Sumud Filosu: Umudun Mu, Şovun Mu Gemileri?
Bazen bir sohbet, insana uzun uzun düşünce yolları açar. Geçtiğimiz akşam dost meclisinde böyle bir an yaşandı. Konu Sumud Filosu’na geldiğinde, bir arkadaşımın söylediği sözler zihnimde çarpıcı bir yankı bıraktı.
“Bu gemiler,” dedi, “daha yola çıkmadan izin belgelerini almış. İsrail’in ve diğer ülkelerin kağıtları ceplerinde. Ellerindeki mallar, paralar… Hepsi, sonunda Siyonistlerin ganimeti olacak.”
Sözleri karşısında önce sessiz kaldım. “Nasıl yani?” diye kısık bir sesle sorabildim. Devam etti:
“Yakında bir noktada ablukaya alınacaklar. Tüm mallarına el konacak. Sonra arka kapıdan sessizce serbest bırakılacaklar. Hem de özenle seçilmiş yolcularla… Tepki verebilecek, öfkesini haykırabilecek insanlar gemilere alınmamış. Kuşatma anında ses yükselmesin, direniş görülmesin diye.”
O an, içimde buruk bir şüphe belirdi. Zira bazı videolarda gözüme çarpan sahneler de, bu sözleri hatırlatır gibiydi. Fazla gösterişli, fazla sahne kokan görüntüler… Kameraların önünde boy gösterenler, sanki bu yolculuğu bir “şov” fırsatına çevirmişti.
Ama kalbim, aklın şüphelerine direndi. Çünkü Gazze söz konusu olduğunda her ihtimalin üzerinde, “hayırlı bir son” duası vardır. İnşallah bu yolculuk, dostumun tasvir ettiği gibi bir senaryoya dönüşmez. İnşallah bu gemiler, bir gösterinin değil, bir ümmetin duasının taşıyıcısı olur.
Sumud Filosu… Adı sabrı, sebatı, onuru çağrıştırıyor. Umutla yola çıkan bir gemi, ya da perdelenmiş niyetlerin gölgesinde bir sahne. Gerçeği zaman gösterecek. Bizim payımıza düşense; hakkı dilemek, şüpheye karşı duayı kuşanmak ve mazlumun yanında sebat etmektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: