BATIYA GÖRE DAHA AHLAKSIZMIŞIZ (!) (2)
Geçenlerde rastgele açtığım TV kanallarından birinde, Diyanet İşleri Başkanlığının üst kademelerinde görev yapmış emekli bir din görevlisi, öfkeli bir şekilde ülkemizin ve İslam dünyasının batıya göre daha ahlaksız olduğunu, ağzı köpürürcesine bağıra bağıra anlatıyordu. Sözde bilim adamlarımızdan sonra memleketimizi, insanlarımızı ve Müslüman kardeşlerimizi horlama, aşağılama modasına nedense din adamlarımız da ayak uydurmaya başladı. Hani ülkemizi horlayanlara batı kucak açıyor, hatta Nobele bile aday gösteriyorlar ya. Bizim din görevlisi de onlara mı özendi bilmiyorum TV de kaba bir ses tonu ile bağıra bağıra Müslümanları horluyordu. Emekli Din görevlisi konuşurken bir anda yeni okuduğum 1982 yılında basımı yapılan “ Amerika’da Sıradan Bir Gün” adlı okuduğum kitaptaki yazılanlar aklıma geldi. Şimdi o kitaptaki yazılanları paylaştıktan sonda hocamıza döneceğim. Buyurun kitaptan bir bölüm:
“ Amerika’da bir günde 9077 bebek doğuyor. Çok güzel bir şey bu. Ama bebeklerin 1282 gayri meşru olarak dünyaya geliyor. ( babaları belli değil) Amerika’da günde 2740 çocuk evinden kaçıyor. Amerika’da günde 1986 çit boşanıyor. Amerika’da günde yaklaşık 89 insan intihara teşebbüs ediyor. İntihar edenlerin % 50 sinden fazlası yetenekli insanlardan oluşuyor. Her sekiz dakikada bir, bir kadına tecavüz ediliyor. ( Bugün itibariyle ise ABD'de her 90 saniyede bir 1 kadın tecavüze uğrar hale gelmiştir.) Her 27 dakikada bir, birisi öldürülüyor. Her 76 saniyede bir, birisi soyuluyor. Her 10 saniyede bir, bir eve hırsız giriyor. Her 33 saniyede bir, bir araba çalınıyor ve Amerika’da bugün ilişkiler ortalama üç ay sürüyor.”
Yine Amerika’da ki bugünkü verilerin sonucu da şöyledir:
“Amerika'da neredeyse her yıl ortalama olarak dünyaya gelen 4 milyon 100 bin çocuktan 570 bininin kimliğinde baba ismi bulunmuyor. Amerika Birleşik Devletleri Nüfus Bürosu'nun kayıtlarına göre ülkede 24 milyon çocuk babasız büyüyor. Bu rakam ülkedeki toplam çocuk sayısının 3'te 1'ine eşit. Elde edilen verilere göre, doğan her 10 çocuktan 4'ünün evlenmemiş anne-babadan dünyaya geldiği görülüyor. Bununla birlikte babasız çocuk dünyaya getiren annelerin 3'te 2'si 30 yaşın altında.”
Almanya’ya gelince:
Almanya ile ilgili istatistiklere göre, bu ülkede her 1.000 doğumda evlilik dışı doğan çocukların sayısı son üç yılda %46,9 / % 50.4 / % 54,6 “
Diğer Avrupa ülkelerinde ise durum şöyledir: Rapora göre. “ İzlanda’da yüzde 66.9, Estonya’da yüzde 58.4, Slovenya’da yüzde 58.3, Fransa’da 56.7, Norveç’de 55.2, İsveç’te 54.6, Danimarka’da 52.5, Belçika’da 52.3, Portekiz’de 49.3, Hollanda’da 48.7, Macaristan yüzde 47.3, Finlandiya’da 42.8, İspanya’da yüzde 42.5, İtalya’da 28.8, Polonya’da yüzde 24.2 oranında evlilik dışı doğumların olduğu kaydedildi.” ( İnternetten aldığım bilgiler)
Yine bizzat Almanya’da şahit olduğum şu olayla daha çok şaşıracağınızı düşünüyorum. Bilefeld’de bir akşam okul aile birliği toplantısına katıldım. Toplantıya iki Alman polisi konuşmacı olarak katıldılar. Polisin biri Narkotikçi idi. Anlayamadığım çat pat Almancamla velilere bizim bildiğimiz şeyleri konuştu. İkinci polisin konuşma konusu ise “ Almanya’da çocuklara cinsel taciz” idi. Yeterli Almam’cam olmadığı için konuşmalardan pek bir şey anlamadım. Ama toplantı sonunda Bielefeld Alman Emniyet Müdürlüğünün her dilde ( Türkçe, Yunanca, İtalyanca, İspanyolca) hazırlanmış 80 sahifelik bir kitapçık dağıttılar. Ben de tabii kendi dilimizdeki kitapçığı aldım. Ve kitapcığı o gece bitirmeden uyumadım. Daha kitapçığın 26. Sahifesinde dondum kaldım, sizin de yüzünüzün kızaracağını tahmin ediyorum. “ ÇOCUKLARA CİNSEL TACİZ: Almanya’da Yakın sosyal çevrede seksüel anlamda şiddetin suçluları genellikle erkekler olmaktadırlar. Bunlar da çocuğun tanıdığı ve güven duyduğu kişilerdir. Örneğin aileden birisi baba, övey baba, övey kardeş, annenin erkek arkadaşı, büyük baba, amca, ya da bir aile dostu, öğretmen olabiliyor. Genellikle bu suçlular çocuğun sevgisini, bağlılığını ve çocuğun güvenini kullanarak sadece kendi seksüel ihtiyaçlarını gidermekle kalmıyor, aynı zamanda itaat altına alma ve güçlerini ispat etme gibi isteklerini de gidermiş oluyorlar” ( Wir wollen dass Sie sicher leben www.polizei.propk.de) Burada nikahın kutsallığı ve dinimizin aileye verdiği önemin ne kadar anlamlı olduğunu görüyoruz.
Ama bizde ise böyle mi? Ana memesinden çocuğa yalnız ihtiyacı olan gıda akmaz. Aynı zamanda ananın iman ve ahlâkî güzellikleri de intikal eder. Çocuğuna abdestsiz süt vermeyen ananın hürmete layık iffetini, Cennet’i onun ayağının altına koyarak mükâfatlandıran mukaddes emrin hikmetini ancak bu sırları çözerek anlayabiliriz. Dikkat edin bu gün nelerden şikâyet ediyorsak mutlaka temelinde sevgi eksikliği vardır. Sevgi birleştiricidir, bütünleştiricidir. Bunların haricinde sadece cinsellik ise maymun tabiatlılıktır. İşte Avrupa insanının içine düştüğü girdap, budur.
Kim ne derse desin geleneksel Türk aile yapısının oluşturduğu yuvalar sevginin güzellikleriyle doludur. Günümüzü huzurlu, yuvamızı güçlü kılacak sır, dün olduğu gibi bu gün de sevginin sihri ve nikâhın kutsallığıdır. Batı diye özendiğimiz Avrupa ve Amerika bizde olana hayrandır. Bizim kendini bilmezler de onların kaybettiklerine hayrandır. Dünün kenar mahallerinde yaşayan ve bugün adeta gömlek değiştirir gibi koca veya kadın değiştiren bu insanlar ne yazık ki gençlerimize yıldız diye takdim edilmeye çalışılmaktadır. Ne kadar hazin değil mi?(www.kadirkeskin.net)
Sonuç olarak kendileri tarafından yapılan istatistik verileri ile bizzat şahit olduklarımız ortada iken sayın hocam, senin sözüne mi yoksa bizzat yaşadıklarımıza mı inanalım? Batıda diz boyuna varan bu ahlaksızlık karşısında Türkiye’de evlilik dışı doğan çocuk sayısı değil batıya göre kıyaslama, istatistiklere bile girecek rakamda değil. Keşke hiç olmasa.
Ecdadımız batı literatüründe “ PAN EMPAİR OF OTTOMAN” (Uzun dünya barışını sürdüren imparatorluk olarak anılır. ) Her girdiği yere huzur ve barış götüren ve dünya barışını dünyada en uzun gerçekleştiren ecdadımızla, günün batı imparatorluklarını göz önüne getir bakalım sayın hocam. Zalimlik, yalancılık, girdiği yeri kan gölü haline getiren bunlar. Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye, Bosna’ya girdi barış ve huzur mu getirdi? Girdikleri her yeri iliğine kadar sömüren bunlar, kadına kıza tecavüz eden bunlar, ülkelerin zenginliklerini sömüren bunlar, kendilerinin yaptığı istatistiğe göre ahlaksızlık diz boyu bunlarda. İspanya’dan kılıç artığı Yahudilerden tutunda günümüze kadar tarih boyunca nerde mahzum, mazlum, yetim varsa yediren, içiren, doyuran, kucak açan bizim milletimiz değil mi? Vefa bizde, hayırseverlik bizde, hakkaniyet bizde. Viyana seferinde yediği üzümün bedelini bağın çubuğuna bağlayanlar da ecdadımız. Bir de kalkmışsın gözümüzün içine baka baka benim ülkemi ve benim sade Müslüman kardeşlerimi horluyorsun, aşağılıyorsun. Yoksa sen de mi Nobel meraklılarındansın?
Samimiyetle görevini ifa eden din görevlilerimizin dışında bu tür çıkıntı yapan hocamıza ve hocalarımıza diyorum ki: “ Yapmayın be hocam!” Din adına karnınızı doyuran, makam ve mevki sahibi yapan bu asil millete, siz barim haksızlık etmeyin!
Not: Sarıgöl Hayriye Ertürk Anadolu Lisesi
Yorumlar
Kalan Karakter: