Aşk, sevgi, merak, korku tembellik, delilik tesadüfen bizim Manisa’daki akıl hastanesinin aynı koğuşuna düşmüşler. Delilik arkadaşlarını organize ederek hep beraber Alaybey’deki ruh ve akıl hastanesinden kaçarak deliliğin evine saklanmışlar. Sipariş ettikleri Manisa kebabı yenip, çaylar , kahveler içildikten sonra oyun oynayarak bu beraberliği taçlandırmak istemişler.
Delilik “ birdir bir” oynamayı teklif etmiş. Ama tembellik “ Ben yorulurum” diyerek hemen itiraz etmiş. Bunun üzerine birkaç oyun daha teklif edilmesine rağmen müştereken “ Saklambaç” oynamaya karar vermişler. Sıra gelmiş “ Ebe” tespitine. Ebenin de delilik olması oy birliği kararlaştırılmış ev sahibi olarak delilik itiraz etmeden “Ebeliği” kabul etmiş.
Delilik gözünü yummuş “yüze” kadar saydıktan sonra gözünü açmış. “Sevgiyi” bahçedeki çiçekler içinde, “Korkuyu” merdiven altında, “Tembelliği” bahçe duvarının dibinde, merakı da bahçe duvarının üstünde hepsini sobelemiş. Ama “ Aşkı” orayı , burayı her tarafı aramış taramış bir türlü bulamamış.
Eline bir baston almış Turgutlu, Salihli, uşak, Afyon haşhaş tarlalarından sonra yolu Isparta’ya çıkar. Isparta’ya girerken yol kenarındaki gül bahçesine girer. Bahçedeki güllerin nefis kokusunu teneffüs ederken bastonunu tesadüfen bir gül omçasına vurduğunda “ Yandım anam “ diye bir çığlık. Bakmış ki, Manisa’dan kaçarak Isparta’da gül omçasının içine saklanan aşkın gözlerine, gülün tikenleri iki gözüne batmış ve aşkın her iki gözü de kör olmuş. Aşk feryat figan ağlıyor, delilik ise büyük bir vicdan azabı içinde. Bunun üzerine delilik, aşka demiş ki: “ Ben seni böyle bırakamam istersen seninle arkadaş olalım, senin hayatını sürdürmede yardımcı olayım.” demiş. İki közü de kör olan aşk ,mecburen deliliği arkadaş olarak kabul etmiş.
İşte bunun içindir ki: “Aşkın gözü kördür” demiş atalarımız. Atasözlerimiz sadece dilimize zenginlik katmakla kalmaz, aynı zamanda hayatımızda daha iyiye, daha doğruya nasıl yönelmemiz gerektiğini anlatırlar. Ama bunu anlamayanlar için arkadaşı delilik olan aşkın insana yaptıramayacağı delilik yoktur. Nasıl mı?
1-Aydın'da yasak aşkı uğruna doğal gazı açarak kendi evini yakıp çıkardığı yangında iki çocuğu ve eşinin uyanamaması için kimyasal madde kullandığı ortaya çıkan katil zanlısı itfaiye eri Turgay Gezgin’in cezaevinde intihar ederek kendi hayatına kıymasını.
2- Urfa’dan Hasan Çetin’in yeni sevgilisi ile evlenebilmesi için eşi Özlem ile 5 çocuğunu, aracını su kanalına sürüp kaza süsü vererek ölümlerine sebep olması.
3- 12 Eylül günü Samsun’un Bafra ilçesinde Kızılırmak nehrine aracını sürerek eşi ile, üç yaşındaki çocuğunun ölümüne sebep olan Uzman Dr. Serdar Kıyak’ın işlediği cinayetin altından da yasak aşk çıkması.
Yukarıya arz ettiğim üç olay yakın tarihlerde ülkemizin yazılı ve görsel basına akseden olaylar. Bunların sayısını çoğaltmak da mümkün. Normal insanların havsalamasının alamayacağı bu cinayetler ancak arkadaşı delilik olan “ Aşkın “ yaptırdığı cinayetlerdir. Bu tür müessif olayları “ cahillik” diye geçiştiremeyiz. En zeki insanların evde yüz güzelini bırakıp da dışarıda yüz güzeline aşık olduğunda yapamayacakları delilik yoktur. Haydi yukarıda Turgay Gezgin ile Urfa’lı Hasan Çetin’in yaptığını cahilliklerine sayalım, ama Türkiye’nin en zeki öğrencilerinin tercih ettiği Tıp Fakültesini kazanıp altı sene okuduktan sonra, bir o kadar da tekrar okuyarak uzman olan Dr. Serdar Kıyak’ın bu yaptığını nasıl izah edebiliriz. Gayet basit : Aklını devre dışı bırakıp, nefsine uyarak deliliği arkadaş edinen Zibil aşka ve sevgiye meyletmesi.
Büyüklerimiz derler ki iki türlü sevgi vardır.
- Sebil Sevgi (aşk): Eşlerin akrabalarının yanında, çocuklarının ve torunlarının evliliğiyle edinilen akrabalarla , çoğalan sevgiler.
- Zibil Sevgi ( aşk):” Evdeki yüz ve huy güzelini bırakıp da dışarıda yüz güzeli arayanların sevgisi ve aşkı. Bu tür sevgi ve aşkda kavgalar, dargınlıklar, kırgınlıklar, cinayetler, arkada boynu bükük kalan yavrular vardır. Unutmayalım ki dışarıda yüz güzeli arayanlar, çölde susuz bir insanın serap görmesi gibidir. Şunu iyi bilelim ki Allah’ın güzellik hazinesi sonsuzdur. Her yüz güzelinden daha güzel yüz güzeli vardır. Yüz güzelliği kısa süren bir bahar güzelliği gibidir. Ama huy güzelliği ise seneler geçtikçe daha da mayalanır, daha da katmerleşir.
Mayalanan sevgi ve aşkda güven, huzur ve mutluluk vardır.
Zibil sevgi ve aşkda utanç, dargınlıklar, düşmanlıklar ve cinayetler vardır. Tercih sizlerin bayın okurlarım.www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: