Diktatörlük, bir lider tarafından kontrol edilen yönetim biçimidir.
Lider, yani diktatör, emrindeki danışmanlar, generaller ve diğer üst düzey yetkililerden oluşan bir iç çember aracılığıyla yönetimini kolaylaştırır.
Bu yetkililer de rakip siyasi partileri, direnişçileri, sadakatsiz parti üyelerini veya herhangi bir olası muhalefeti baskı altına alır.
CHP'ye gönül verenler geçtiğimiz haftalarda Manisa'da çok üzücü iki olay yaşadı, adeta kolları, kanatları kırıldı; birincisi uzun süredir tedavi gören Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'ın vefatıydı, ikincisi ise bu vefatın ardından yerine gelecek yeni başkanın seçiminde yaşananlardı.
Zira bu seçim sırasında Özgür Özel'li bir CHP'ye yakışmayacak, geleceğe dair hak, hukuk, adalet beklentisini törpüleyen, seçme ve seçilme özgürlüğünü zedeleyen sözler, davranışlar ve uygulamalar havada uçuştu.
Havada adeta Şimşek'ler çaktı, Yıldırım'lar düştü; O gün olağanüstü toplanan Şehzadeler Belediye Meclisi'nde CHP gurubu aday olarak Hakan Şimşek'i gösterdi, oysa bir meclis üyesi böyle düşünmüyordu.
Siyasi, demokratik, hukuki ve insani haklarını kullanarak kendisinin de aday olduğunu açıklayan Yenal Yıldırım'a ilk tepkinin o an toplantıyı yöneten bir kadından gelmesi ise oldukça şaşırtıcıydı, zira demokrasiye en fazla inanması gerekenlerin CHP'liler, sosyal demokratlar ve kadınlar olması gerektiğini düşünüyorum.
Mecliste ilk turda üçte iki çoğunluk sağlanamayınca ikinci turda 31 üyenin 23'ünün oyunu alan Hakan Şimşek Şehzadeler'in yeni Belediye Başkanı oldu, Yenal Yıldırım da güzel bir demokrasi dersi vererek bir kez daha kendine yakışanı yaptı, demokratik ve özgür bir topluma olan inancı tazeledi, yüreklere su serpti.
CHP’nin başkanlık seçiminde tek adayının Hakan Şimşek olduğunu açıklaması ne kadar anti-demokratik ise CHP'nin efsane Meclis Üyesi Yenal Yıldırım’ın “Kimsenin iki dudağının arasından çıkacak sözle hareket etmem” diyerek adaylığını ilan etmesi o derece demokratikti...
Ama... Aması yaşanan bu gelişmenin ardından CHP Manisa İl Başkanlığı'nın Yenal Yıldırım’ı kesin ihraç istemiyle CHP İl Disiplin Kurulu’na sevk etmesi oldu.
Şimdi CHP, tarihinde ilk defa birinci parti olduğu, aynı zamanda Genel Başkan Özgür Özel'in de memleketi olan Manisa'da demokrasi sınavı vermek zorunda kaldı, iş bu noktaya hiç gelmemeliydi!
Hele ki iktidar ve anamuhalefet parti liderlerinin birbirlerine diktatör imâsında bulunduğu şu dönemde bu tür yersiz uygulamalara hiç gidilmemeliydi.
Yenal Yıldırım, Manisa'da her görüşten insanın dürüstlüğüne ve doğruluğuna saygı duyduğu önce insan, sonra siyasetçidir.
Yenal Yıldırım, siyasetin para kazanma aracı olmadığına inanan, bunu savunan, kimsenin iki dudağı arasında olmayan bir hak savunucusudur.
Yenal Yıldırım Anayasal hakkını kullanmıştır.
Yenal Yıldırım yalnız değildir.
Yorumlar
Kalan Karakter: