Ormanda yaşayan canlıların kendisinden devamlı korkup
kaçmasından sıkılan ormanlar kralı aslan bir gün bahane ile “ Barış”
ilan etmiş. “Artık sizi parçalamayacağım. Bundan sonra ot ve
köklerle besleneceğim!” diye güvence vermiş Hayvancıklar da
sevinmiş. Tedirginlikleri birkaç haftada sona ermiş. Artık ormanda
keyifle koşturup oynuyorlarmış. Ne var ki aslan hiç keyifli değilmiş.
Çünkü otla, kökle doymuyor, aç kalıyormuş. Avurtları çökmeye, derisi
kemiklerine yapışmaya, kuyruğu yerlerde sürünmeye başlamış.
Bir sabah uyandığında kararını vermiş. “ Artık barışa son vermeli”
diyerek iç geçirmiş. Ardından ırmağın yolunu tutmuş. Yol boyunca
dizilen geyikler, ceylanlar, antiloplar kendisini selamlayıp “ Günaydın”
diyorlarmış. Öyle ya, ormanda “ Orman kanunu” değil, barış hüküm
sürüyormuş. Kimse aslandan korkmuyormuş. Aslan, ırmağın kenarına
vardığında bir kuzucuk da susuzluğunu gidermek için aslanın peşi sıra
gelmiş. “ Günaydın efendim” diyerek ırmağın kaynak yönünde değil
de aktığı yönde durmuş. Çünkü “ En temiz suyu efendimiz içmeli”
diye düşünmüş. Aslan kuzucuğu şöyle bir süzmüş. Semizliğini görünce
de ağzının suyu akmış.” Günaydın” diye homurdanmış ırmaktan
birlikte su içmeye başlamışlar. Aslan bir anda başını dikleştirip
kükremiş: “Dikkat et! Suyumu bulandırıyorsun!” Kuzucuğun
korkudan ödü patlamış. Ancak nezaketi de elden bırakmamış: “
Efendim ben suyunuzu nasıl bulandırabilirim ki sayın kralım? Siz
ırmağın geldiği yönde duruyorsunuz!” Aslan bir öfkelenmiş,
gözlerinde şimşekler çakmış, öyle bir kükremiş ki, ağaçlar sallanmış,
rüzgâr eser gibi yapraklar hışırdamış: Sonra da “ Vay küstah kuzu sen
bir de bana itiraz ediyorsun?” diyerek pençesini attığı gibi kuzucuğu
orada parçalayarak kursağına indirmiş.
Bizim malum ateistliğiyle övünen meşhur hocamız da mutlaka kız
öğrencisinin edep dışı bir yerine bakacak ya, öğrencisinin kızdırmasını
bahane ederek ekranların önünde “ O kadar kızdırdı ki,S.’nin
eteğini kaldırdım. Kıçına bir tokat attım. Bu dehşete düştü. Baktım
böyle bakıyor bana. Bana bak dedim. Baban bunu yaptı mı sana,
dedim. ‘ Bana babam bile bunu yapmadı ‘ dedi. Heh dedim eksik
kalmış, şimdi tamamlandı.” diyerek amacına ulaştığını gülerek
anlatan aksaçlı profesörümüzle, haksız yere suyu bahane ederek
kuzuyu midesine indiren yaşlı aslan arasında ne fark var?
www.kadirkeskin.net
Yorumlar
Kalan Karakter: