YERDEN GÖĞE KÜP DİZSELER/ BİRBİRİNE BEND ETSELER
ALTINDAN BİRİNİ ÇEKSELER/ SEYREYLE SEN GÜMBÜRTÜYÜ"
Muhafazakâr olsun, olmasın ülkemizdeki bütün yöneticiler Hz. Ömer adaletinden övgü ile bahsederler. Yönetime geldikleri takdirde Hz. Ömer adaletini getireceklerini vaat ederler. Hz. Ömer adaletinden bahsedilirken biz sade vatandaşlarda algılama ise " işin ehline verilmesidir" Her iki kesimin de dillerine pelesenk ettikleri Hz. Ömer adaletini iş başına geldiklerinde sözlerini tutup, işi ehline veriyorlar mı?
Muhafazakâr olmayan yöneticiler de her ne kadar Hz. Ömer adaletinden söz etseler de sözlerine uymadıklarını bizzat yaşayarak öğrendim. 28 Şubatta 19 sene idareciliğini deruhte ettiğim Manisa Lisesi Müdürlüğünden Türkiye'de eşi görülmemiş bir uygulama ile " UYARMA" cezası ile görevden alındım.
19 yıl idaresinde bulunduğum bu okulda görev yaparken Almanya'nın İngolstadt şehrindeki Apian- Gymnasium Müdürü Sayın Franz Riederer ile Manisa Lisesi'ni kardeş okul yaptık. İki kardeş okulun müdürü olarak dönemin Manisa Belediye Başkanı Sayın Zafer Ünal ile İngolstadt Belediye Başkanı Sayın Peter Schnell'i gıyaplarında tanıştırdık. İki kardeş okul ilişkisi iki şehrin "kardeş şehir" olmasını sağladı. Ve halen iki şehrin kardeş şehir ilişkileri devam ederken maalesef şahsım, Manisa Lisesi'nden ayrıldıktan sonra 15 yıl sürdürdüğüm İki kardeş okulun kardeş ilişkileri de sona erdi. Halen Apian Gymnasium, kardeş ilişkilerini devam ettirmek istemesine rağmen, kardeş okul ilişkilerinin başlamasında o yıllar Almanya İngolstadt Üniversitesinde görev yapan Doç. Dr. Sayın Kemal Çobanoğlu'nun da katkıları olmuştu. Bir ara Bu ilişkilerin devamı için liseye tayin edilen 7. Müdür arkadaşımıza bu teklifi götürdüğümüzde "ben böyle sorumlulukların altına giremem" diyerek teklifimize olumsuz cevap vermişti.
Küçüklerin ve gençlerin kurdukları dostluklar geleceğe dönük daha kalıcı oluyor. Dönemimde Almanya'ya götürdüğüm bazı öğrencilerin arkadaşlık ilişkilerinin bugün iş arkadaşlığına dönüşmesini görmek beni sevindiriyor. Umuyorum ki bu arkadaşlıklar gelecekte siyasi yakınlaşmalara da dönüşecektir. Bu sosyal yakınlaşmanın yanında Manisa Belediyesi Lalelide bir bulvara İngolstadt caddesi, İngolstadt Belediyesi de yine İngolstadt'da bir caddeye Manisa Caddesi ismini verdi ve aynı caddede İngolstadt Belediyesi büyük bir arsa tahsis ederek o arsa üzerine cami yapılmasına hem İngolstadt Belediyesinin hem de dönemin Belediye Başkanı Sayın Bülent Kar'ın destekleriyle muhteşem bir cami yapıldı. Bunun yanında hibe olarak; 1-Adil Aygül'ün Başkanlığı döneminde Manisa Belediyesine makam arabası 2-Çıraklık kalfalık okuluna temrinlik 4 adet çıplak Audi motor 3- Manisa Lisesi'ne de kimya ve biyoloji ders araç ve gereçleri vermişlerdi.( Bu hibelerin belgeleri halen uhdemde mahfuzdur.)
Manisa Lisesi'nde 17 yılda 8 müdür değiştiğini biliyordum. Ramazan ayında Manisa Lisesi mezunlarının iftarında 8 değil 13 Müdür değiştiğini öğrendim. Yuvarlanan taşın yosun tutmadığı gibi ilin en gözde lisesi de maalesef çok sık değişen idareciler nedeniyle kardeş okul ilişkileri sona erdiği gibi, okulun profili de irtifa kaybederek bugün ilimizin en düşük puanla öğrenci alan okulu durumuna düştü. Bünyesinde SÜPER LİSENİN de bulunduğu Manisa Lisesi'ne Anadolu liselerini, hatta fen liseleri kazanan öğrencilerin dahi tercih ettiği bir okul iken, bugün düştüğü durumdan çıkarmak için Manisa Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Abdin Yatkın ve arkadaşları büyük bir gayret içindeler. Onların gayretlerini yürekten destekliyorum. Gayretlerinin sorumlular katında karşılık bulmasını özellikle temenni ediyorum. Dernek üyesi Sayın Osman Özbaş kardeşim de zaman zaman basındaki yazılarıyla konuyu gündeme taşımalarına rağmen bir türlü olumlu sonuç alamadılar. İnşallah başarılı olurlar. Yeni atanan müdür Sayın İlhan Kurban Bey kardeşim birikimli, idari tecrübesi ile işinin ehli bir meslektaşım. İnşallah bu arkadaşımın asaleti tasdik olunur da Manisa'nın en köklü eğitim çınarı, eski başarılı ve ihtişamlı günlerine kavuşur.
Pekâlâ, Manisa'nın eğitim çınarı olan bu okulu bu duruma getiren Manisa'nın esnafı, Manisa'nın sanayicisi, sanayide çalışan işçi kardeşlerim mi? Hayır! hiç biri. Pekâlâ, " kim? " diyorsanız, maalesef eğitimin koltuğunda " Eğitim" adına koltuk işgal eden meslektaşlarım. Lisenin bu duruma düşmesinden Manisa Lisesi mezunlarından ziyade Manisa Liseli olarak ben üzüntülüyüm. Çünkü mezunların üç yıllık Manisa Lisesi aidiyeti var. Şahsım ise dile kolay 19 yıllık Manisa Liseliyim. Manisa Lisesi, öğrencilerimizi eğittiği gibi farkında olmadan bizi de eğitmiş. Bugün yurt içinde ve yurt dışında liselerde, üniversitelerde ilgi gören eğitim seminerlerimle cezaevlerindeki konferanslarımın birikimlerini bu okulda kazandım. Dolayısıyla Manisa Lisesi'nin bugünkü durumu mezunları ile birlikte beni de üzmektedir.
Bugüne kadar hiç bir siyasi bir yazı yazmadım. Bu yazımı da lütfen bir siyaset yazısı olarak kabul etmeyin. Kurumların başına ehil insanlar geldiğinde o kurumların nasıl yüz ağarttığı hep beraber görüyoruz. Özellikle son yıllarda başarılı hizmetleriyle bizleri gururlandıran savunma sanayi, bayındırlık ve sağlık alanı. İsrail'den kucak dolusu paralarla temin edilen İHA 'lar ve tankların tamiri yerine kendi imalatımız olan İHA lar, Altay tankları, bayındırlıkta alt geçit, üst geçitler, dünya standardının üzerinde oto yollar, deniz altından, deniz üstünden alt geçit, üst geçit, raylı geçişler, hızlı tirenler ve dünyanın en büyük hava alanı vs. Sağlıktaki aşamayı sanırım anlatmama gerek yok. Muayene olmanın, ilaç almanın bir dert olduğu hastanelerde, hastalar, hatta ölüler bile rehin kaldığı Türkiye, artık çok gerilerde kaldı. Demek ki ehil insanların başına geldiği kurumlar, ülkemize çağ atlatabiliyor.
Kesintisiz 55 yıllık eğitimciyim. Eğitim seminerlerim dolayısıyla ayağım okullardan ve eğitimden kesilmedi. Bu nedenle eğitimdeki gelişmeleri de yakinen takip ediyorum. Devletimiz eğitimin altyapısında ücretsiz kitap dağıtımından ( ki dünyada okullar açıldığında öğrencilerin sırasının üzerinde ücretsiz kitap bulduğu iki ülkeden birisiyiz) tablet dağıtımına, sınıflarda akıllı tahtadan, ücretsiz internet bağlantısına ve saraylar gibi okul binası inşaatlarına kadar çok büyük yatırımlar yapmasına rağmen PİSA'ın tespitine göre peki sıralamada neden bir Afrika ülkesi olan SENEGAL'in gerisindeyiz. Hemen söyleyeyim, Eğitimde ehil ve ehliyete maalesef riayet edilmemektedir. Gezdiğim illerde ve ilçelerde çok değerli eğitimci idarecilere rastlamama rağmen maalesef ve maalesef diyorum eline çomak ver, sokakta çelik çomak oynayacak eğitimci arkadaşlara da rastlıyorum. Hem de bunların sayısı fazlaca. Bu tipleri gördükçe çocuk yaşta evlenip de, sokakta çocuklarla sek sek oynayan çocuk gelinler aklıma geliyor. Zaten eğitim konusundaki tespitlerimi de Sayın Cumhurbaşkanımıza hitaben "Eğitimin Alt Yapısındaki Bunca Yatırımlara Rağmen Neden Bir Afrika Ülkesi Senegal'in Gerisindeyiz?" diye üç bölümlük bir yazı serisi yayınladım.( yazılarım www.kadirkeskin.net'de)
Araba kullanmak için ehliyet lazım. Ehliyetsiz yola çıkarsanız trafik polisi haklı olarak durdurur ve sizden ehliyet ister. Ehliyet almak için sürücü kursuna gidersiniz başarılı olursanız ehliyet alır araba kullanabilirsiniz. Terzilik yapabilmek için terzilik belgesi istenir. Vatandaşın getirdiği kumaşa zarar vermenizi engellerler. Vatandaşın kumaşına zarar verdirmemek için ehliyetli terzi isteyen devletimiz, neden geleceğimiz olan, yarın ülkemizin kaderini ele alacak gençlerimizi ehliyetsiz ellere teslim eder. İdarecilikte bilgi, birikim, tecrübe ve kıdemin çok büyük önemi vardır. Ama bunların hiç birine sahip olmayan iki üç yıllık öğretmeni vekâletle iki bin, üç binlik okulun başına müdür olarak getirirseniz bu olmaz ve olmamalıdır. Olanlar da zaten sırıtıyor. Bugün okullarda kedinin fare ile oynadığı gibi öğretmenin ve öğrencinin parmağında oynattığı okul müdürleri görüyorum ve mesleğim adına üzülüyorum. Diyecekseniz iyileri yok mu? Elbette var. Denizli'de İbrahim Cinkaya Sos. Bilimler Lisesi Müd. Hayrullah AKGÜN, Ankara da ASO Teknik Lisesi Müd. Mustafa DAŞÇI, Simav Fen Lisesi Müd. Sayın Hamza KARA, Turgutlu 'da Baba Müdür Tahsin BOZKURT, Denizli İmam- Hatip Lisesi Müdürü Hüsamettin KÜÇÜKÇAL ve Mustafa YOLLU, Trabzon 88. Yıl Anadolu Lisesi müdürü Hasan SUİÇMEZ, Konya Kız Meslek Lisesi Müd. Hanife YILDIRM, ilimizden Osman KUŞCUOĞLU, Mehmet GÖKÇE, Ahmet GÜNHAN ve her gittiği okulda farkını, fark ettiren başarılı müdür TAYİF ÇEKİM ve Adil Bircan. Maalesef Tayif çekim, Adil Bircan Soma'dan Mehmet Şenbaş kardeşlerimin isnatsız gerekçe ile müdürlüklerine son verilmesine de ayrıca çok üzüldüm. Buraya kadar ismini saydıklarımla sayamadığım diğer dikkatimi çeken arkadaşlar gerçekten öğrencisine, okuluna âşık işini seven başarılı eğitimci arkadaşlar. Ama bunların yanında durumu tutmadığı halde yönetmelikler zorlanarak vekâletle göreve gelen arkadaşlar bulundukları koltuklarda sırıtıyorlar. Bizim eğitim sistemimizde okul müdürü çok önemlidir. Ülkemizde eğitimin sorumluluğu okul müdürünün omuzlarındadır. Okul müdürü eğitimin çekirdeğidir.
"Yerden göğe küp dizseler/Birbirine bend etseler
Altından birin çekseler/Seyreyle sen gümbürtüyü"
İşte buraya kadar izah etmeye çalışmakta zorlandığım meramımı bizim Derviş Yunus iki satırlık beytiyle özetlemiş. Eğitimin alt yapısındaki bunca yatırımların karşılık bulmayışının temelinde yaşanan gümbürtüler, sıkıntılar, başarısızlıklar yönetmelikler zorlanarak ehil olmayan insanların okul müdürü olarak atanmalarıdır. Vatandaşın üç metrelik kumaşının zarar görmemesi için terziden ehliyet
İstiyoruz da nesillerimizin geleceği için niçin neden ehliyetli eğitimcileri harcıyoruz ve göreve getirdiklerimizin ehliyetine dikkat etmiyoruz.?
Eğitimde neden başarısız diye sızlanmayalım. Lütfen ağzımıza sakız haline getirdiğimiz peygamberimizin sözünün gereğini yerine getirelim. İş, ehli olmayana [layık olmayana] tevdi edildiği [verildiği] zaman, kıyameti bekle.). Bir ülkenin izmihlali ve istikbali de eğitime bağlıdır.
Eğitimde izmihlali yaşamamak için lütfen ehil olana ve ehliyete riayet edelim.www.kadirkeskin.net
Not: Çocukların Diliyle Çocuklara Din Eğitimi