VİROLOJİ ÇÖKTÜ, MODERN TIBBIN ÇÖKÜŞÜNE İSE RAMAK KALDI.!
Peki Şimdi Ne olacak.?
PCR Testinin Gölgesinde Sahte Testler, Sahte Pandemiler ve Masum Bebekler.!
Bir Tuzağın Hikâyesi;
2020’de dünya, görünmez bir düşmanla savaştığını sandı ama o düşman, VİRÜS değil, bir illüzyondu.!
Maskeler, mesafeler, karantinalar, insanların sanki tavuk gibi kümeslere tıkılması, boş raflar, patlayan fiyatlar ve emsalsiz bir panik dalgası vs..
İşte böyle bir dönemde adına PCR TESTİ denen bu sihirbazlık numarası, sağlıklı bedenleri bile “hasta” diye yaftaladı, ekonomileri diz çöktürdü, özgürlükleri zincire vurdu, insanları ise tir-tir titretti.
Peki, tüm dünyada durum böyle iken Türkiye’de bu korku perdesini ilk hangi doktor yırttı dersiniz?
Türkiye’de, 2020’nin işte o kaotik günlerinde, Cemil Barlas’ın moderatörlüğünde bir X Spaces’te sansür riskine rağmen yükselen bir ses "virüs yok, pandemi ise bir ilüzyon" diyerek milyonları hatta kendi meslekteşlarını bile uyandırmaya çalışıyordu.. İşte o ses Dr. Gamze Cengiz ATICIYDI..
O, sadece cesur bir tıp doktoru değil, aynı zamanda toksikoloji ve nanoteknoloji konusunda derin araştırmalara da sahipti.. Bunun yanında müthiş bir analiz ve muhakeme yeteneğini vardı..
O üretici bir zekâsı ve sorgulayan yapısıyla kariyerini ve itibarını da riske ederek sistemin yalanlarını tek tek deşifre eden bir kahraman olarak sahneye çıkmıştı..
O yıllarda “Virüs yok, test yalan, her şey toksinlerin marifeti” diye haykırdı..
İşte o haykırış ile milyonlarca uykuda olanı uyandırmaya çalışıyor ve covid tiyatrosunu çökerten bir analizci olarak uyanışın ise meşalesi oluyordu..
Gelin, onun rehberliğinde "Virüs, PCR, Pandemi" üçgeninde bu tiyatronun perdelerini aralayalım;
Hazır mısınız?
Birinci Perde;
Virüs Teorisi Çöktü, Gerçekler Ortaya Çıktı.!
Modern tıbbın kutsal ineği olan “mikrop teorisi” ya da "Germ" teorisi aslında sadece bir teori, yasa değil.!
Çünkü tam kanıtlanmadı.! Bu demek oluyor ki; bu konuda her şey bir VARSAYIMIN üzerine bina ediliyor..
Mesela Dr. Gamze Cengiz ATICI, 2022’de paylaştığı bir tweette, bu gerçeği netçe ortaya koyuyor ve aynen söyle diyor; “Germ teorisi bir teori olduğuna göre tartışılmalı değil mi? Asıl konu solunum yoluyla canlıdan canlıya bulaş gerçekten var mı? Virüs izolasyonu denilen çalışmaların kontrol deneyleri neden yapılmıyor?”
İşte bu soru, virolojiyi temelden sarsıyordu. Çünkü ona göre Virüsler birer düşman değil, vücudumuzun toksinlere maruz kalmış hücrelerinin ürettiği eksozom denen atık parçacıklarıydı.!
İşte Dr. ATICI’ın bu çığır açan analizi, aslında uluslararası alanda bazı ünlü doktorlarca da destekleniyor. Çünkü bilimsel olarak, eksozomlar hücrelerin salgıladığı 30-150 nanometre çapında küçük veziküllerdir (kapalı zardan oluşan, oldukça küçük, hücre içi bir kese..) ve proteinler, lipidler, DNA ile RNA gibi biyomolekülleri taşırlar.
Örneğin, hücreler strese (toksinler, nanopartiküller) maruz kaldığında eksozom üretimi artar. Bu aslında vücudun doğal bir detoks mekanizmasıdır. İşte Dr. Gamze Cengiz ATICI bunu “hücrelerin toksinleri atma yolu” diye tanımlıyor:
Evet Dr. ATICI ve daha bir çok bilim insanına göre; "Eksozomlar, hücrelerin toksinlere maruz kaldıktan sonraki parçalanma, atık ürünleridir.!
VİRÜS dedikleri şey ise bu eksozomları mikroskopla göstererek yada PCR hileleri ile büyütüp HASTALIK diye yaftalamak.!
Virüslerle eksozomların benzerlikleri gerçekten çok çarpıcı çünkü boyutları, lipid zarları ve RNA içerikleri neredeyse aynı.!
Hatta ikisi de hücre içinde çoğalıp hücreden dışarı çıkıyorlar. Fakat Virüsler sözde hastalık etkeni olarak nitelendirilirken eksozomlar bir nevi vücudun "çöpçüleri" olarak görülüyor.
PubMed’e göre, alüminyum nanopartiküller gibi toksinler eksozom üretimini artırıyor; PCR ise işte bu RNA’yı ‘virüs’ diye yanlış etiketliyor.”
Dr. Stefan LANKA’nın Sarsıcı Kontrol Deneyi ve PCR Tuzağı.!
Dr. Gamze Cengiz ATICI'nin işte bu iddiaları Alman biyolog Stefan Lanka’nın eleştirileriyle tam olarak örtüşüyor. Çünkü Dr Stefan LANKA, 1980’lerden beri virolojiyi tam olarak; “yanlış yorumlara dayalı bir sahtekarlık” olarak görüyor.
Dr. LANKA'nın deneyleri ise bu tartışmanın en KİLİT noktalarından birini oluşturup onun bu noktadaki katkısı ise çok kritik bir kontrol deneyiyle aslında zirveye ulaşıyor;
Çünkü Dr LANKA ve ekibi, virologların VİRÜS İZALOSYONU İÇİN kullandığı aynı prosedürü uyguluyor. Ancak kültüre hasta numunesi EKLEMİYOR..
SONUÇ şok edici oluyor. Hatta virolojinin temellerini sarsıp altına dinamit koyup patlatmak türünden bir şey oluyor..
Çünkü Hücreler yine aynı şekilde ölüyor..
Bu arada Hücre Kültürü; kontrol edilebilen yapay şartlar altında, numunenin alındığı canlının hücrelerinin, çeşitli amaçlarla üretilip-çoğaltılıp incelenmesi için hazırlanan genelde küçük bir kapta bulunan bir karışımdır. Kültür kelimesi, ekmek/yetiştirmek manalarına da sahiptir.
Bu deney bize şunu gösteriyor; Dr. Lanka'nın gösterdiği haliyle sözde virüslerin, hücre parçalanmalarının ve ölümlerinin asıl nedeni olmadığını ispatlamaktadır..
Böylece Dr. LANKA, hücre ölümünün nedeninin virüsler değil, o deney yapılan kültüre eklenen antibiyotikler, besinsizlik, toksinler, kimyasalar olduğunu kanıtlıyor.!
İşte Dr. Gamze Cengiz ATICI’nın toksin ve eksozom tezi de bu tarihi kontrol deneyiyle uluslararası bir zemine oturmuş oluyor.
Yani kısaca ve özetle; Virüs olduğu iddia edilen ve ortaya çıkan o etkiyi, ortada virüs yokken de yapıyorlar ve aynı neticeyi alıyorlar.!
PCR Aslında Neyi Tespit Ediyordu?
Peki, 2020’de aradığımız “virüs” neydi?
Tam burada Elon Musk’ın o meşhur sözü akla geliyor; “Sabah pozitif, akşam negatif!”
Malum Portekiz mahkemesi de, 35-45 döngü aralığında PCR testlerinin %97 yanlış pozitif verdiğini kanıtlamıştı.!
Bu noktada Amerikalı Adli Psikiyatri Tıp Uzmanı ve Biyolog Dr. Andrew Kaufman’ın analizi de yine çok kilit bir önem taşıyor.
Çünkü Dr. Kaufman, virüs diye adlandırılan parçacıkların, vücudun toksik maddeler, psikolojik stres veya elektromanyetik radyasyon gibi zararlara tepki olarak salgıladığı Eksozomlar ile boyut ve içerik olarak AYIRT EDİLEMEZ olduğunu savunuyor.
PCR testi ise VİRÜS FİLAN YAKALAMIYOR.! İşte bu benzerlik nedeniyle, aslında vücudun temizlenme ve iyileşme tepkisi olarak salgıladığı EKSOZOMLARIN RNA’sını tespit ediyor.!
Yani aslında Pozitif test sonucu; Virüs yada enfeksiyon filan değil, vücudun stres altında olduğunu gösteriyor.!
İşte Dr. Gamze Cengiz ATICI'nın 2020’den, yani COVID'den beri savunduğu “Virüs yok, her şey toksinlerin marifeti” tezinin küresel tıp uzmanları tarafından da desteklendiğini gösteren en net kanıt belki budur.
Dr. Thomas Cowan ve başka bilim insanları da benzer fikirde. Covid, İspanyol Gribi ya da başka salgın hastalıkların esas nedeninin zehirlenme olduğunu söylüyorlar. Bu zehirlenme kimyasallar kaynaklı ya da yeni teknolojilerin neden olduğu yeryüzü üzerini kaplayan elektromagnetik dalgalar kaynaklı olabilir fikirleri mevcut. Yaygın görülen hastalıklarda mikroplara suç atmak esas suçlu olan zehirlenmeyi gizleyeceğinden etkili tedaviyi de önler, fikri de mevcut.
Zaten PCR’ testini icat eden Kary Mullis’in, “Bu test bulaşıcı hastalıkları tespit etmek için tasarlanmadı” demiş olması PCR ile yapılan işte bu küresel illüzyonun boyutunu gözler önüne seriyor.!
Maalesef insanlar şunu bilmiyordu ve fark edememişti; PCR, bir hastalık tanı aracı değil, genetik materyali çoğaltan bir araçtı.! Tıpkı bir fotokopi makinesi gibi, var olanı çoğaltır, ancak patojeni kendi başına tespit edemezdi.
Ama ne hikmetse artık (!) DSÖ, 17 Ocak 2020’de PCR’nin 35-45 döngüde çalıştırılmasını önermişti.. Fakat anladığım kadarı ile bu bilinçli yapılmıştı. Çünkü bu yüksek döngü, klinik olarak hiçbir anlamı olmayan eser miktardaki genetik enkazları bile “pozitif” diye yutturabilmek için yeterliydi.
Bu arada herkesin çok iyi tanıdığı ve hürmet ettiğı ve 2014 yılında vefat eden rahmetli Aidin Salih hanım da "Mikroplar, Allah'ın yarattığı görevli varlıklardır. Hastalıkların esas nedeni değildirler. Vücuttaki birikintileri temizlemeye gelirler." fikrindeydi. Bir doktor olarak taa o zaman bunu dile getiriyordu..
Aidin Salih hanımın öğrencisi Dr. Orhan Ali'den de öğrendiğimiz kadarıyla parazitlerin bile bir görevi olduğunu söylemiş.! Parazit nedenleri arasında tıbbi ilaçları da sayıyor.
Coronaloji.com'da Somatid kelimesini arattığınızda bulacağınız bilgiler ve videolar ise işi bir tık ileri götürüyor. Yıllar önce bazı bilim adamlarının bakterilerin kaynağının bizzat bizim hücrelerimiz olduğunu söylediğini görüyorsunuz. Bu bilim insanlarının ifadelerine göre hücrelerimizden üretilen somatid adlı yapılar, hücrelerin bulunduğu ortamın değişimine göre farklı bakteri şekillerine bürünüyorlar. Bu görüş mikrop teorisinin karşıtı olan ortam teorisinin temellerindendir.
Hatta çeşitli parazitler için bile benzer fikirler var..
Gerçek şu ki; PCR ile hastalık değil, HASTALIK ŞÜPHESİ satılıyor.!
Ve bu tarihin en büyük komplolarından biri olarak hafızalara kazınacaktır..
Tıbbın bir "ticaret" haline dönüştürülmesi ve bu ticarette doktorların da sanki birer pazarlama elamanı gibi hareket etmek zorunda bırakılması çok üzücü..
Tıbbın temel etik ilkesi "önce zarar verme'nin" PCR testleri ile yırtılıp, şüphe, zan ve varsayımla büyük bir TİCARİ düzenin yürütülmeye calışılması yine gerçekten çok üzücü.
İkinci Perde;
Yenidoğan Bebeklerin Sessiz Çığlığı.!
Bu PCR testleri yapıldığı anlaşılan bu sahtekârlık, sadece yetişkinleri kandırmakla kalmadı, şimdide masum bebeklerin hayatını karartıyor.!
NASIL MI.?
Türkiye’de yenidoğanlardan topuk kanı alınarak yapılan taramalarda yine PCR testleri kullanıyor..
Genetik hastalıkları ararken PCR temelli yöntemlerle sağlıklı bebekleri sahte pozitiflerle “hasta” ilan ediyorlar.
Dr. ATICI, bu vahşeti tweetlerinde şöyle haykırıyor: “Yenidoğana bir şey olduğunda şüphe etmemiz gereken yaratılış kusuru mu, yoksa sonradan etkiler mi?”
K vitamini, anne sütü toksinleri veya nanopartiküller gibi. Yani aslında klinik bulgu yok, gözlem yok; sadece bir makine (pcr), bir geni binlerce kat çoğaltarak “tehlike var” diyor.
Şu durumda, yaygara koparılan SMA hastalığının asıl sebebi AŞI HASARLARI olmasın sakın.?
Aşılardaki nanapartiküller buna neden oluyor, aşılar yapıldıktan bir kaç gün sonra alınan Topuk Kanı ve yapılan güya taramalarda da Sahte PCR sonuçları ile ortaya çıkıyor ve bebekler böylece yaftalanıyor olmasın sakın.!
Sonra ne oluyor.? Aslında Sağlıklı Bebekler ölümcül tedavilere (antibiyotikler, aşılar, ilaçlar) zorlanıyor ve bebekle birlikte aileler de perişan ediliyor.
İşte Dr. ATICI’nın tezi burada devreye giriyor, diyor ki; Eğer Virüsler yoksa, hastalıklar da bulaşmıyorsa, o halde bu testler neyi arıyor.?
Cevap, vücudun doğal temizlik süreçleri yani eksozomlar.!
İşte PCR, bebeklerin hücrelerindeki atıkları abartarak onları hasta gösteriyor.!
Kuduz gibi “virüs” tanıları da aynı.. Kuduz ensefalittir (beyin iltihabı), asıl nedeni zehirlerdir; Anladığım kadarı ile PCR testi ile etkenin adı kuduz virüsü oluyor.!
Bu, insanlığa kurulan belki en büyük tuzaktır.!
Sağlıklı bir nesli, sahte PCR testleri ve sahte raporlarla zehirlemek.. Bu inanılmaz..
Dr. Gamze Cengiz ATICI'nın bu analizi, sadece bilimsel değil bence bir devrim çağrısıdır..
Türkiye’de ilk kez bu kadar net, bu kadar cesur bir şekilde bir doktor bütün kariyerini riske atarak bunu dile getirmiştir..
Üçüncü Perde;
Virüsün Gölgesindeki Toksik Tarih ve Uyanış.!
Virüs teorisi ile PCR arasındaki bağ, bu anlatmaya çalıştığım sahtekârlığın omurgası olarak gözükmektedir.!
Bu aslında yeni bir oyun değil, sadece tarih tekerrür ediyor..
Mesela 90’lı yılların AIDS krizinde, Dr. Robert E. Willner, HIV'in aslında AIDS'e neden olmadığı iddiasını kanıtlamak için kameralar önünde HIV pozitif bir kişiye batırdığı iğneyi kendine batırdı..
Onun tezide Dr. ATICI'ınkine paraleldi.
Ona göre AIDS’in asıl nedeni yetersiz beslenme ve ilaçlardı. Willner, özellikle AZT ilacını “Katil İlaç” olarak nitelendirdi. Çünkü AZT, kanser ilacı olarak geliştirilmiş ancak aşırı toksik olduğu için rafa kaldırılmıştı. Willner, ilacın bir DNA sonlandırıcısı (Terminator) olduğunu ve yan etkilerinin (lenfoma, pansitopeni) bizzat AIDS’in tanımı olduğunu iddia etti..
Yani AZT, tedavi etmek yerine AIDS'e neden oluyordu.! Bu iddia gerçekten inanılmazdı..
Hatta bu iddia geçmişte yazdığım "Covid'in İkinci Perdesi mi.?" başlıklı köşe yazımı hatırlattı.. Çünkü o yazımda da araştırmalarım neticesinde şu kanaate varmış ve yazmıştım; Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin asıl sebebi keneler değil "Uygulanan tedavi ve verilen ilaçlardı.!"
Yani Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin belirtileri ile RİBAVİRİN isimli ilacın yan etkileri nerede ise aynı ve örtüşüyor.!
Şu durumda insan düşünmeden ve sorgulamadan edemiyor;
TABİRİ CAİZSE; Asıl Katil İlacın Kendisi miydi Acaba.?
Neyse biz bu konuyu, konunun uzmanlarına bırakalım.
DEVAM...
Dr. Gamze Cengiz ATICI'nın bugün nanotoksinler ve kimyasallarla ilgili yaptığı uyarılar, Willner’ın AZT fiyaskosu üzerinden yüzlerce masum insanın aslında zehirlenmiş olduğunu anlatan o karanlık tarihi hatırlatıyor..
Türkiye'de Dr. ATICI, bu toksik mirasa dur diyen ilk doktor oldu..
O, sadece PCR’ı değil, tüm ilaç ve toksin merkezli tıp dogmalarını da sorgulattı bizlere..
Dr. ATICI’nın o dehşetli covid döneminde, birilerinin ASKER ZORUYLA AŞILAMA YAPMAK GEREKTİĞİNİ söylediği o karanlık dönemdeki cesareti ve üstün analitik yeteneği, Türkiye’deki uyanışın fitilini ateşledi ve uluslararası bilim camiasındaki eleştirileri ülkemizde görünür kıldı..
Stefan Lanka’nın eleştirileri ise işte bu bağlantıyı daha da güçlendiriyor..
Çünkü Dr. Lanka, COVID’i “toksin zehirlenmesi” diye nitelendiriyor ve PCR’nin kirli kullanımını eleştiriyor..
PCR, yüksek döngülerde atık RNA’ları abartıyor..
Lanka’nın “SARS-CoV-2 yok, diken proteini yok – viroloji tamamen çürütüldü” sözü, Dr. Gamze Cengiz ATICI'nın tezleriyle tamamen örtüşüyor..
İşte bu uluslararası bakış, Türkiye’deki uyanışı da körükledi ve küresel uyanışın bir parçası haline getirip sorgulamalara ve nihayetinde bir aksiyona dönüştürdü..
Özgürlük ve Sağlık Bizim Elimizde..
Dr. ATICI'nın açtığı yol ve deşifreleri ile şimdi ise sahne sizde.!
O covid tiyatrosu dönemi, o karanlık perdenin ardında, Dr. Gamze Cengiz ATICI gibi bir kahraman doğdu.
2020’de bir tweet’le başlayan, sonra Türkiye’yi uyandıran, zincirleri kıran bir devrime dönüştü..
Tweeter sayfası kapatıldı, sansürlendi, susturulmaya çalışıldı, hatta başarısı çalınmak istendi ama o, hala dimdik ayakta..
Virüs yalanını patlattı, PCR tuzağını ifşa etti ve bizim bebeklerimizi kurtardı, buna sebep, vesile oldu..
Stefan Lanka ve Dr. Kaufman gibi uluslararası öncülerle paralel olarak Dr. Gamze Cengiz ATICI Türkiye’nin meşalesi oldu.. Ve onun görüşleri bütün Türkiyeyi aydınlattı..
Ama uyanış, tabiki sadece onunla bitmez.. O öncü oldu bizler ise ondan aldığım ipuçlarını sorgulamaya, oyunu ve tuzağı çözmeye devam edeceğiz..
Onunla başladı ama bizlerle devam edecek..
Artık Korkuyu bırakalım ve gerçeğe sarılalım..
COVİD döneminde bizleri zaten KORKU ile yakalamışlardı.. KORKU damarımızı tahrik edip işlettirmişlerdi.! VAKA SAYILARININ her gün açıklanması da zannımca bu kabildendi..
Evet, sanırım hastalıklar genelde dışarıdan gelmiyor..
Çoğu zamanda asit-baz dengesizliği, kötü beslenme, nanotoksinler, tarım ilaçları, kimyasallar kaynaklı oluyor..
Kaya tuzu, doğru su (çeşme suyu değil), doğal gıdalar şifaya ve sağlıklı bir yaşama vesile oluyor..
Vücudumuzun mükemmel dizaynına lütfen güvenin..
Eksozomlar temizlikçi, bakteriler ise dost gözüküyor..
PCR testiyle sahte hasta ilan edilmeye derhal son verilmesi gerekiyor..
Yenidoğan bebeklerimizi bu vahşetten ve tuzaktan kurtarmamız gerekiyor ve bunun için ölümüne mücadele etmemiz..
Pandemi yalandı, ama Dr. ATICI'nın mirası gerçek.. Yine de bunu konunun uzmanlarına bırakıyorum..
Bir meşale de şimdi siz yakın.!
Bu bir çağrıdır;
Paylaşın bu yazıyı ve bu PCR sahtekarlığını.. Duyurun, yayın, haber verin bilmeyenlere, duymayanlara..
Bebeklerimizi kurtarın...
Not; Bu yazıyı yazmamda bana ilham veren, çok emeği olan, beni uyandıran, sorgulatan, uzun zamandır bir çok bilgi, belge ve veri ile destekleyen, besleyen, bana sürekli ve hususi zaman ayırıp ilgilenen çok kıymetli doktor arkadaşıma ben de HUSUSİ teşekkürlerimi sunuyorum..
Dr. Gamze Cengiz Atıcı gibi O da benim gözümde bir kahraman..
Selam, Dua ve Hürmet ile..
Referanslar;
1; https://odysee.com/Dr.-Robert-Willner-Kendini-HIV-ile-Enfekte-Ediyor---1.-B%C3%B6l%C3%BCm:5?r=eWBvVPAd2qEPMjpqgZvwBrznJP5wd2Pk
2; https://odysee.com/VirolojiyeElveda30dk:8
3; https://youtu.be/uiblZwLPMEA?si=oXdiOnWWrO5gRSpl
4; https://t.me/coronagercegi/1282
5; https://t.me/coronagercegi/1796
6; https://www.bitchute.com/video/mMl0VvnHIu1G/
7; https://x.com/alfa__kurt/status/1971665979488063742?t=mijuwJHtgpBguZRI4coNeQ&s=19
8; https://x.com/gamzecengiz076/status/1951757429500236185?t=BXXirNR9jmwk23mC4Bpnow&s=19
9;
https://x.com/gamzecengiz076/status/1905936732802977946?t=xCzlfl00vh3UcJj5DZlVoQ&s=19
10; Eksozom ve Virüs tweet'i;
https://x.com/gamzecengiz076/status/1951757429500236185?t=m4cD72ZRTLHA8HD7RWU3AQ&s=19
11; https://x.com/gamzecengiz076/status/1892615920649957385?t=GVNaD2lrp6iLxphyMtqfdQ&s=19
12; https://x.com/gamzecengiz076/status/1944860486404587770?t=i99IR8s6Z9sE8XyCIywHKw&s=19
13; https://x.com/gamzecengiz076/status/1905935643902963842?t=bWuniWIYuy-vZMrCVfcTZQ&s=19
14; https://x.com/gamzecengiz076/status/1959542287425216809?t=BLNZWFqHa0MbxLEn1m3b2Q&s=19
15; https://x.com/gamzecengiz076/status/1895184623023395121?t=mV1UPLF0qqSNDbEQayesUA&s=19
16; https://x.com/gamzecengiz076/status/1900146858573394025?t=Xb57qqSoB08CT2rY54_fNA&s=19
17; https://x.com/gamzecengiz076/status/1901616101739409664?t=LmnLpMI4GbyuqwlUJuT6Tw&s=19
18; https://x.com/gamzecengiz076/status/1931712433984340446?t=Jaoz02v1VQoVUPM49dTSqw&s=19
19; https://x.com/gamzecengiz076/status/1931793780320956591?t=8IPuB8_CzM4xORzAHkw9yg&s=19
20; https://x.com/gamzecengiz076/status/1959542287425216809?t=QZQF3_OSocVxrVAdWLhUlg&s=19
21; https://x.com/gamzecengiz076/status/1540756883031605249?t=p_2xKGx-GySik1ZPdZG1JA&s=19
22; https://x.com/gamzecengiz076/status/1828436958806217160?t=9_2sLS5hi0iIxpA_7gc0Ig&s=19
Yorumlar
Kalan Karakter: