesil görür mü bilmiyorum. İnşallah bizden sonraki neslimiz, bu şeytan imparatorluğunun yok oluşunu görür.
Yazımın konusunu dağıtmadan hemen konuya gireyim. 1917 de ortaya çıkan Marksizm’in iddiası gezegenin tamamı üzerinde “ TANRI “ düşüncesinin silineceğini, bunun yerine yeni bir toplum kuracağını vaat ediyordu. Yarım yüz yılı biraz fazla yaşayan bu ideoloji ekonomik, politik ve ahlaki alanda vaat ettiği konuların hepsinde başarısızlığa uğradı ve yok oldu.
Dünya üzerindeki dinleri tarihin çöplüğüne atmak isterken, tarihin çöplüğünde kendisini buldu. Din bir kimliktir ve manevi bir sığınaktır. Onun için ünlü bir tarihçi diyor ki: “ Dünyayı dolaşınız! Dünya üzerinde kültürsüz, edebiyatsız, susuz, yolsuz, elektriksiz doktorsuz, mektepsiz vs. köyler ve kentler bulabilirsiniz Ama asla MABETSİZ ve MABUTSUZ köyler ve kentler bulamazsınız.” Ben de diyorum ki bu köy ve kentlerde dinsiz insan bulabilirsiniz ama bir dinsiz bir toplumu bulmanız mümkün değildir. Tarih bugüne kadar dinsiz bir toplumu tesbit ettiği vaki değildir. Camileri ve kiliseleri gençlik lokalleri haline getiren ve 70 sene de Rusya’da haşa TANRI’YI yok ettiğini sanan komünizm yıkıldıktan sonra en büyük rağbeti mabetler görmüştür.
Tarih boyunca zaman zaman Allah’la problemi olanlar artık şunu anlamalıdırlar. Hiçbir ideoloji ebedi değildir. Dinle savaşa kalkan her ideoloji ve her kişi kendi inanç dünyasından “TANRI’YI “ söküp atarken, yenrine de kendine göre bir “TANRICIK” bulur ve koyar. Nasıl mide aç duramazsa, gönül ve ruh dünyası da açlığa tahammül edemez.
Nitekim “Ben hiçbir şeye inanmam, ben Tanrı tanımam” diyen insanın kendisi gibi bir insanı ilahlaştırarak ve onun yazdıklarını kutsallaştırdığını tarihte çokça görüyoruz. Tarihte bunun örnekleri çoktur. Bunlar bilim adına şaşıran kişilerdir. Bülbülü et, gülü ot gibi gören maddenin fiziki yapısını, kimya karışımını öğrenir ama, o bülbülün minnacık göğsünden binlerce nağmeyi vereni, o çamur yiyen gülden hiçbir fabrikanın üretemediği kokuyu yaratını göremez. Çünkü ilah edindiği heva ve hevesi kalbine mühür, gözüne perde olmuştur.
Allah’la problemi olan insanlar, içindeki şeytanının fısıldamasını dinleyen insanlardır. Bu tip insanlar mevsimlik böcekler gibidirler. Ağustos ayında dünyaya gelen böceklere: “ Bekleyin ileride kış var arkasından bahar ve yine yaz vardır.” denilse hayatında hiç kış ve baharı görmeyen böcekler ve sinekler bunu inkar tarafına gidecekleri gibi, ahrete inanmayan insanlar da ahreti inkar yoluna gidiyorlar. Daha çıplak bir misalle hepimiz anamızın karnında iken hangimiz bu dünyanın var olduğunu ve buraya gelerek kanla değil de bembeyaz süt ve sayısız nimetlerle taltif edileceğimizi bekliyorduk. “ Bu bir rıza lokmasıdır yiyemedin demedim mi” diye dillendiren Derviş Yunus’un tabiriyle “ İman” da bir nasip, talep ve rıza işidir..
Son olarak şunu ifade edeyim. Kar üzerinde ilk kar araştırmaları yapan ABD li ateist Wilson Bentley elli yıl boyunca kar kristallerinin 6.000 fotoğrafını çekmiştir. Bu kar tanelerinin hiçbiri, birbirine benzemez ve kitabının son bölümünde şu notu düşer: “ SANKİ BİR SANATÇI İNADINA SANATINI SERGİLİYOR. ARTIK İNANIYORUM.”
Siz istediğiniz kadar gırtlağınızı yırtarcasına “ Y000KKKK!....” diye bağırım. Rabbimiz de eşsiz yaratıcı gücü ve sanatıyla “ Ben varım! “ diyor.
Not: Allah şehitlerimizin mekanlarını cennette ali eylesin. Ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin zaferlerini de daim eylesin. Amin….