Seyehat Özgürlüğü Masalı, Nasıl Bir Ceza Kabusuna Dönüştü.?
Sosyal Medya Son Günlerde Bu Konu İle Yanıyor ve Vatandaş İsyanda..
Çünkü yollara sanki pusu kurar gibi kurulan radarlar, tamamen para kazanmak için kurulduğu anlaşılan EDS sistemleri, hız tabelalarında ki ani değişiklik, tutarsızlık, belirsizlik ve saçma sapan hız limetleri dahası trafik lambalarının yeşil renkten hızla kırmızıya dönmesi, sarı rengin ise sembolik bir tarzda yanması, böylece sürücülerin durmak ile devam etmek arasında kararsız kalması, sert şekilde fren yapmayı tercih edenlerin ise kazaya sebep olması insanları adeta canından bezdirmiş durumda..
Böyle saçma bir uygulamada samimiyet aramak mümkün değil. Eğer samimiyet varsada bunun adı en hafif tabir ile İŞ BELMEZLİK ya da ACEMİLİK olur..
Her fırsatta “İstanbul-İzmir arası 3,5 saat!” diye meydanları inletenler, bunu gözümüze sokup pazarlayanlar şimdi aynı yollarda “Hıza sıfır tolerans!” başlığı altında vatandaşın cebine mi bakıyor?
O pırıl pırıl otoyollar, geniş şeritler, özgür seyahat hayalleri ne oldu? Sanırım hepsi saçma sapan bazı trafik uygulamaları ve bir radarın “tak” sesiyle paramparça oldu!
Sosyal medya ise alev alev..
Allah aşkına Güvenlik mi istiyorsunuz, yoksa kasayı mı dolduruyorsunuz?
İşte bu yazı, Türkiye’nin dört bir yanındaki sürücülerin isyanını, devlete olan güven erozyonunu ve “radar tezgâhını” gözler önüne seriyor.
Hadi, kemerleri bağlayın; ama bu kez hız için değil, CEBİNİZİ KORUMAK İÇİN.!
İstanbul-İzmir 3,5 Saat Hayalinden, Radar Tuzakları Gerçeğine!
AK Parti iktidarı, duble yollar ile yıllarca “hızlı ulaşım” masalları anlattı. İtiraf etmeliyim ki bizlerde bunu yedik. Yalan yok, en azından ben yedim.. Savunmasını ve edebiyatınıda çok yaptım. Ne yazık ki gaflet uykusundan uyanınca anladık ki; Bu yollar artık bir seyahat özgürlüğü değil, TUZAGA DÖNMÜŞ.!
Yıllarca “Duble yol yaptık!” diye övünenler, şimdi aynı yolda adeta cebimizi BOŞALTIYOR..
Sormak zorundayız; Bu yollar ulaşım için mi, yoksa ceza kesmek için mi yapıldı.? Bu çelişki, devletin vatandaşına reva gördüğü muamele midir?
Acaba Ak Parti iktidarı bu noktaya mı geldi, düştü?
23 yıldır tüm zorluklara ve olumsuzluklara rağmen sizleri iktidarda tutan bu millete layık gördüğünüz muamele bu mudur!
Radar Ekonomisi İle Can mı Korunuyor Yoksa Kasa mı Dolduruluyor?
Sosyal medyada yankılanan iddialar ve sürücü feryatları çok çarpıcı.. Elektronik denetimler (EDS) patladı, cezalar ise milyarları buluyor! Resmi veriler EDS’lerin arttığını doğruluyor ama kritik soru şu: “Bu ceza yağmuru kime yarıyor?”
Ceza Gelirleri Nereye Gidiyor? Yol Güvenliğine mi, Bütçe Açığını Kapatmaya mı.?
6745 sayılı Kanun ile Karayolları Trafik Kanunu Ek Madde 16 - EDS cezaları Emniyet ve belediyelerce paylaşılıyor.
Kör noktalara yerleştirilen radarlar, aniden 30 km'ye düşürülen hız limitleri... Acaba belediyeler cezalardan pay aldığı için mi her yere EDS sistemleri kuruluyor ve hız sınırları keyfi düşürülüyor? Eğer böyle ise bu güvenlik değilde düpedüz bir GELİR KAPISI değil mi?
Merak Ediyoruz. Saçma Hız Sınırları Mühendislik mi, Açık Soygun mu.?
Duble yollardaki hız sınırları, akıl ve bilimle sanki alay ediyor.
* Mesela kaymak gibi yolda 90 km giderken, 30 metre sonra 50 km'ye düşmek nasıl “güvenliktir?” Bunun güvenlikle ne alakası var. Bu belki ancak bir TUZAKTIR.!
* Ya da 110 km ile gidilen otoyolda aniden 70 km'ye düşüş beklenebilir mi hiç?
* Allah aşkına sormak istiyorum; Hız sınırını, yolun fiziksel durumu, trafik yoğunluğu, araç teknolojisi ve BİLİM mi belirler yoksa bütçe açığı veya belediye kasası mı.?
Devlet Namına Pusu, Tuzak Tezgâhı Olmaz.!
Radarların yerleşimi, bir çok sürücüde “Bize tuzak kuruluyor!” hissini besliyor:
* Tabela arkasına gizlenen radarlar.
* Gece, ışıksız, tabelasız noktalarda pusuya yatan EDS’ler.
* Ani hız düşüşleri (110 km → 50 km): Fiziken güvenli olmadığı gibi, ADALETSİZDİR!
Bu saçma cezalar, devlete olan GÜVENİ BICAK KESİYOR. Binlerce vatandaş kendini “kollanan” değil, “avlanan” hissediyor! Devlet kavramı, “vatandaşının cebindeki paraya göz dikmiş” bir acizlikle lekeleniyor. Bu ise kabul edilemez! Devletimiz asla böyle aciz ve çaresiz değildir ve böyle gösterilemez.. Bu, kabul edilemez.. Devlet içinde, Devlet adına ve namına bu ayıba ve de algıya sebep olanlarda DEVLETİN KENDİSİ zannedilmemelidir. Fakat buna sebep oldukları içinde soruşturulmalı, gerekirse kenara çekilmeli, dinlendirilmeli yahut mevzu bahis bu istemden ayıklanmalıdır.
Bu mevcut durum, Sayın Erdoğan'a olan inancı, güveni ve desteğide yerle bir etmektedir. Çünkü Türkiye'nin tabiri caizse şoför koltuğunda o vardır ve direksiyon onun elindedir. O direksiyonu nereye kırsa bu araba oraya gidecektir.. Fakat onun bu meselelerden onun haberi var mı-yok mu onu tam bilemiyorum..
Bu mesele de ise yetkililer ise Sayın Cumhurbaşkanı’nın vizyonunu lekelememelidir..
Adaletsiz Kurallar: Aynı Yol, Farklı Muamele!
Hız sınırları, araç teknolojisine göre değil, ruhsat türüne göre belirlenmektedir. Bu da BÜYÜK BİR ADALETSİZLİKTİR!
* Gerçek Hayattan İsyan; Bakın bir sürücü video çekmiş ve sosyal medyada haykırıyor: “2023 model, teknolojik Vito’mla 77 km’yi geçersem ceza yerim. Ama 2000 model, eski bir Transit Connect 90 km’yle gidebiliyor! Fren sistemleri aynı mı? Bu nasıl adalet?”
* EDS Mantıksızlığı; Aynı sürücü devam ediyor: “EDS’li yola girip benzinlikte 10 dakika bekleseniz, sonra 150 km ile geçseniz ceza yemezsiniz!"
Sistem hızı değil, PARAYI ölçüyor!
Bakın Kör noktalara, tehlike arz etmeyen yerlere EDS konması, asıl amacın “hız kontrolü” değil, “GELİR” olduğunu kanıtlıyor.!
Ne Oldu O “Devlet Baba” Şefkatine.?
Sosyal medya, öfkeyle inliyor. Yetkililer HALA görmeyecek, duymayacak mı? Vatandaş, yolda HIRSIZ MUAMELESİ görüyor! Kaymak gibi 6 şeritli yolda 70 km hız sınırı neyin nesidir?
Sosyal Medya Feryatlarından Örnekler.!
Bakın bir çok örnekten bazıları;
"Şehirlerarası yolda 110 km hızla giderken, bir ilçe belediyesi keyfine göre hız sınırını 70’e düşürüp EDS yerleştiriyor. Pusu gibi kurulurak haraç kesiliyor! Amaç güvenlik değil, gelir kapısı! Örnek mi? Antalya-Burdur yolunda Bucak ve Çeltikçi ilçeleri! Bu resmen yasal soygun."
"Bütçede 2025 yılında 262 milyar lira trafik cezası konulmuş. öyle yada böyle bu ceza yazılacak diye anlaşılıyor. Amaç kazaları önlemek mi yoksa bu cezaları bütçeye koymak mı?"
"Geçen ay İstanbul’dan Nevşehir’e gidip geldim. Nevşehir girişte 2100 küsür ve dönüş yolunda Bolu’da 2100 küsür ceza yedim. Biri bölünmüş yoldan 90 değil de 103 ile geçmişim diğeri de 50 hız sınırı olan yerden 70 ile geçmişim. Çok iyi hatırlıyorum. Hız sınırı 110 iken eds’den geçiyorsun bir anda 50 oluyor ve sen hız kesene kadar ceza çoktan yazılıyor. Yandex kullanıyorum tabelaları kontrol ediyorum. Buna rağmen her seferinde en az bir ceza yazıyorlar. Psikoloji kalmadı korkarak araba sürmekten."
"Adı üstünde şehirler arası yol. Senin müteahhitin planlamayı saçma sapan yaptı diye bozkırın ortasındaki bir köyün yanından geçen yolun hızını 110’dan 50’ye bir anda ufacık tabela ile düşüremezsin. Saçma sapan hız limitleri koyacaksan buna şehirler arası yol diyemezsin"
"Boşuna radar vs. uğraşmasınlar k. kartı bilgilerini verelim kafalarına göre çekip dursunlar. Bugün 770 km yol yaptım belki 70 tane radar görmüşümdür. Kuzey Marmara’da 30 km hız nedir ya? Sayelerinde yol bitmedi. Hayatımda ilk defa tatile gittiğime pişman oldum."
"Bence kazaların en büyük sebebi yol üzerindeki tabelalarda ki ani hız değişimleri. Otoyolda 140 olan yolda giderken tünel girişi 70 km. Hıza düş. Normal 110 la gidiyoruz bir anda hızınızı 50 ye düşürün tabelası çıkıyor. Limiti 82 olan limiti 50 km. ye düşürüyor."
"Şehirlerarası bir yolda 10 saniyelik yolculukta 90/70/50 km hız sınırı tabelası konulmasının amacı nedir? Araba sürmek kumar oynamak gibi oldu, nerede ne hızla gidilecek, ne kadar ceza ile yol bitecek belli değil. Vatandaşa zulmün bu kadarına da pes yani!"
"El insaf! Keçiborlu Afyon arasında mis gibi yolda 50 km ortalama hız sınırı koymuşsunuz ceza yemeyen yok. Allahtan korkun öncelikle milli servet. arabalar 2. viteste bağıra bağıra gidiyor."
"Ülkenin bütün ihtiyacını cezalardan telafi etmeye çalışmak. Enteresan bir ülke haline geldik ne yazık ki ….Bakan mı? Gözleri kapalı. Trafikte terör estirenlere, yaya geçidinde yol vermeyenlere, döner kavşakta yol üstünlüğü nedir bilmeyenlere bir şey demeyin ama kaza olmasın diye hız sınırı otobanlara milyon tane kamera, yersen…."
"Pazartesi günü Ankaradan Adana istikametine geldim. Sürekli kullandığım bir yol. Duble yol 110 km biliyorsunuz, bir yerde 70 km yazıyor orayada radar koymuşlar. Devlet böyle olmaz, devlet tuzak kurmaz, yazık ettiniz güzelim memlekete."
"Her Antalya ya gidişte 2 gidiş 2 dönüş olmak üzere 4 cezam rutin, hemde 70-100 km hızlar arasında, duble yollar da … bunun kaza engellemek için vs olduğunu iddia etmek saçmalık, bu tamamen bütçe açığı kapatma yolu …"
"Vallahi bıktık okadar vatandaşı biktirmayi geçtim yeşil ışık yanarken sarı ışık dört saniye yanmasi gerekirken anında kirmiza geçiyor durmak mümkün değil frene başsan arkadan gelen çarpacak resmen vatandasa tuzak bu"
"Şehirler arası yolculuk yapmak artık işkence. Sırf bu yüzden memlekete gitmek istemiyorum. 110-120 ile giderken sürekli 30'a - 50'ye düşmek zorundasın. Ne kadar dikkat edersen et yine ceza yiyoruz. Bu işin kazayı azaltmayla ilgili olmadığını herkes biliyor. Çözüm bulun."
"Tek amaç var o da millete ceza kesip para toplamak, bu gün artık şehirlerarası yolculuk yapmak çekilmez bir hale gelmiş durumda bütün yol boyunca 30-50-70 tabela kovalayıp işin sonunda o ceza yenecek yola çıkan herkesten o para alınacak..."
"Vallahi Çanakkale’yi bu yüzden sevmiyorum. Her yerde EDS var. Hadi EDS olsun anladık ancak birçok şeritli yolda 50-80 km hız sınırı nedir? İnsanlarla resmen alay ediyorlar. Allah yardımcımız olsun. Sn. Cumhurbaşkanını bizzat tanıyan birisi varsa Allah rızası için bunu iletsin!"
Özetle; Bakın bu yorumlar gibi daha binlercesi var.. Hiç bir yorum yapmadan direkt alıntıladım. Bunların hepsinin linkleride mevcut. Gördüğünüz gibi açıkça bir infial var TOPLUMSAL BİR FERYAT sözkonusu.. Bu hatadan acil dönülmeli. Bu fedekar, necip millet artık rahat bırakılmalı..
Hem bu millet size ne istediniz vermedi.? Karşılığı bu mu.? Parya muamelesi ve sui istimal mi.? Sömürülmek mi.?
Zaten bu sistem TRAFİK GÜVENLİĞİ SAĞLAMIYOR, belki TRAFİK KAZASI ve TUZAK ÜRETİYOR!
* Mesela bir TIR şoförü isyan ediyor: “70 km’le gidiyorum, arkam korna seli! Hız sınırı trafiği tıkıyor, agresif sürüşü tetikliyor, kaza riski artıyor!”
Gerçek şu ki; Bu sistem, trafik güvenliği için değil, tamamen CEZA YAZMAYA ODAKLI bir sistem gibi gözüküyor.
Peki Çözüm.? Çözüm Basit.. Ama NİYET Var mı?
Bu rezaletin çözümü netdir ve bellidir. Ama siyasiler HALKIN SESİNİ duyacak mı, duymaya yanaşacak mı.? İşte bütün mesele budur. (Paris İklim Anlaşması’na karşıda Sayın Erkan Trükten büyük katkıları ile Cumhuriyet tarihinin belki en büyük imzası toplanmıştı. Ama 1 milyondan fazla imzalı dilekçeyi duymaya yanaşmamışlar, ciddiye bile almamışlardı.!)
İşte Bilimsel, Adil ve Şeffaf Çözüm Önerileri
1. Bilim Konuşsun; Hız limitleri, bağımsız MÜHENDİSLİK RAPORLARI ile belirlensin. Kaymak duble yolda 70 km saçmalığı son bulsun!
2. Araca Göre Adalet; Araçların teknolojik donanımı (ABS, ESP, fren performansı) ve ruhsat türüne göre MANTIKLI, FARKLI hız sınırları getirilsin. 50 ton kamyonla teknolojik bir minibüs aynı kefede olmasın!
3. Şeffaflık Şart; EDS’den elde edilen gelirlerin NEREYE, NE KADAR harcandığı aylık raporlarla açıklansın! Bizlerde bilelim. Mesele Yol güvenliği mi? Yoksa Bütçe mi?
4; UYARI Öncelikli Olsun; Radar öncesi NET, IŞIKLI, ERKEN UYARI TABELALARI konulsun. Ceza değil, ÖNLEM ve ŞEFKAT öne çıksın!
5. Tehlike arz etmeyen, BOM BOŞ yollara EDS konması YASAKLANSIN!
Son Söz;
Duble Yollar Dijital Köleliğe Dönüşmesin!
Vergimizle yapılan yollar, ceza fişiyle cebimizi boşaltan DİJİTAL TUZAKLARA dönüştü.
Her saçma ceza, DEVLETE OLAN İNANCI DA YIKIYOR.
Radarlar ise ölümü değil, BÜTÇEYİ kurtarıyor gibi...
SİYASİLERE SESLENİYORUZ;
Gelin bu tezgâhı yıkın.!
Halkınızın GÜVENİNİ ve CÜZDANINI koruyun.
BU TUZAKLARI YIKIN.! Yoksa övündüğünüz o duble yollar, tarihe "DİJİTAL KÖLELİK OTOTOYOLU" olarak geçecektir.!
Yetkililer duysun: Bilimle alay eden hız sınırları, mühendislik değil vatandaş açısından BELKİ ancak yasal bir soygundur. Eğer 'güvenlik' diyorsanız, bütçe raporlarını değil, MÜHENDİS RAPORLARINI konuşalım.!
OKUYUCULARA ÇAĞRIMDIR.!
Devlet, vatandaşına "av" gözüyle bakamaz! Bu radar tuzakları ise sadece cebimizi değil DEVLET OLAN İNANCIMIZI DA SOYUYOR.!
Bu devlet ise hepimizin. Yanlışa, BU YANLIŞTIR demek ve TEPKİ vermek zorundayız..
Gelin bu yazıyı PAYLAŞIN, YAYIN, ETİKETLEYİN.!
Bu yazıyı hep birlikte Gündeme Oturtalım..
Yoksa çok yakında O DUBLE YOLLARDA DİJİTAL KÖLELER olacağız.!
Hızla, koşar adım Sayın Erkan TRÜKTEN'in yıllar önce öngördüğü ve bahsettiği o akıbete doğru gidiyoruz..
Seyahat özgürlüğümüzde, cebimizde ve devlete olan inancımız TEHLİKEDE..!
Gelin hep birlikte Sosyal Medya ATEŞİNİ YAKALIM.!
Gelin hep birlikte sosyal medya
FİTİLİNİ ATEŞLEYELİM.
Bu haklı protestomuzu ve milyonların sesini, çığlığını tüm siyasilere duyuralım..
PAYLAŞIN KI GÜMBÜRDESİN..
Haydi, Gelin hep birlikte; #
Selam, Dua ve Hürmetle...
Yorumlar
Kalan Karakter: