Aşağıda arz ettiğim ayet meallerinde de görüldüğü gibi evrende Cenab-ı Hakk'ın bilgisi dışında hiçbir şey cereyan etmez. Onun izni olmadan yaprak bile düşmez. Yine ağzımızdan bir söz çıkmasın ki melekler tarafından kayda alınmasın.
Değerli okurlarım aşağıdaki ayet meallerini bir değil birkaç defa düşünerek dikkatlice okuduktan sonra eşeğin şahitliğini okuyun. Nasıl insan, gözleri önünde cereyan eden olayları gözüyle görüyor, acılı ve tatlı sözleri, çığlıkları da kulaklarıyla duyuyorsa, Allah'ın yarattığı diğer canlılar tarafından görülmediğini, duyulmadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Geçenlerde bütün haber kanallarında cani bir şoförün bizzat zevkine arabasıyla çarpıp öldürdüğü sokak köpeğinin can çekinişini hep beraber seyrettik. Bu haberin arka tarafını gördünüz mü bilmiyorum? Bütün köpekler, çarpan arabanın arkasından koyu koyu baktıktan sonra araba ile ezilen arkadaşlarının başında toplanarak nasıl üzüldüklerini, biz de hep beraber üzülerek seyrettik.
İnananlar olarak bizler, imanımızın gereği her gün, her saat, her saniye ve her an gözetildiğimiz ve melekler tarafından kamerayla kayda geçirildiğimiz inancındayız. İnsanları doğru yolda tutan iki güç vardır:
1- Allah'tan korkmak (Bu korku, kuduz köpekten korkup kaçma korkusu değil, annesi tarafından dövülen bir çocuğun kaçmayıp annesinin eteğine yapışması gibidir. Allah'tan korkmak onun sevgisini yitirme korkusuyla ona sığınmaktır. O merhametsiz sürücüde Rabbinin sevgisini yitirme korkusu olsaydı, insafsızca o masum köpeği zevkine ezebilir miydi?.
2- Kuldan utanmak. İnananlar olarak, ikisinin de ensemizde olmasından rahatsız olmadığımız gibi, aksine bizim dürüst olmamıza yardım ettiğine inanırız. Bir TV kanalı, yetkililerden izin alarak devlet dairelerinden birine gizli kamera yerleştirse ve memurların vatandaşa muamelesini görüntülemek istese, müdür de memurlara el altından bu haberi ulaştırsa o gün memurların, vatandaşa olan davranışlarını tahmin edebilirsiniz. Ağızlarından yağ bal akarak olabildiğince tatlı dil ve sempatik davranışla muamele ederler. Rabbimiz de:
"10- Şüphesiz sizin üzerinizde bekçiler vardır.
11- Değerli yazıcı (melek) ler vardır.
12- Yaptıklarınızı bilirler." Buyuruyor.
Öncelikle Hakka karşı görevlerimizin gereği olarak halka, can taşıyan varlıklara, ağaçlara, otlara, denizlere, dağlara karşı güzel davranmamızı gerektirir. O zaman ağzımızdaki sigarayı ormanda giderken camdan dışarı atamayız. Çünkü orman içinde yaşayan yılanından, çığanına, tavşanına, kaplumbağasına kadar onların da bir can taşıdığını düşünürüz.
Çünkü gökleri ve yeri yaratan Rabbimiz, gizlimizi de açığımızı da bilmektedir. İyi veya kötü, kazandığımız her şeyi bilmektedir. (En'am 3)
Mü'minün -101 " Sura üfürüldüğünde o gün akrabalık bağı kalmaz. Birbirlerinin sormazlar ( Herkes kendi derdine düşer). Tekvir 34-42 " Kişi kardeşinde kaçacak, annesinden babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacak. O gün onlardan her kişiye yeterli bir işi vardır. O gün nice yüzler vardır ki pırıl pırıldır. Gülmekte ve sevinmektedir. O gün nice yüzler de vardır ki üzerinde toz vardır. Onları karanlık kaplayıverir. İşte onlar kafirlerin, fecirlerin ta kendileridir."
Bu dünyada çocuğunun ayağına tiken batsa, kendi ayağına mızrak batmış gibi acı duyan anne-babalar çocuklarını, eşlerin birbirlerini tanımadığı ve tanıyamayacağı, yine Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı bir günde O köpeğin arkadaşları, zevkine ezen bu şoför hakkında sesiz kalacaklarını sanıyorsanız, Allah'a olan imanınızı sorgulayın. Fazla lafa gerek yok sizi Allah'ımızın buyruklarıyla ve eşeğin şahitliğiyle baş başa bırakıyorum.
" Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de), muhakkak O, saklıyı da gizliyi de bilir"( Taha-7)
" De ki: " Göğüslerdekini gizleseniz de, açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir" ( Al-i İmran -29)
"Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlü'ne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız". ( Enfal-24
"Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah'ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz'da) olmasın" (Enam- 59)
"İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunması" ( Kaf -18)
14 Ağustos 2005( Ulusal basından)
Kütahya'nın Gediz ilçesinde işlenen cinayet çok enteresan metotla çözüldü. Katil olduğundan şüphenilen, ancak sağlam delillere ulaşılamadığı için hakkında işlem yapılmayan A. D. İsimli şahıs, olayla ilgili soruşturma yürüten Jandarma astsubayı tarafından hadisenin görgü şahidi eşekle yüzleştirildi Öldürülen şahsa ait olan eşek, katil zanlısı olan A. D.'nin yanına getirilince çılgına döndü ve sanığı ısırıp çifte atmaya çalıştı. Bu denemeden sonra katil zanlısının kıyafetlerinin aynısının Jandarma erine en küçük bir tepki dahi göstermedi. Aynı deneme birkaç kişiyle defalarca tekrarlandı. Eşek sadece sanığa karşı hırçınlık gösterdi. Eşeğin bu davranışı karşısında zor durumda kalan sanık, sonunda suçunu itiraf etmek zorunda kaldı. Eşeğin davranışları, 6 şahidin şahitliğinde tutanakla tesbit edildi. Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Sanık hakkında karar Yargıtay'ca da onaylandı.
Rabbimiz tarafından gözetlenen bizler, aynı zamanda onun yarattıkları tarafından da gözetlendiğimizi unutmadan hayatımıza devam edelim.
Not: Köşe yazarımız Kadir keskin " DEĞERLERİMİZE RAĞMEN NEDEN BURADAYIZ?" konulu konferansıyla İzmir- Aliağa Çocuk ve Gençlik cezaevindeydi.,