Hayatımız aidiyet ve sahiplenme duygularıyla devam etmektedir. Yaşamımızın hemen hemen her döneminde ya bir şeylere sahip olma mücadelesi veriyoruz ya da bir yerlere ait olmaya çalışıyoruz. Belki de bunu gelişigüzel şekilde yapıyoruz.
Ama maalesef ki bugün 'benim' dediklerimiz yarın var olmayabiliyor. Tabiatımız gereği tabiki bir şeylere anlam yükleme gereğinde olacağız. Bunlar hayatımızı anlamlandıran küçük belki de büyük sebepler olacak.Dengede olduğu sürece aslında olması gerekenler. Lakin dediğim gibi denge esas...
Senin hayatında ait veya sahip oldukların neler peki? Sence bunlar yok olduğunda yaşamını derinden etkiler mi? Bir süre bunu düşünmeni istiyorum senden. Hatta bir kağıda sahip olduklarım ve vazgeçebileceklerim olarak listeleyebilirsin de. Bu hem senin yaşamında anlam yüklediğin şeylerin ne kadar hayatının merkezinde olduğunu gösterecek hem de nelere sahip olduğunu fark etmeni sağlayacaktır.
Genelde yazarlar söylediklerini destekler sözlere yer verirler yazılarında. Ben ise alışılagelmişin dışında bir şey yaparak şu söze yer vereceğim: 'İnsan sahip olduğu şeylerin değil her şeye karşın sahip olamadıklarının ve sahip olabileceklerinin toplamıdır.' demiş Jean Paul Sartre. Ben bu söze katılmıyorum. Çünkü bunun, sahip olduklarını yok sayan bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Bu söze karşılık olarak şunu söylemek istiyorum:
William Shakespeare'in de dediği gibi; 'Sahip olamadıklarına ulaşmak için çabalarken, sahip olduklarını unuttuğun için mutsuzsun.'
Psikolojik Danışman Nurgül DEMİR
Yorumlar
Kalan Karakter: