Türkiye gündemini sarsan sahte diploma skandalı, sadece bürokrasiye sızmış memurları değil, toplumun en hassas damarına—sağlık alanına—da uzandı. Elde edilen belgeler ve ortaya çıkan ifadeler, tıp diploması olmayan kişilerin yıllarca doktor, psikolog, hatta cerrah olarak görev yaptığını gösteriyor.
Sahte Hastalıklar, Sahte Diplomalar
Bu olay, yıllardır bazı çevrelerin sorguladığı bir başka yapının da gerçekliğini gözler önüne seriyor: Sahte hastalıklar, uydurulmuş tanılar, ilaç bağımlılığına sürükleyen "semptom giderici" tedaviler ve en kötüsü, bunların arkasında duran sahte diplomalı doktorlar.
Evet, hastalık başka şeydir, rahatsızlık başka. Her belirtiye "hastalık" etiketi yapıştırmak, ardından tetkik, tahlil ve tomografi bombardımanıyla insanı hasta psikolojisine sokmak uzun zamandır tıp endüstrisinin temel pazarlama stratejisi hâline gelmiştir. Oysa birçok psikiyatrik ya da bedensel yakınmanın teşhis yöntemi bile yoktur. Sadece semptom giderilir; kök nedenle ilgilenilmez.
Beyaz Önlüğün Büyüsü: Tıp Okumamış “Doktorlar”
Bugün geldiğimiz noktada, bu yapının ne kadar denetimsiz ve sorgusuz ilerlediği ortaya çıkıyor. Tıp okumamış kişiler, sahte e-imzalarla YÖK sistemine girilmiş diplomalarla, resmi doktor statüsüne geçmiş. SGK, ÖSYM, MEB gibi kurumlar bu diplomaları sorgulamadan kabul etmiş.
Bazıları özel hastanelerde, bazıları taşrada halkı muayene etmiş, teşhis koymuş, reçete yazmış, hatta belki ameliyatlara bile girmiş. Ne sağlık çalışanları ne de hastalar bu kişilerin sahte olduğunu fark edememiş. Çünkü toplum beyaz önlüğe teslim olmuş durumda. "Beyaz önlüklü adam öyle dedi"yse mesele bitmiştir. Kitle böyle düşününce, sahte diplomalı doktor bile sırıtmaz.
Bilim mi, Filim mi?
Ve biz…
Zamanında “Bu sisteme güvenmiyoruz, çocuklarımızı koruyoruz” dediğimizde linç yemiştik.
“Diploman nerede?” diye soranlar, “Sen doktor musun?” diye küçümseyenler, şimdi sahte doktorlarla aynı hastanede sıra bekliyor.
Bilime değil, propaganda tıbbına sorgusuz inananlar şimdi “biz nasıl kandırıldık” diye soruyor.
Sorgulayanlara ise ezber: "Cahil, yobaz, bilim karşıtı..."
Ama unuttukları bir şey var:
Bilim sorgulanarak ilerler.
Sorgulamayı suç sayarsan, bilim değil film olur.
Ve biz, sahte diplomamız olmadığı için linç edilmiş insanlarız.
Kaç Hayat? Kaç Yanlış Teşhis?
Bugün kamuoyu şu soruyu sormalı:
Bu sahte doktorlar kaç kişiyi ameliyat etti?
Kaç yanlış teşhis koydu?
Kaç kişiye gereksiz ilaç, iğne, psikiyatrik ilaç yazdı?
Ve asıl soru: Diğer "gerçek" doktorlar, bunların sahte olduğunu hiç mi fark etmedi?
Sonuç:
Bu sahte diploma skandalı bir dijital açık, bir personel sorunu değil sadece.
Bu, sağlık sistemine duyulan kör inancın, tıp kartelinin ve bilim kisvesi altında pazarlama yapan yapıların toplumu nasıl dönüştürdüğünün belgesidir.
Artık herkes şunu anlamalı:
Gerçek doktorluk diploma değil, vicdan ister.
Ve bazen en büyük hastalık, sorgulamayan bir toplumdur.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: