Son yıllarda kadının istihdama katılımı adı altında yürütülen kampanyalar, aslında çok daha derin bir toplumsal dönüşüm projesinin parçası gibi duruyor. “Kadın güçleniyor”, “ekonomik özgürlüğünü kazanıyor” gibi kulağa hoş gelen sloganlar ardında, toplumun temeli olan aile kurumu sessiz sedasız çözülüyor.
Kadını anne olmaktan, eş olmaktan, evin huzur merkezi olmaktan uzaklaştırıyoruz. Oysa kadın; sadece ev işlerini yapan bir figür değil, bir milleti yoğuran, değerleri mayalayan bir iradedir. Kadın, çocuklarına ilk ahlaki temelleri veren, geleceğin mimarlarını yetiştiren bir mekteptir. Bu mektebi kapattığınızda, diploması var ama ideali olmayan, özgüveni yüksek ama yönsüz bir nesil yetiştirirsiniz.
Bugün anne yerine kreşler, nene yerine bakıcılar, rehber yerine algoritmalar var. Kadın artık çocuklarını değil, kariyer planlarını büyütüyor. Oysa her medeniyetin temelinde, evinde anne olan kadın vardır. Kadın üretmesin, çalışmasın demiyoruz. Lakin aileyi yıkma pahasına bir “çalışma zorunluluğu” dayatılamaz.
Bakın, kadını evden çıkarıp ailenin temel taşı olmaktan uzaklaştıran bu zihniyet, aynı zamanda televizyonlarda, dizilerde, reklamlarda kadını sadece bir cinsel obje olarak lanse ediyor. Kadın; ya bir beden, ya bir vitrin süsü, ya da tüketime araç olarak gösteriliyor. Oysaki biz, "Cennet annelerin ayakları altındadır" diyen bir inancın mensuplarıyız. Kadın bu kadar basitleştirilmemeli, bu denli ucuzlaştırılmamalı.
Kadın üzerinden yapılan bu toplumsal mühendislik, sadece bireyi değil, kültürü, aileyi ve geleceği hedef alıyor. Sorsanız kimse “kadını değersizleştirmiyoruz” der. Fakat kadın evdeyken “boşta”, çocuk doğurduğunda “ekonomik yük” gibi gösteriliyor. Bu yaklaşım, kadını değil, medeniyeti küçültür.
Bugün idealleri olmayan, sorumluluk almaktan kaçan, ekranlarda büyüyen bir nesille karşı karşıyayız. Çünkü evde öğretmen kalmadı. Anne gidince çocuk yetişmiyor; büyüyor ama gelişmiyor.
Kadını güçlendirmek, onu aileden koparmakla değil, tam tersine ailedeki kutsal rolünü yeniden hatırlatmakla mümkündür. Modernliğin, kadını 'erkekleşmekle' tanımlayan sahte cazibesinden kurtulmalı, onu insan yetiştirmenin onuruyla buluşturmalıyız.
Çünkü millet, annelerin dizinde yükselir.
Yorumlar
Kalan Karakter: