Bu yolda şehit ya da gazi olmadan dönmem demişti.! Gazi oldu..
FETÖ ile mücadelenin Türkiyede ki önde gelen, sembol isimlerimden olan Süleyman Yasin AKDENİZ iki gün önce silahlı saldırıya uğradı..
fimet.org isimli Fetö İle Mücadele Edenler Teşkilatı'nında kurucusu olan Süleyman Yasin AKDENİZ yıllardır FETÖ'ye olan çok şiddetli düşmanlığı ve her platformda onlarla olan destansı mücadelesi ve ifşaları ile biliniyordu..
Bir çok Fetullahçı yapılanmayı ise deşifre etmişti..
Özellikle internet ve sosyal medyada bir takım farklı dernek isimleri altında dini sohbetler ve dersler yapıyormuş gibi faaliyet gösterdiği bilinen Fetullahçı yapılara karşı savaş açmış olan AKDENİZ, bu ağı deşifre etmiş, bir çok bilgi-belge ve video yayınlanmıştı.!
Bu fetullahçı yapıların "İnsanların imanıni kurtarıyoruz, ateistliği bitiriyoruz, imani dersler yapıyoruz" gibi kulağa çok hoş gelen ve kimseninde reddedemeyeceği başlıklar altında insanların ilgisini çekip fakat diğer taraftan yüksek bir tefsir külliyatı olan Risale-i Nur maskesi arkasına saklanarak, Risale-i Nuru kendilerine kalkan ve siper yaparak, onun o yüksek hakikatlerini, izah ve ispat yöntemlerini, akılları ise aciz ve çaresiz bırakan temsil ve teşpih yöntemlerini kullanarak dersler yapıp işte bu derslerle insanları etkileyip kendilerine kolayca çekip böyle avladıklarını belirtiyordu Süleyman Yasin AKDENİZ..
Bu yapıların, piyada NURCU ya da NURCULUK adıyla bilinen Gerçek Risale-i Nur talebesi olmadıklarını, zaten hakiki ve samimi Risale-i Nur talebelerininde en çok, kendi içlerinde gizlenen bu fetullahçı yapıya ölümüne düşman olduklarını fakat pirincin içindeki beyaz taş misali bunların çok iyi gizlenip saklandıkları için belli olmadığıni, işte bu sepeple herkes tarafından kolayca fark edilemediklerini anlatıyordu..
Yine bu fetullahçı yapının zaten arkasına saklanıp gizlendikleri Risale-i Nur külliyatınıda TAHRİF ettiklerini, ona da hainlik ettiklerini, böylece aslında hem Risale-i Nurlar'a hem de onun müellifi olan Bediüzzaman Said Nursi'ye de ihanet etmiş olduklarını özellikle vurguluyor Süleyman Yasin AKDENİZ.
O fetullahçı yapının Risale-i Nurun sadece EDEBİYATINI yapıp insanları ise ama bilhassa tecrübeleri, muhakeme ve mukayesesi biraz daha zayıf olup gençlik hisleri ise zirvede olan gençleri avlayıp kandırdıklarını belirtiyordu..
Ayrıca bu yapıların bir vatan haini olan, dahası islam düşmanı, islamın ve Kur'anın o yüksek hakikatlerini saptırıp nefsi ve hedefleri doğrultusunda kullanan terörist Fetullah Gülen'in, papa ıı. john paul'dan aldığı görev olan DİNLER ARASI DIYALOG KÜFÜR PROJESİNİ de savunarak ve bunu zihinlere atarak (Ümraniye Nur Mektebinden Uğur Akkafa gibi Mesela..) böylece MİLLETİN, ÜMMETİN ve GENÇLERİN İMANINI ÇALDIKLARINI yani aslında bu hayatta ki en değerli şeylerini aldıklarını sık sık dile getiriyor ve işliyordu Süleyman Yasin AKDENİZ. İnanmayanlar içinde bunun videosunuda yayınladığını özellikle hatırlatıyordu..
Dahası geçmişte Hasan SABBAH'ın mankurtkaşmış haşhaşileri gibi fetullahçılarında böyle bir nesil oluşturmaya çalıştıklarını, bununda 15 Temmuz Türkiyeyi İşgal Girişiminde ortaya çıktığını çünkü bu yapıya sahip, güya dindarda gözüken bu kişilerin talimat geldikten sonra BU MİLLETE, VE DEVLETE nasıl silah çekip ihanet ettiklerini, MÜSLÜMAN KANI DÖKTÜKLERİNİ, meclisi dahi bombalayabildiklerini, aynı Hasan Sabbah'ın mankurtkaşmış fedaileri gibi nasıl da mankurtklaşabildiklerini gür bir ses ile haykırıyor ve hatırlatıyordu Süleyman Yasin Akdeniz.. İşte bu sebeple ümmetin ve bilhassa ümmetin gençlerinin bu sinsi, tehlikeli, kökü dışarıdaki yapılardan kurtarılması gerektiğini söylüyor ve savunuyordu..
Hatta bu yapılanmalardan yine bir tanesinin "din, Allah, kitap, iman, iman kurtarmak" derken terörist, vatan, millet, devlet ve ümmet haini fetullah gülen öldüğünde güya üstü kapalı şekilde ama ona nasılda taziye verip andığını, böylece kim olduklarını aslında deşifre ettiklerini, hatta bu durumun A HABERİN bile dikkatini çektiğini, tepki verdiğini, başka tepkilerde gelip yayılınca o paylaşımı silmek zorunda kaldıklarını hatırlatıyor ve bu yaşanan olayın KİMİN ASLINDA KİM OLDUĞUNU, gönlünün kimlerle olduğunu deşifre ettiğini ekliyerek o silinen paylaşımın kendilerinde olduğunu da, ekran resmi aldıklarını hatırlatıyordu..
Bu hedef doğrulsunda hareket eden bazı başka grupların ise İstanbulda, 2025 yılının 4-5-6 Ekim Tarihlerinde Dinler Arası Diyalog çalışmalarının ilk sempozyumunuda resmi izinler alınarak yapacak olduklarını belirterek bu isimlere ve yapılara çok dikkat edilerek onlardan derhal uzaklaşılması gerektiğini vurguluyor..
Tüm bunların dışında şu mühim farkıda özellikle vurguluyordu; "Gerçek Risale-i Nur talebeleri ile kendi içlerinde gizlenmiş olan hain fetullahçı yapı arasında dağlar kadar, hatta yer ile gök arası kadar FARK vardır.. Risale-i Nuru sadakatle okuyan ve bağlananlar o hain fetullahçı yapıya ölümüne düşmandır..
Çünkü bu fetullahçı, yani fetöyü seven ve fetullah gülenin o dini, islami, imani tahriplerini doğru görüp yahut zannedip bir hizmet metodu olarak hala uygulamayı seçenler işte bu tahrip dışında ayrıca Risale-i Nurun hizmet ve tebliğ mototlarınada uymadıkları, tamamen aykırı hareket ettikleri, ayrıca piyasan PARA TOPLADIKLARI ve istedikleri çok iyi bilindiği için, dahası Risale-i Nuru sadeleştirme başlığı altında TAHRİF ettikleri, kafalarına göre kitapta değişiklikler yaptıkları, çıkartmalar, eklemeler yapıp bozdukları yani orijinaline sadık kalmadıkları, insanlarada işte bu TAHRİFLİ Risale-i Nurları okuttukları için hakiki Risale-i Nur talebelerinin 5 cihetle bu yapıya ölümüne düşman olduklarını vurguluyordu Süleyman Yasin Akdeniz..
Ve şu kritik soru soruyordu;
"Siyasette, yargıda, askeriyede emniyette, bürokraside siyasette hatta futbol dünyasında bile fetullahçılar olduğu bir çok insanca biliniyor ve kabul ediliyorda nurcular arasına SIZMIŞ olabilecekleri niye akla uzak geliyor, buna şaşılıyor yahut bu itiraza konu oluyor.?"
KİM VURDURDU.?
Vurulduğu ilk gün öğrendiğim gibi kendisini ziyarete gittim. Hayati tehlikesi yoktu.. Polis geniş güvenlik tedbirleri almıştı.. Bilinci açık, dili ise hala çok keskindi..
Hac-Umre meseleei görüşmek için ofisine misafir gelen bir kişiye hurma ikram ettiğini, ZEM ZEM de ikram etmek için arkasını döndüğünde kalleşce arkasından iki el ateş ettiğimi belirtti..
Yaklaşık 7 saatlik bir bekleme neticesinde 3 farklı kez kendisi ile konuşma imkanı buldum.. O haliyle bir çok şey sordum.. Haddimi aştım kabul ediyorum ama hiç cevapsız bırakmadı ve çok şey anlattı..
"Hasmınız var mı?" diye sordum; Hiç yok dedi..
"Alacak Verecek meselesi mi.?" diye sordum; İMKANSIZ dedi..
"Sedat peker'in, Fetullahçı ve dinler arası diyalogcu olduğu bilinen, buna dair videosuda olan, Ümraniye Nur Mektebinden Uğur Akkafa'ya o zamanın parası ile 7 milyon tl verdiğini ve ona mektup.yazdığını deşifre etmiştin, şu durumda seni vurduran Sedat Peker olabilir mi.?" diye sordum.
En iyisini ve hakikatini Allah bilir ama "SANMAM" dedi ve ekledi; "Sedat Peker zeki bir adam. Böyle bir mesele için vurdurmak ona çok ucuz düşer.. Bunun için kendi imaj ve itibarınıda riske atacağını sanmam.. Zaten kendisi haksızlığa uğradığını düşünüyor ve kendi vatanına dönmek istiyor.. Bu niyetteki bir adamın, böyle bir meselede- böyle bir işe tenezzül etmesi bence kendisi için ucuz düşer.. Hem neden kendisini hedef etsin, kendi imaj ve itibarınını kirletsinki. Ben ondan açıkçası beklemiyorum. Bu yöndeki iddialar bence HEDEF SAPTIRMADIR.. Benim tahminim, zannım bu yönde.. Bende tam bilemiyorum tabiki, en iyisini Allah bilir. Tetikçi yakalandı zaten, yakında öğreniriz." dedi.
"Peki sizce kim vurdurdu?" diye sordum..
Yakında hakikatini öğreniriz ama "BEN YILLARDIR MÜCADELE ETTİĞİM BAZI FETULLAHÇI YAPILARDAN HATTA BU DİNLERARASI ÐİYALOG VESİLESİ İLE İFŞA ETTİĞİM BAZI YABANCI İSİMLERDEN BİLE ŞÜPHELENİYORIM, YANİ BU OLAYIN ULUSLARARASI BİR BİR BOYUTU BİLE OLABİLİR" dedi..
NASIL OLDU.?
Süleyman Yasin Akdeniz, ilk defa gelen ve gördüğü bir misafirini onu sarılarak karşılayıp, hurma ikram edip ve arkasını dönüp ona ZEM ZEM SUYU ikram edecek kadar misafirperver ve cana yakındı..
Arkasına dünüp zemzemi döküp ona uzatmak isteyecek kadar inanmıştı insanın iyiliğine ve misafirliğin önemine..
Ama tetikçi ise, inancın o en masum anını bile bir fırsata çevirebilecek ve puştluk yapacak kadar alçalmıştı.. Ve Süleyman Yasin Akdeniz arkadan 2 kurşun yiyecekti..
Bu kurşunlar sadece bir insana değil, bu milletin uyanış iradesine, gerçeğin sesine sıkıldı bence.. Çünkü O, milletini ve ümmeti Dinler Arası Diyalog Küfür Projesine karşı uyarmayı seçmiş bu projede yer alıyor gözüken başta yurt dışından Colin TURNER, John Obert VOLL, Thomas MİSHEL, İan MARKHAM, Maricia HERMANSEN, Lucinda MOSHER, Oliver LEAMAN, Oliver Skyiainen, Dale F EICKMAN gibi daha bir çok ismi deşifre etmekle kalmamış, bir çok haham, papaz ve akademisyen gözüken bu isimleri tabanına referans veren başta sorularlaislamiyet sitesini ve onlarla yurt içinde işbirliği içerisinde olan bir çok ismide deşifre etmişti..
Süleyman Yasin Akdeniz tek başına iken ve ilmen susturulamadı.! Ancak bu saldırıyla geçici susturulabilirdi..
O ise şimdi yatağında şu yaralı halinde bile HALA hakikati haykırmaya devam ediyor..
Onun mücadelesi bize şunu bir kez daha hatırlattı; En sinsi savaş, en kutsal değerlerin maskesi ardında verilenidir.!
Ve bu savaş, işte o maskeleri parçalayan cesur insanlar sayesinde kazanılacak.!
Süleyman Yasin Akdenizin bu yolda ŞEHİT ya da GAZİ olmayı çok istediği zaten biliniyordu.. Bu arzusunu çok dostu ile paylaşmıştı.. Hatta "bu yoldan şehit ya da gazi olmadan dönmem.." demişti.!
Şimdilik Şehit olamadı ama Gazi oldu.. Ve bu şerefli manevi makamı ve madalyayı boynuna taktı..
Onun o halis niyeti, duası ve fiili çabası makbul olmuş gözüküyor.. Ne diyelim; Allah kabul buyursun..
Selam, Dua ve Hürmet ile..
.
Yorumlar
Kalan Karakter: